Charlie Kirk, İsrail’e eleştirisi nedeniyle baskı altındaydı

img
Charlie Kirk, İsrail’e eleştirisi nedeniyle baskı altındaydı YDH

Muhafazakâr-Siyonist yorumcu Charlie Kirk'ün İsrail’e yönelik eleştirileri ve bağımsız duruşu, Netanyahu bağlantılı zengin bağışçılar tarafından baskı altına alınmasına yol açtı. Olayın ardından Netanyahu, Kirk’ü pro-İsrail bir çerçevede anarken, Ben Shapiro gibi İsrail yanlısı figürler de tartışmalı yorumlarda bulundu. Sosyal medyada, Kirk’ün İsrail’e karşı görüş değişikliğinin ölümünde etkili olduğu ve suikastın arkasında İsrail yanlısı güçlerin olabileceği spekülasyonları hızla yayıldı.




YDH- Muhafazakâr-Siyonist Charlie Kirk’ün öldürülmesiyle ilgili spekülasyonlar sosyal medyada büyük yankı uyandırdı.

Bağımsız araştırma platformu The Grayzone, Kirk’ün İsrail’e yönelik eleştirilerini artırması ve İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile bağlantılı zengin bağışçılardan gelen baskılara karşı durmasının, ABD Başkanı Donald Trump çevresinde endişe ve tartışmalar yarattığını bildirdi.

Kirk’ün yakın dostu, öldürülen yorumcunun bu yılın başlarında Netanyahu’nun Turning Point USA (TPUSA) için —ABD’nin en büyük muhafazakâr gençlik organizasyonu— büyük miktarda yeni bir Siyonist fon akışı sağlama teklifini reddettiğini söyledi.

Kaynağın aktardığına göre, Trump yanlısı fenomen, Netanyahu’nun kendisini susturmaya çalıştığını düşünüyordu; çünkü o sırada Washington’daki İsrail etkisini açıkça sorgulamaya başlamış ve bu konuda daha fazla eleştiri alanı talep etmişti.

Kaynağın ifadesine göre, 10 Eylül’de uğradığı suikasttan önceki haftalarda Kirk, Netanyahu’dan giderek nefret eder hale gelmişti; onu bir “zorba” olarak görüyordu.

Trump yönetiminde tanık olduklarından iğrenmişti; Netanyahu’nun bizzat başkanın kadro tercihlerine müdahale etmeye çalıştığını, milyarder bağışçı Miriam Adelson gibi İsrailli unsurları Beyaz Saray’ı kontrol altında tutmak için kullandığını düşünüyordu.

Kirk’ün dostu, aynı zamanda Trump ve yakın çevresine erişim imkânı olan bir isimdi.

Anlattığına göre, Kirk geçen haziranda Trump’ı İsrail’in çıkarları için İran’ı bombalamaması konusunda ciddi biçimde uyarmıştı.

Kaynağın sözleriyle: “Bunu yapan tek kişi Charlie’ydi.” Trump ise buna öfkeyle tepki göstermiş, sert bir şekilde konuyu kapatmıştı. Dostunun değerlendirmesine göre bu olay, Kirk’ün zihninde ABD başkanının yabancı bir gücün etkisine girdiğini ve ülkesini felaketle sonuçlanacak çatışmalara sürüklediğini kesinleştirmişti.

Sonraki ay, Netanyahu’nun ABD’deki zengin ve güçlü müttefikleri tarafından yürütülen özel bir sindirme ve baskı kampanyasının hedefi haline geldi. Bu kişiler, Kirk’ün röportajlarında “Yahudi liderler” ve “paydaşlar” olarak andığı kesimlerdi. Kaynağın sözleriyle: “Onlardan korkuyordu.”

 

Kirk’ün görüş deişimi, zengin destekçileri kızdırdı

Charlie Kirk, 2012 yılında 18 yaşındayken TPUSA’yı kurdu. Kariyeri başından itibaren, neo-con gruplar aracılığıyla Siyonist bağışçılardan aldığı fonlarla desteklendi. Genç organizasyonunu finanse eden zengin destekçilere karşılık, yıllar boyunca Filistin karşıtı ve İslamofobik söylemler geliştirdi, İsrail’e propaganda amaçlı seyahatlere katıldı ve TPUSA etkinliklerinde İsrail yanlısı tutumuna karşı çıkan milliyetçi grupları susturdu.

