Aimé Césaire’nin 1950’de yayımladığı "Sömürgecilik Üzerine Söylev", Avrupa’nın sömürgecilik geçmişi ve Filistin’e yönelik politikalarını değerlendirmek için hâlen geçerli bir perspektif sağlıyor.

YDH- Middle East Eye’de yer alan makalede, Martinik doğumlu şair ve politikacı Aimé Césaire’nin 1950’de yayımladığı Sömürgecilik Üzerine Söylev adlı eseri üzerinden, Avrupa sömürge sistemine yönelik eleştiriler günümüzde Gazze’de yaşanan dramayı anlamak için bir çerçeve olarak aktarıldı.
Makalede, Césaire’nin çalışmasının, Avrupa’nın uyguladığı şiddet, insanlık dışı uygulamalar ve baskıyı gözler önüne serdiği ve Avrupa’nın medeniyetin kalesi olduğu iddiasındaki çelişkilerini ortaya koyduğu aktarıldı.
Césaire’nin eleştirisinin yalnızca tarihsel bir belge olmadığı, günümüzde Avrupa’yı ve Filistin’e yönelik politikalarını anlamak için de geçerli bir araç olduğu vurgulandı.
Makalede, 1950’lerde Avrupa’nın sömürge imparatorluklarını korumak için yeni yollar aradığı, Roma Antlaşması’nda yer alan “Eurafrica” kavramının Afrika üzerindeki sömürgeci yaklaşımı sürdürdüğü kaydedildi. Bu kavramın, Avrupa entegrasyonunun barışı Avrupa’da sağlarken Afrika’da koloniyal baskının devamını hedeflediği ifade edildi.
Césaire’nin sömürgecilik ve medeniyet arasındaki uçuruma dikkat çektiği ve kolonileştirme girişimlerinin hiçbir insanî değer üretmediği bildirildi.
Makaleye göre Césaire, “Kolonyalistler Indochina’da öldürebilir, Madagaskar’da işkence yapabilir, Kara Afrika’da hapsedebilir, Batı Hint Adaları’nda baskı uygulayabilir. Bundan böyle kolonileştirilenler, geçici ‘efendilerinin’ yalan söylediğini bilir” ifadelerini kullandı.
Yazıda, bu gözlemin günümüzde Filistin bağlamında da geçerli olduğu aktarıldı: “Siyonist kolonyalistler Filistin’de öldürebilir, işkence yapabilir, hapsedebilir ve baskı uygulayabilir. Bundan böyle işgal altındaki Filistinliler, geçici ‘efendilerinin’ yalan söylediğini bilir” ifadeleri belirtildi.
Makalede, Avrupa Birliği ve Avrupa hükümetlerinin İsrail’in Filistin’deki eylemlerini savunduğu ve kendi medya organları aracılığıyla İsrail propagandasını tekrar ettiği bildirildi. Ayrıca, Gazze’deki çatışmaların büyük teknoloji şirketlerinin desteğiyle AI odaklı bir soykırıma dönüştüğü vurgulandı.
Avrupa’nın Filistin’e yönelik planlarının moral veya evrensel değerlere dayalı olmadığı, analistlerin bildirdiğine göre, bu planların Filistinlilere uygulanan sömürgeci baskıyı sürdürdüğü ve İsrail’in eylemlerine dolaylı destek sağladığı ifade edildi. Makalede, Avrupa’nın Césaire’nin eleştirdiği sömürgeci yaklaşımı halen sürdürdüğü kaydedildi.
Césaire’nin sömürgecilik ve Avrupa değerleri üzerine eleştirileri de makalede hatırlatıldı: “Avrupalıların yaşamaya devam edebilmesi için, Avrupalı olmayanların ölmesi gerekiyor. Avrupa’nın Siyonist soykırımdaki rolü düşünüldüğünde, Césaire’nin tespitleri günümüzde de geçerliliğini koruyor” ifadeleri aktarıldı.
Makalede, Avrupa’nın sömürgecilik ve koloniyalizm anlayışının değişmediği ve Césaire’nin eleştirilerinin günümüzde Filistin bağlamında halen geçerliliğini koruduğu kaydedildi.
Césaire’nin eleştirilerinin özünü aktaran makale, Avrupa’nın değerlerini sadece beyaz Avrupalılara sınırladığı belirtildi.
Makalede, Césaire’nin, “Bir uygarlık, yarattığı sorunları çözmekte yetersiz kalıyorsa, o uygarlık çökmüş bir uygarlıktır. İlkeli değerlerini aldatma ve hile için kullanıyorsa, o uygarlık ölüme doğru sürüklenmektedir… Avrupa savunulamaz.” ifadeleri aktarıldı.
Makalede, Césaire’nin anti-kolonyal eleştirilerinin günümüzde Filistin bağlamında da geçerliliğini koruduğu ve Avrupa’nın politikalarının geçmişteki sömürgecilik zihniyetiyle paralellik gösterdiği bildirildi.