ABD, Irak'ı öncelikli hedef haline getiriyor

img
ABD, Irak'ı öncelikli hedef haline getiriyor YDH

Washington, Irak'taki direniş gruplarını tasfiye etmeye, Halk Seferberlik Güçleri’ni dağıtmaya ve ülkenin siyasi, güvenlik ve ekonomik yapısını yeniden şekillendirmeye çalışıyor. Artan baskılar Bağdat’ın manevra alanını daraltırken, Iraklıları zor bir kararın eşiğine sürüklüyor.




YDH- ABD’nin, İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana yürüttüğü imha ve kökünü kazıma savaşlarının sonuçlarını kendi çıkarları için kullandığı artık netleşmiş durumda. Washington, bu yıkımın yarattığı tabloyu bölgedeki nüfuzunu yeniden tesis etmenin, İsrail’in konumunu güçlendirmenin ve projeye karşı duran güçleri tecrit ederek etkisizleştirmenin aracı haline getiriyor.

El-Ahbar’ın aktardığına göre, Irak da bu planlardan muaf değil. Gazze’ye bir süre destek verdikten sonra Amerikan baskısıyla geri çekilen Bağdat, bugün Washington’ın gözünde öncelikli hedef olarak öne çıkıyor.

ABD, özellikle Lübnan’da olduğu gibi direniş gruplarını kuşatma girişimlerini sürdürürken, Irak’ı yaklaşan kritik seçimler öncesinde askeri, siyasi, güvenlik ve ekonomik yapısını yeniden şekillendirme fırsatı olarak değerlendiriyor.

Irak makamlarının aylardır verdiği tavizler bu yaklaşımı doğruluyor.

Halk Seferberlik Yasası’nı engellemek için ABD’nin yoğun baskısı altında kaldılar. Oysa söz konusu yasa, milislerin statüsünü devletin kalıcı bir kurumu haline getirecekti.

Sonrasında, gruplar üzerindeki baskıyı artırarak onları güçlerini etkisiz kılacak bir “birleşme” sürecini kabul etmeye zorladılar.

Washington’ın İran-Bağdat bağlarını koparma çabalarına uyum sağladılar, mali abluka taleplerine boyun eğdiler, hatta İsrail casusu Elizabeth Tsurkov’un herhangi bir tazminat ödenmeden serbest bırakılması için baskıya maruz kaldılar.

Ancak tüm bu adımlara rağmen ABD, direniş gruplarının tamamen dağıtılmasını, Halk Seferberlik Güçleri’nin tasfiyesini ve ülkenin savunma sisteminde herhangi bir rol üstlenmemesini istiyor.

Bunun en açık göstergesi, Washington’ın Irak’a yönelik artan saldırıları.

ABD, bazı grupları “terörist” ilan ederek yaptırım listesine aldı, Irak devletini doğrudan yaptırımlarla tehdit etti. Ülkenin güvenlik ve askeri politikalarını hiçe saydı, İsrail üzerinden askeri tesisleri hedef aldırdı.

Hatta Irak’ı resmen “teröre destek veren devlet” olarak sınıflandırma seçeneğini gündeme getirdi.

Şimdilik Bağdat bu baskıları en düşük maliyetle atlatmaya çalışıyor.

Ancak İsrail-Amerikan savaşının son aşaması, yani “kemikleri kırma” ve bölgede hiçbir gri alan bırakmama stratejisi, Irak’ın seçeneklerini hızla daraltıyor.

Katar’ın bombalanmasıyla da teyit edilen bu yeni dönemde, Iraklıların kesin bir karar vermesi kaçınılmaz görünüyor.

Bu karar ise kolay olmayacak. Zira ülkeyi uzun süredir kuşatan “New York varlıklarından” kurtulmak neredeyse imkânsız. Fakat Washington ve Tel Aviv, çatışmayı ertelemek ya da dondurmak yerine tüm cephelerde çözüm dayatmaya devam ederse, Irak’ın önünde tek bir yol kalabilir.

İlgili Haberler