Filistinli direniş grupları arasında, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze için öne sürdüğü planı reddetme konusunda ‘hiçbir ihtilaf bulunmadığını’ belirten Filistin uzmanı Hani ed-Dali, söz konusu öneriyi ‘teslimiyet ve intihar belgesi’ olarak nitelendirdi.
YDH- El-Meyadin’in Filistin direnişi konuları uzmanı ve analisti Hani ed-Dali, Filistin direniş grupları arasında, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze için ortaya koyduğu plana yönelik reddiyede “herhangi bir fark veya ihtilaf bulunmadığını” ifade etti.
Ed-Dali, söz konusu öneriyi “teslimiyet ve intihar belgesi” olarak nitelendirdi.
Ed-Dali, tüm grupların plana karşı tutumlarının uyumlu olduğunu vurgulayarak, Trump’ın Gazze planının Filistin egemenliğini ve direnişini zayıflatmayı amaçlayan bir girişim olarak değerlendirildiğini belirtti.
Ed-Dali’ye göre, planın reddi “diplomatik bir dille” ifade edilecek olsa da bunun temel hedefinin boyun eğdirme olduğunu kaydetti. Ayrıca, Hamas’ın, “cevabın ulusal düzeyde ve tüm gruplardan gelmesi” konusunda ısrarcı olduğunu, bunun da Gazze Şeridi yönetimine yönelik dış baskılara karşı ortak bir tavrı yansıttığını söyledi.
Ed-Dali, Hamas’ın, Filistin halkına karşı sorumluluğu gereği öneriyi dikkatle incelediğini aktardı. Bunun geleneksel bir teklif değil, aksine “bir teslimiyet ve boyun eğme belgesi” olduğunu vurgulayan ed-Dali, bu nedenle derin bir ulusal istişare ve değerlendirme gerektirdiğini ifade etti.
Trump’ın salı günü açıkladığı planın ardından Hamas’a verilen 72 saatlik yanıt süresinin ise “anlamsız” olduğunu kaydeden ed-Dali, istişarelerin halen devam ettiğini ve daha fazla zamana ihtiyaç olduğunu belirtti.
Analist, Filistin direniş grupları ve ilgili taraflar arasında kapsamlı iç tartışmaların önemine dikkat çekti.
Bu çerçevede ed-Dali, Hamas’ın yanıtının ateşkes çabalarına yönelik girişimlere açık olacağını, ancak özellikle Gazze Şeridi’nin Filistin dışı bir idareye bırakılmasını ve direnişin silahsızlandırılmasını içeren maddeleri kesin bir şekilde reddedeceğini ifade etti.
Ed-Dali, Hamas’ın diğer gruplar, arabulucu ülkeler ve Filistin davasında rol alan tüm ilgili taraflarla sürekli temas halinde olduğunu, böylece ortak tutumun kararlı ve eşgüdümlü bir şekilde korunduğunu belirtti.
