Hizbullah vekilinden Lübnan hükümetine: Devlet kişisel tepkilerle yönetilemez

img
Hizbullah vekilinden Lübnan hükümetine: Devlet kişisel tepkilerle yönetilemez YDH

Hizbullah milletvekili Hasan Fadlullah, devletin saygınlığının halkla çatışarak değil, İsrail'in saldırılarına son verip egemenliği koruyarak sağlanabileceğini vurguladı. Fadlullah, bu aşamada saldırıların durdurulması ve işgalin sona erdirilmesi için Lübnan devletinin tam sorumluluk üstlenmesi gerektiğini söyledi.




YDH - Lübnan meclisindeki Direnişe Vefa İttifakı milletvekili Hasan Fadlullah, devletin gerçek saygınlığının kendi halkıyla çatışarak değil, ülkenin egemenliğini koruyarak kazanılabileceğini belirtti.

Miletvekili, direnişin şu anki beklentisinin, devletin İsrail saldırılarını durdurma ve işgali sonlandırma konusunda tam sorumluluk alması olduğunu açıkça dile getirdi.

Fadlullah, bu açıklamaları güneydeki Aytrun köyünde, Hizbullah’ın hayatını kaybeden üyeleri için düzenlenen bir anma töreninde yaptı.

Konuşmasında devletin saygınlığı kavramını yeniden tanımlayan Fadlullah, asıl itibar kaybının İsrail’in Lübnan egemenliğini ihlal etmesiyle yaşandığını vurguladı.

"Devletin itibarı, İsrail’in Lübnan egemenliğini ihlal etmesi karşısında düşer. Devletin itibarı, düşmanın Lübnan’da kadınları, erkekleri ve çocukları öldürmesinin önlenmesiyle ve toprağını özgürleştirmesiyle korunur," diyen Fadlullah, halkın duygularını "zarif ve medeni bir şekilde" ifade etmesinin ise devletin saygınlığını zedelemediğini ekledi.

Fadlullah, yöneticilere de bir çağrıda bulundu: "Resmi makam sahiplerinden beklenen, anayasa, yasalar, iç dengeler ve halkın duygularını gözeterek bilinç, basiret ve anlayışla hareket etmeleridir. Çünkü devlet kişisel tepkilerle ve halkla çatışarak yönetilemez."

"Halkı kışkırtan çevreler var"

Ülkedeki iç barışın önemine dikkat çeken Fadlullah, istikrarı ve ortak yaşamı korumaya büyük özen gösterdiklerini belirtti. "Ancak kimi çevreler, halkı provoke ederek, kışkırtarak ve yanıltarak ülkeyi her gün yeni sorunlara sürüklüyor," sözleriyle bazı kesimleri eleştirdi.

Bu girişimlere rağmen halkın sağduyulu davrandığını ifade eden Fadlullah, "Buna rağmen halkımız en yüksek düzeyde bilinç sergiledi, aynı zamanda sahada etkin bir varlık gösterdi. Direnişin halkın desteğine ihtiyaç duyduğu anlarda, meydanlar halkla doldu," diye konuştu.

"Devlet tam sorumluluk üstlenmeli"

Ateşkes sonrası oluşan yeni duruma ve bölgesel gelişmelere de değinen Fadlullah, hükümetin kararı doğrultusunda ateşkese uyduklarını hatırlattı. Bu süreçte hükümetin tek yetkili merci olduğunu kabul ettiklerini ancak İsrail'in anlaşmayı ihlal ederek işgale ve saldırılara devam ettiğini söyledi.

Halkın zihnindeki soruları dile getiren Fadlullah, "'Bu durum ne zamana kadar sürecek? Hizbullah’ın tavrı ne olacak, direnişin rolü nedir? Hangi devlete, hangi hükümete güvenebiliriz?' diye soruluyor," dedi ve bu sorulara kendi cevabını verdi:

"Bugün özellikle bu aşamada, saldırıların durdurulması ve İsrail’in çekilmesi için devletin tam sorumluluk üstlenmesini istiyoruz. Çevremizdeki koşullar ve mevcut veriler, devlet aracılığıyla hareket etmemizi, onu görevlerini yapmaya zorlamamızı gerektiriyor. Bu, bizim görevlerimizden ve sorumluluklarımızdan vazgeçtiğimiz anlamına gelmez. Ancak bu dönem, bu siyaseti zorunlu kılıyor."

Bunun yanı sıra Fadlullah, savaşın yaralarını sarma sürecine de değinerek, hükümetin yeniden imar konusunda sorumluluk alması için çalıştıklarını belirtti. "Hükümetin, özellikle yıkılan evler konusunda, kendi bakanlık programına uygun biçimde sorumluluk alması için çalışıyor, çabalıyor, talep ediyoruz. Bunun için elimizden gelen her gayreti gösteriyoruz," diyen Fadlullah, kendi taahhütlerini de yerine getirdiklerini sözlerine ekledi:

"Özellikle barınma ve onarımla başlayan ilk aşamada verdiğimiz sözleri ve taahhütlerimizi, şehitlerimizin kanına sadakat göstererek yerine getiriyoruz."