Lübnanlı analist Coni Münir, İsrail’in önümüzdeki aylarda Lübnan’a karşı geniş kapsamlı bir savaş hazırlığında olduğunu belirterek, olası saldırının hava bombardımanıyla sınırlı kalmayacağını, kara operasyonları ve sınır değişikliklerini hedefleyen projelerle desteklenebileceğini söyledi.
YDH- Lübnanlı gazeteci ve siyasi analist Coni Münir, SpotShot’a yaptığı değerlendirmede, İsrail’in askeri hazırlıklarını ciddiye almak gerektiğini belirterek işgal varlığının önümüzdeki aylarda Lübnan’a yönelik savaş planlarını hızlandırdığına dikkat çekti.
Münir, olası saldırının yalnızca hava harekâtıyla sınırlı kalmayacağını, kara operasyonlarıyla birlikte ülkenin sınırlarını hedef alan projelerin de gündemde olduğunu söyledi.
Analist şunları söyledi:
“İsrail’in önümüzdeki iki ay içinde Lübnan’a savaş açacağına dair güçlü işaretler var. Bu yalnızca söylentilerden ibaret değil; ABD Başkanı’nın özel temsilcisi Steve Witkoff’un aktardıkları ve Amerikan kaynaklarının verdiği bilgiler de bu yönde. Gazze’deki savaşın birkaç hafta içinde sonlanması bekleniyor, ardından İsrail’in doğrudan Lübnan’a yönelmesi ihtimali son derece ciddi görünüyor. Ben bu tehdidi gerçek bir tehlike olarak kabul ediyorum.”
Munir, olası savaşın kapsamının hava saldırılarının ötesine geçeceğini vurguladı:
“İsrail’in Lübnan’a yönelik harekâtı sadece bombardıman ve hava operasyonlarıyla sınırlı kalmayacaktır. Büyük olasılıkla çıkarma operasyonları ve kara ilerlemeleri göreceğiz. İsrail’in Litani Nehri’nin ötesine geçmeyi hedeflediğini düşünüyorum. Bu, yeni Suriye yönetimiyle iş birliği içinde Lübnan’daki dengeleri kökten değiştirmeye yönelik bir plan olabilir.”
İsrail’in hazırlıklarını gizlemediğini söyleyen Munir, Netanyahu–Trump görüşmesine işaret etti:
“Tel Aviv’in Lübnan’a savaş hazırlığını açıkça sergilediği ortada. Bu nedenle Netanyahu ile Trump arasındaki görüşme kritik önem taşıyor. İkili, Lübnan’a ilişkin izleyecekleri stratejiyi belirlemek üzere masaya oturacak. Bu görüşmeden önemli sonuçlar çıkacağına inanıyorum.”
Munir, bölgeyi yeniden şekillendirme projelerinin tehlikesine dikkat çekti:
“Masada Lübnan’ın sınırlarını yeniden çizme, coğrafyasını değiştirme planları var. Bu çerçevede özellikle Kuzey Bekaa, Akkar, Trablus ve Litani’nin güneyi büyük risk altında. Bu projelere göre Lübnan, tarihsel Mutasarrıflık sınırlarına ya da biraz ötesine indirgenebilir. Şii gerçekliği ise büyük ihtimalle Alevi gerçekliğiyle birlikte anılacaktır.”
