Lübnan'da İletişim Bakanı Şarls Hac'ın Starlink ile uydu internet hizmeti alımına yönelik doğrudan sözleşme yapma ısrarı, Meclis İletişim Komisyonu Başkanı İbrahim el-Musevi'nin sert eleştirilerine neden oldu. Musevi, bu adımın yasa dışı bir "kaçakçılık" olduğunu, rekabeti bozacağını, mevcut iletişim yasasını tahrip edeceğini ve ulusal güvenlik endişeleri taşıdığını belirtti.

YDH - Lübnan meclisindeki İletişim Komisyonu Başkanı ve Hizbullah'a bağlı Direnişe Vefa İttifakı üyesi İbrahim el-Musevi, el-Ahbar gazetesine verdiği demeçte, İletişim Bakanı Şarls Hac'ın Starlink şirketiyle dışarıdan ülkeye internet hizmeti sağlamak üzere doğrudan sözleşme yapma ısrarının "yasa dışı bir kaçakçılık" olduğunu söyledi.
Musevi, bu durumun piyasadaki rekabeti olumsuz etkileyeceğini, iletişim yasasının tahrip edilmesinde yeni bir katman oluşturacağını ve yetkili güvenlik kurumlarının Starlink ile yapılacak sözleşme hakkında dile getirdiği güvenlik kaygılarını artırdığını ifade etti.
Musevi'ye göre, bu şirketle veya herhangi bir şirketle bu şekilde sözleşme yapmak, Temsilciler Meclisi'nden yasa çıkarılmasını gerektiren bir imtiyaz sözleşmesi niteliğinde.
Bakanlar Kurulu bugün, "İletişim Bakanlığının uydu internet hizmeti sağlamak için yürüttüğü çabalar ve bu alanda uluslararası şirketlerden aldığı teklifler üzerine görüşmelerin sürdürülmesi" gündemiyle toplanıyor.
Ancak Bakanlar Kurulunun henüz hukukun sesine kulak vermediği, kamu çıkarı ve kamu hazinesi aleyhine kâr peşinde koşan özel sektör mantığıyla teklifleri tartıştığı belirtiliyor.
"Devlet tekeli baltalanıyor"
İletişim Bakanı'nın sektöre bir denetleyici bakan olarak yaklaşmadığı, aksine onu geliştirme ve kamu hizmetlerini iyileştirme sorumluluğunu göz ardı ettiği anlaşılıyor.
Bakan Hac'ın, devletin internet hizmeti sağlama tekelini kırmayı ve bu hizmeti, daha önce ortak olduğu şirketlerin yörüngesinde dönebilecek özel bir şirkete ya da şirketlere düşük bir bedelle vermeye çalıştığı ifade ediliyor.
Bu durum, Starlink'in İletişim Bakanlığı dışında bir hizmet sağlayıcı olarak Lübnan'a sokulması ısrarında açıkça görülüyor; bu da şirketin piyasadaki kendi payını ve diğerlerinin payını ele geçirmesine olanak tanıyacak.
Starlink'e yönelik itirazlar çok düzeyli. Meclis İletişim ve Enformasyon Komitesi Başkanı İbrahim el-Musevi'ye göre, itirazların başında "açık bir rekabetçi süreç dışında yürütülen ikili ve açık müzakereler" geliyor.
İletişim Komisyonu, bakanlığın çalışmalarını, sektörü düzenleyen ilke, yasa ve yönetmeliklerin yanı sıra, güvenlik kurumlarının Starlink kullanıcılarının doğrudan internete bağlanarak denetim mekanizmalarını atlatma kabiliyetinden duyduğu kaygıları göz önünde bulundurarak takip ediyor.
Dijital egemenlik ihlali
Hac'ın bu tutumu, Starlink'e lisans "kaçakçılığı" yapma amacına dair şüpheleri artırıyor. Musevi, Bakan'ın "Kamu İhale Yasası ve 2002 tarihli 431 sayılı İletişim Yasası'nın vurguladığı Telekomünikasyon Düzenleme Kurumu gibi temel yasal rolleri aştığını ve egemenlik ile veri kurallarını ihlal ettiğini" belirtiyor.
Musevi, Hac'ın bu eylemlerini "dijital egemenliğin ihlali" olarak nitelendiriyor ve Cumhurbaşkanı ile Başbakan nezdindeki devleti, beklenen ihlallerden sorumlu tutuyor.
Musevi, Hac'ın yasal ihlallerini detaylandırıyor: lisans vermede bir bakanlık kararına dayanmaktan, Starlink'e verilecek istisnai sözleşmenin özelliklerine kadar:
"İlk olarak, lisans bir bakanlık kararıyla verilmez. Kamu İhale platformu yasal sürecin yerine geçmez; bilakis, iki sürecin bir arada tutulması yasal olarak mümkün değildir. Yani, İletişim Bakanı'nın kararıyla ikili lisans verme ve Kamu İhale platformunda yayınlama, Hac'ın 'istişare ve görüş alma' olarak değerlendirdiği bir durumdur."
Musevi'ye göre, "Ya eşitlik ve şeffaflığı sağlayan Kamu İhale platformunda rekabet ya da herkese açık ve ilan edilmiş koşullarla lisans verme" söz konusu olmalı:
Starlink'i iletişim sektöründe bir oldu bitti olarak dayatmak için Yasama ve İstişare Kurulundan aldığı bir danışma görüşüne dayanması, Musevi'ye göre 431 sayılı İletişim Yasası'nı göz ardı ediyor.
Zira "Yasama ve İstişare Kurulunun görüşü yol gösterici niteliktedir ve yürürlükteki yasaların, özellikle İletişim Yasası ile Kamu İhale Yasası'nın üzerinde değil."
Bu nedenle, "bir danışma görüşüne dayanarak rekabet sürecinin atlatılması, özellikle de lisansın işletme haklarını ve belirli bir operatöre iktisadi karşılığı sağlaması halinde, kabul edilemez."
Öte yandan, Hac'ın henüz atanmayan Telekomünikasyon Düzenleme Kurumu'na yönelik davranışları, kurumu sektörden ve lisans verme yetkisinden sorumlu bir kurum haline gelmeden önce Starlink lisansını bitirme aceleciliğini gösteriyor.
Burada Musevi, "yönetim kurulunun, yani Düzenleme Kurumu'nun yokluğunun yasayı geçersiz kılmadığını ve yetkilerini bakana devretmediğini, böylece Starlink ile ikili müzakere yapmasına izin vermediğini" vurguluyor.
Musevi'ye göre, Starlink'in faaliyetleri piyasaya erişim hakları, işletme şartları ve koşulları ile taahhütlerin imzalanması, ücret tahsilatı, mali bedellerin ödenmesi ve ardından gelir paylaşımını içerdiği sürece, bu idari bir sözleşmeye veya imtiyaza daha yakın.
Bu da Kamu İhale Yasası'na göre rekabet ve ilan gerektiriyor, genel bir düzenleyici karara değil. Dolayısıyla, ikili bir müzakere yoluyla belirli bir operatöre verilmemesi gerekiyor.
Sonuç olarak, Bakan Hac iki seçenekle karşı karşıya: İletişim Yasası'nı uygulamak ve "kaçakçılığı" durdurmak ya da 2002 tarihli 431 sayılı İletişim Yasası başta olmak üzere yasaları çiğneyerek Starlink'in herhangi bir rekabet veya yasal denetim dışında internet piyasasına girmesine izin vermek.