Trump döneminde, Amerikan Yahudi topluluğuna mensup olmayan çok az kişi, İsrail’in çıkarlarını savunma konusunda Kirk kadar önemli ve değerli görülüyordu.

Ancak İsrail’in abluka altındaki Gazze’ye yönelik saldırısı, sağ tabanda ve genç Cumhuriyetçiler arasında benzeri görülmemiş bir tepki yarattı. Artık sadece %24’ü İsrail’i Filistin’e tercih ediyordu. Bu dönemde Kirk’ün görüşlerinde belirgin bir değişim gözlendi.

Zaman zaman İsrail çizgisini sürdürse de, bazı konularda tabanının taleplerini dinledi. Örneğin, Jeffrey Epstein’ın İsrail istihbaratıyla bağlantılı olabileceğini sorguladı ve 7 Ekim saldırılarının İsrail hükümeti tarafından uzun vadeli politik hedefler için göz yumulup göz yumulmadığını düşündü. Ayrıca sağcı eleştirmen Nick Fuentes’ın anlatılarını tekrar ederek, kendi tabanına seslendi.

2023 Temmuz’unda TPUSA Öğrenci Eylem Zirvesi’nde, sağ tabandan gelen öfkeyi dile getirecek bir platform sağladı.

Zirvede, Tucker Carlson, Megyn Kelly ve anti-Siyonist Yahudi komedyen Dave Smith, Gazze’ye yönelik kanlı saldırıyı açıkça kınadı. Jeffrey Epstein’ı İsrail istihbaratıyla ilişkilendirdiler ve Bill Ackman gibi Siyonist milyarderleri sert biçimde eleştirdiler.

Zirve sonrasında Kirk, ABD’deki Netanyahu yanlısı zengin bağışçılardan öfkeli mesajlar ve telefonlar almaya başladı.

Dostu, Siyonist bağışçıların Kirk’e doğrudan küçümseme ile yaklaştığını ve ona “yeniden hizaya girmesini” emrettiğini aktardı. Kaynağa göre, Kirk yalnızca öfkelendi değil, aynı zamanda bu baskı ve düşmanca tavırlar karşısında “korkmuştu.”

Candace Owens, durumu şöyle özetledi:

“Bence Charlie nihayetinde bir ruhsal dönüşümden geçiyordu. Üzerinde büyük bir baskı vardı. İnsanların onu değiştirmeye çalışmasını izlemek gerçekten çok zor.”

8 Ağustos’ta Megyn Kelly ile yaptığı röportajda ise Kirk, İsrail yanlısı güçlü isimlerden gelen tehdit mesajlarından duyduğu rahatsızlığı açıkça dile getirdi.

Kirk, “Artık benimle aynı tarafta değiller. Ben Amerikalıyım, bu ülkeyi temsil ediyorum,” diyerek bağımsız duruşunu vurguladı.

 

Kirk: İsrail’i eleştirme hakkım bile sınırlı

Charlie Kirk, İsrail hükümetini eleştirme yetkisinin, İsraillilerden bile daha kısıtlı olduğunu vurguladı. 9 Eylül’de Ben Shapiro ile yaptığı bir röportajda, medya tarafından İsrail hakkında doğru bilgi verilip verilmediğini sorguladı ve sözlerini, “Sadece bir soru…” diye sürdürdü.

Kirk’ün Netanyahu ve İsrail lobisine karşı hissettiği öfke, kısa sürede Trump çevresinde de yankı buldu. Kaynağa göre Trump, Netanyahu’nun öfkesinden çekiniyor ve ona karşı çıkmanın olası sonuçlarından endişe duyuyordu.

Geçtiğimiz yıl Beyaz Saray’daki kaynaklar, Gizli Servis’in İsrail hükümeti personelinin acil müdahale araçlarına iki kez elektronik cihaz yerleştirdiğini tespit ettiğini bildirdi.

The Grayzone bu bilgiyi doğrulayamasa da, benzer olayların geçmişte yaşandığı biliniyor. Politico’nun eski üst düzey üç ABD yetkilisine dayandırdığı rapora göre, 2019’un sonunda, Trump’ın ilk döneminde İsrailli ajanlar Beyaz Saray civarında dinleme cihazları yerleştirmişti.

