İsrail işgal hükümeti, Filistin’in tek uluslararası geçiş noktası olan Kerem Şalom sınır kapısını kapatarak Filistinlilere uygulanan baskıyı artırdı; kararın ekonomik, insani ve sosyal etkileri ciddi boyutta.
YDH- Sanad Haber Ajansı’nın aktardığına göre, İsrail işgal hükümeti Başbakanı Benyamin Netanyahu, ABD başkentinden dönüşünü beklemeden, Batı Şeria ile Ürdün arasındaki “Kerem Şalom” (Filistinliler için “el-Kerame”, Ürdün’de “Kral Hüseyin Köprüsü”) sınır kapısını geçici bir süreliğine yeniden kapatma kararı verdi.
Habere göre, kararın, uluslararası alanda Filistin devletine yönelik artan tanımaları ve destekleri cezalandırma amacı taşıyor.
Ajansın haberine göre, Netanyahu’nun kararı uyarınca, çarşamba gününden itibaren kapı tamamen kapatılacak ve geçişlere izin verilmeyecek. Daha önce kısa bir süreliğine yeniden açılan kapı, Batı Şeria’da gerçekleşen bir silahlı saldırıda iki İsrail askerinin ölmesinin ardından tekrar kapatılmıştı.
Batı Şeria sınır kapılarından sorumlu yetkili Nuzmi Mehna ise kapının cuma gününden itibaren her iki yönde tekrar açılacağını açıklamış olsa da İsrail’in kapıyı yeniden kapatma kararı, açılışın sürekli olmayacağını gösteriyor. Kararın gerekçesi resmi olarak açıklanmazken, tüm göstergeler alınan önlemin cezai niteliğini ortaya koyuyor.
Politikacı ve araştırmacı Dr. Akil Salah, Sanad’a yaptığı değerlendirmede kapı kapatma kararının Filistin halkı, Filistin yönetimi, uluslararası ve Arap kamuoyu ile İsrail toplumuna yönelik derin siyasi mesajlar içerdiğini belirtti. Salah, kararın Filistinlilere bağımsız bir devlet kurma umudunun olmadığını, Batı Şeria’da İsrail egemenliğinin devam edeceğini işaret ettiğini ve herhangi bir Filistin siyasi veya diplomatik girişiminin baskı ve ablukayla karşılanacağını kaydetti.
Salah ayrıca, Netanyahu’nun kararla İsrail iç kamuoyuna “Büyük İsrail” ideolojisine bağlılığını gösterdiğini ve koalisyon ortakları Bezalel Smotrich ile Itamar Ben-Gvir’e Batı Şeria’nın ilhak projesinde iş birliğini teyit ettiğini öne sürdü. Kararın, Filistin devletini tanıyan ülkelere ise bu tanımanın “İsrail’in fiili kontrolü karşısında değersiz” mesajını ilettiği belirtildi.
Filistin Milli Ekonomi Bakanlığı, ekonomik, sosyal ve insani etkiler açısından, Kerem Şalom sınır kapısının kapatılmasının ciddi sonuçlar doğurduğunu bildirdi. Kapının, Filistin’in dışa açılan tek kapısı olması ve ürünlerin ihracı, ham maddelerin girişi ile yardım malzemelerinin ulaştırılmasında kritik öneme sahip olduğu vurgulandı. Bakanlık, kapatma kararının üretim, tarım, gıda güvenliği, ihracat ve insani yardım akışı üzerinde olumsuz etkiler yaratacağını belirtti.
“Kerem Şalom” üzerinden haftalık yaklaşık 25 bin kişinin geçiş yaptığı aktarılırken, kapının kapatılması nedeniyle binlerce Filistinlinin mağdur olduğu ve temel insani ve zorunlu hareket haklarının engellendiği bildirildi.
Kudüs Hukuk ve İnsan Hakları Merkezi, kapatma kararına karşı acil hukuki başvuru yaptı. Merkez müdürü İsam el-Aruri, kapının kapatılmasının toplu cezalandırma niteliğinde olduğunu ve binlerce kişinin temel haklarını kullanmasını engellediğini ifade etti.
El-Aruri, kararın hastaların, öğrencilerin, ailelerin ve hayat kurtarıcı tedaviye ihtiyaç duyan kişilerin ulaşımını engellediğini, düzenli kemoterapi gören hastaların tedavilerinin kesintiye uğramasının hayati risk oluşturduğunu kaydetti. Ayrıca, kapının kapatılmasının yolcular üzerinde maddi kayıplara yol açtığı, ekstra konaklama ve iş kayıplarına neden olduğu bildirildi.
El-Aruri, kapatma kararının güvenlik gerekçesiyle açıklanamayacağını, tamamen siyasi bir adım olduğunu ve İsrail’in işgal gücü olarak uluslararası insancıl hukuk gereği, işgal altındaki halkın hareket özgürlüğünü sağlamakla yükümlü olduğunu belirtti.
