ABD yaptırımlarına rağmen İran petrol sektörü, ihracatını korumakla kalmayıp stratejik ve operasyonel adaptasyonlarla artırmayı başardı. Küresel piyasalarda güvenilir bir tedarikçi konumunu sürdüren İran, teknik yaratıcılık ve alternatif finans ağlarıyla yaptırımların etkilerini sınırladı ve hayati petrol gelir akışını güvence altına aldı.

YDH- ABD’nin son bir yıldaki yaptırımları, İran petrol sektörünü hedef alarak gelirlerini kesmeyi amaçladı. Ancak veriler, İran’ın ihracatını sürdürdüğünü ve hatta bazı dönemlerde artırdığını gösteriyor.
Uzmanlar, bunun yalnızca dayanıklılık değil, aynı zamanda stratejik adaptasyon ve operasyonel yeniliklerin sonucu olduğunu belirtiyor.
Temmuz 2025’te açıklanan yaptırımlar, deniz taşımacılığı ve sigorta gibi kritik alanları hedefleyerek tanker hareketlerini kısıtlamayı amaçladı. 2024 sonundan bu yana ABD, İran petrol sektörüne 14 ayrı yaptırım paketi ve toplam 465 kısıtlama uyguladı; bu kapsam deniz taşımacılığı, finansal işlemler ve sigortayı içeriyor.
Resmi İran verileri ve bağımsız ajanslar, ham petrol ve kondensat ihracatının devam ettiğini ve kısmen arttığını doğruluyor. İran hükümet verilerine göre, yılın ilk dört ayında günlük ortalama ihracat bir önceki yıla kıyasla 21 bin varil yükseldi.
Kpler verilerine göre, Mart 2025’te Çin’e yapılan sevkiyatlar yüzde 22 artarak 1,81 milyon varil/gün seviyesine ulaştı. Uluslararası Enerji Ajansı (UEA), İran’ın ilk yarı ihracatını ortalama 1,7 milyon varil/gün olarak tahmin etti.
Vortexa, Haziran 2025 sonunda 1,8 milyon varil/gün rekor ihracat seviyesini kaydetti; bu dönemde bölgesel gerilimler artış gösterdi.
İran Petrol Bakanlığı, ihracattaki başarıyı titiz planlama ve kısıtlamaları aşmada yaratıcı yönetimle ilişkilendiriyor. Kullanılan yöntemler arasında küçük gemilerin kullanımı, alternatif nakliye yolları, karmaşık finansal düzenlemeler ve gemiden gemiye transfer gibi teknik çözümler bulunuyor.
İran, resmi yaptırım mekanizmalarını aşmak için gizli satış kanalları ve aracılara giderek daha fazla başvuruyor. Petrol sektöründeki personelin kararlılığı ve esnekliği, adaptasyon süreçlerinde belirleyici oldu.
Sektörün sürekli evrimi, her yeni yaptırıma lojistik ve finansal karşı tedbirlerle yanıt verilen bir yarışa işaret ediyor. İran’ın ihracattaki dayanıklılığı, küresel enerji piyasaları ve uluslararası yaptırım politikaları açısından geniş etki yaratıyor.
ABD ve müttefikleri için İran ham petrolü, yaptırımların ekonomik temel üzerinde sınırlı etkisini gözler önüne seriyor. Yaptırımlar maliyet ve zorluk yaratmakla birlikte, alternatif finans ve küresel piyasa bağlantıları hızlı ekonomik çöküşü engelliyor.
Başarının temelinde, özellikle Çin gibi büyük alıcıların ABD baskılarına rağmen petrol almayı sürdürmesi yer alıyor. Alıcı davranışı ve İran’ın stratejik nakliye/ödeme manevraları, tek taraflı yaptırımların çok kutuplu enerji piyasasındaki sınırlılığını ortaya koyuyor.
İran ham petrolü, piyasa dalgalanmalarına rağmen arzın istikrarına katkı sağlıyor. Siyasi riskler, üretim açıkları ve küresel enerji dönüşümü, arz belirsizliklerini artırıyor.
İran, özellikle Asya pazarlarında hâlâ güvenilir bir oyuncu konumunda; talep güçlü ve alıcılar güvenilir kaynak arıyor. Petrol ihracatı İran’ın ekonomik yapısında merkezi bir rol oynuyor; devlet gelirlerinin yaklaşık yüzde 30-40’ını oluşturuyor.
Petrol gelirleri, altyapı, kamu hizmetleri, sanayi yatırımları ve sosyal yardımları destekliyor. Gelirlerin istikrarı, mali durum ve genel ekonomik sağlık açısından belirleyici.
İhracat hacminin korunması, enflasyon ve döviz dalgalanmalarıyla mücadele eden ekonomiyi destekliyor. Sürekli petrol geliri, hükümetin sübvansiyon ve sosyal programlarını finanse etmesine olanak tanıyor. İran deneyimi, küreselleşmiş ekonomide ekonomik baskının karmaşıklığını ortaya koyuyor.
Son bir yıl, yaptırımlara karşı dayanıklılık, stratejik adaptasyon ve operasyonel yenilikleri bir arada sergiliyor.
Yaptırımlar ticareti zorlaştırsa da beklenen ihracat kesintilerini getirmedi. İran, teknik yaratıcılık ve küresel piyasa bağlantılarıyla hayati petrol gelir akışını sürdürdü.
İran Petrol Bakanı Muhsin Paknecad, “Dış baskı ne kadar artarsa, karşı tedbirlerimiz o kadar sofistike hâle gelir” diyerek sürecin dinamik doğasına dikkat çekti.