Benzer bir olayı, eski İngiltere Başbakanı Boris Johnson da anı kitabında aktardı. Johnson’a göre Netanyahu’nun kullandığı kişisel tuvaletten sonra güvenlik ekibi banyoda bir dinleme cihazı bulmuştu.

 

Suikast ve spekülasyonlar

Kirk, 10 Eylül’de Utah Eyalet Üniversitesi’nde Amerikan Comeback Tour’unun ilk ayağında, binlerce kişinin önünde otururken bir keskin nişancı tarafından boynuna isabet eden tek kurşunla öldürüldü. Olay, suikast sahneleri arasında en şok edici ve viral olanlardan biri olarak kayıtlara geçti.

Şu ana kadar İsrail hükümetinin suikastta rolüne dair bir kanıt bulunmamakta. Ancak sosyal medyada, Kirk’ün İsrail’e yönelik görüş değişikliğinin ölümünde etkili olduğu spekülasyonları hızla yayıldı.

11 Eylül’de libertaryen influencer Ian Carroll, Twitter/X üzerinden Kirk için, “Onların arkadaşıydı. Hayatını adadı ve ailesinin önünde öldürüldü. İsrail kendi kendini vurdu,” paylaşımında bulundu.

8 Ağustos’ta Infowars’tan Harrison Smith’in paylaştığı bir başka iddia, suikasttan bir ay önce Kirk’ün İsrail’in karşısına geçerse öldürüleceğini düşündüğünü söylüyordu.

Tel Aviv’deki spekülasyonlar öyle bir noktaya vardı ki, Netanyahu 11 Eylül’de NewsMax ile yaptığı röportajda Siyonist varlığın Kirk’ü öldürmediğini iddia etti. 

 

İsrail, Kirk’ün ölümünü nasıl çerçeveledi?

Netanyahu, suikastın ardından Kirk'ün politik duruşunu ve stratejik çizgisini tamamen pro-İsrail bir çerçevede sunmak için bir dizi röportaj ve açıklama yaptı. Bu sırada İsrail Başbakanı, yedi cephede eş zamanlı askeri operasyonlar yürütüyor ve en son olarak Katar’a uzanan suikastlar gerçekleştirmişti.

10 Eylül öğleden sonra saat 15:02’de Netanyahu, Kirk için X üzerinden dualarını paylaştı. Daha sonra üç kez daha Kirk hakkında mesaj yayımladı ve 11 Eylül öğleden sonra Fox News’e çıkarak Kirk’ü anmak için savaş kabinesinden ayrıldı.

Röportaj sırasında Netanyahu, Kirk’ü öldürenin İsrail düşmanları olduğunu ima etmeye çalıştı: “Radikal İslamcılar ve ultra-progresiflerle birleşiyorlar… ‘İnsan hakları’ ve ‘ifade özgürlüğü’nden söz ederler, ama düşmanlarını yok etmek için şiddet kullanıyorlar,” dedi.

Kirk’ü anan 10 Eylül tarihli X paylaşımında, Netanyahu son bir telefon görüşmesini hatırlattı: “İki hafta önce onunla konuştum ve İsrail’e davet ettim. Maalesef bu ziyaret gerçekleşmeyecek.”

Kirk’ün TPUSA’yı finanse edecek fon teklifini reddettiğine dair bir bilgi paylaşılmadı.

10 Eylül’de, Kirk’ü öldürdüğü iddia edilen 22 yaşındaki Utah sakini tutuklandı. Motivasyonları kamuoyuna yakında açıklanabilir. Ancak suikast sonrası resmi anlatıya şüpheyle yaklaşan birçok Amerikalı, olayın arkasındaki gerçek nedenleri asla tam olarak öğrenemeyecek.

Suikasttan dört gün önce, İsrail yanlısı bir Siyonist olan Ben Shapiro Fox News’te Kirk’ü hedef alan ve açıkça İsrail yanlısı bir eleştiri yöneltti: “Organizasyon büyük; içinde yetkisiz iş bilmez insanlar olabilir.” diyerek TPUSA’yı ima etti.

Dört gün sonra, Kirk TPUSA’nın ön saflarında otururken bir keskin nişancı tarafından vurularak hayatını kaybetti. Suikastın ardından sadece 24 saat içinde Shapiro, kendi kampüs konuşma turunu başlatacağını duyurdu ve “Charlie’nin bıraktığı kanlı mikrofonu alacağız,” dedi.