Fransız Le Monde gazetesi, İsrail’deki bilimsel araştırmalar ve üniversitelere yönelik boykotların dünyada eşi benzeri görülmemiş bir hızla yayıldığını yazdı. Yaklaşık bin bilim insanı CERN’e İsrail ile işbirliğini gözden geçirme çağrısı yaptı.

YDH - Fransız Le Monde gazetesi dün yayımladığı haberinde, İsrail’deki bilimsel araştırmalar ve üniversitelerin eşi benzeri görülmemiş bir boykot dalgasıyla karşı karşıya olduğunu aktardı.
Gazeteye göre, yaklaşık bin bilim insanı, dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuvarı olan CERN’e “İsrail’le işbirliğini yeniden değerlendirmesi” çağrısında bulundu.
Bu girişim, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nde yol açtığı yıkıma tepki olarak yapıldı.
Üniversitelerde artan kaygı
İsrailli üniversite yetkilileri, dünyanın dört bir yanında artan boykot girişimlerinin ciddi kaygı yarattığını belirtiyor.
İsrail üniversitelerinin uluslararası ilişkilerinden sorumlu diplomat Emmanuel Naşon, 10 Eylül’de Knesset’te yaptığı konuşmada akademik ortaklıklarla ilgili şikâyetlerin hızla çoğaldığını söyleyerek, bunun “İsrail için stratejik bir tehdit” oluşturduğunu ifade etti.
İsrailli araştırmacıların uluslararası seminerlere davetleri iptal edildi, konferanslardaki sunumları süresiz ertelendi.
Meslek birlikleri Kudüs veya Tel Aviv’den meslektaşlarının dışlanmasını tartışıyor. İsrail üniversitelerinin taraf olduğu projeler askıya alınıyor.
Avrupa’da Hollanda, Belçika, İtalya ve İspanya’nın da aralarında bulunduğu yaklaşık 30 yükseköğretim kurumu İsrail’le tüm ortak projelerini durdurdu.
Üniversite Rektörleri Konferansı Başkanı ve Negev’deki Ben Gurion Üniversitesi Rektörü Daniel Şamoviç, milletvekillerine “Bu, kampüsten kampüse yayılan bir virüse benziyor. Başta Avrupa’da görülüyor ama dünyaya da yayılıyor,” dedi.
Şamoviç, Le Monde’a yaptığı açıklamada, İsrail’in iki boykot dalgası yaşadığını vurguladı:
“İlki 8 Ekim 2023’teydi; henüz İsrail’in tepkileri başlamamıştı. İkincisi ise mart ayında ateşkesin bitiminden sonra geldi.”
Şamoviç, toplumsal bilimlerde tartışmalı olsa da “bulaşıcılık” kavramını kullandı: “Boykot çağrısında bulunmamış kişiler, öncüleri gördükten sonra buna katıldı,” diyerek BDS hareketine işaret etti.
Boykotun kökeninde İsrail’e, İsraillilere ve Yahudilere yönelik nefret olduğunu öne sürdü.
Naşon ise boykot girişimlerinin zamanla niteliğinin değiştiğini söyledi. ABD’de kurumsal boykotların azaldığını, bunda Donald Trump’ın etkisi olduğunu savundu.
Kanada, Fransa ve Britanya’da da hükümet müdahaleleri sayesinde gerileme görüldüğünü belirtti. Buna karşılık, öğrenciler ve meslek örgütleri öncülüğünde tabandan gelen boykotların arttığını dile getirdi.
Yayımlanmayan makaleler, iptal edilen konferanslar
Hayfa’daki Technion Üniversitesi’ne bağlı Samuel Neeman Enstitüsünün haziranda yayımladığı rapora göre, birçok İsrailli araştırmacının makalesi reddedildi, konferans davetleri iptal edildi, terfileri ertelendi.
Raporda, “İsrailli yükseköğretim kurumları uluslararası öğrenci çekmekte ve akademisyenlerini yurt dışındaki programlara göndermekte giderek zorlanıyor,” denildi.
Aynı raporda, 2024’te İsrail’in yıllık yayın sayısı, konferans katılımı ve uluslararası işbirliği göstergelerinde belirgin düşüş görülmediği, ancak benzer ülkelerle kıyaslandığında yayın artış hızında yavaşlama yaşandığı ifade edildi.
CERN’de işbirliği tartışması
İsrail makamları, özellikle CERN’de yürüyen girişimden kaygı duyuyor. Hazirandan bu yana yaklaşık bin bilim insanı, İsrail’in üyeliğinin yeniden değerlendirilmesi için dilekçe imzaladı.
Dilekçede, araştırmaların sivil-askeri ayrımının garanti edilemeyeceği belirtildi.
İmzacılardan İtalyan fizikçi Giacomo Ortona, “Hepimiz İsrail üniversitelerinin orduyla yakından ilişkili olduğunu biliyoruz. Ordu ise Gazze’de soykırım işliyor. Uluslararası Adalet Divanı da ocak 2024’te bu eylemlerin soykırım olarak nitelendirilmesi için makul gerekçeler bulunduğuna hükmetti,” dedi.
Ortona, CERN’in 2022’de Rusya ile işbirliğini askıya aldığını hatırlatarak benzer adım atılması gerektiğini vurguladı.
Naşon ise Knesset’te yaptığı konuşmada, “Şu anda 100’den fazla İsrailli bilim insanı parçacık hızlandırıcı araştırmalarında çalışıyor. Bu alandan çekilirsek sonuçları yıkıcı olur, bilim için zarar çok ağır olur,” ifadelerini kullandı.
Akademisyenler hükümetin hedefinde
Le Monde, İsrailli akademisyenlerin çelişkili bir durumda olduğuna dikkat çekti. Hükümete muhalefet etmelerine rağmen boykotun başlıca hedefi haline geldiler.
Geçen temmuzda Tel Aviv, Kudüs ve Hayfa üniversitelerinin de aralarında bulunduğu beş üniversitenin rektörü, Başbakan Benyamin Netanyahu’ya açık mektup yazarak Gazze’ye gıda yardımının yetersizliğini kınadı.
Rektörler, “Bu kriz, özellikle çocuklar ve bebekler olmak üzere masum sivillere büyük acılar yaşatıyor,” dedi.
Savaşa ve Netanyahu’nun politikalarına karşı çıkan akademisyenlerden iktisatçı Itay Atar, “Biz hükümete karşıyız, savaşı bitirmek ve bu hükümeti devirmek için her şeyi yapıyoruz. Ancak bu tavrımız ne davamıza ne de birlikte çalıştığımız insanlara fayda sağlıyor; hükümete yarıyor,” diye konuştu.
Atar, hükümetin tutumu ve savaş nedeniyle pek çok araştırmacının mesleki fırsatlarını kaybetme korkusuyla ülkeyi terk etmesinden endişe ettiğini söyledi.
İsrail hükümeti ise buna karşılık, dünyanın dört bir yanından Yahudi araştırmacıları çekmek için yıllık 200 bin avroya varan cömert burslar teklif ediyor.