Suriye'de HTŞ rejiminin düzenlediği parlamento seçimleri, halkın üçte birini dışarıda bırakarak yalnızca kontrol altındaki bölgelerde yapıldı. Colani, halkın doğrudan oy kullanmadığı sistemle Meclis’in üçte birini atayacak.

YDH - Suriye’de Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) rejiminin lideri Ebu Muhammed el-Colani'nin (şimdiki adıyla Ahmed eş-Şaraa) belirlediği takvime göre dün yapılan parlamento seçimleri, halkın doğrudan katılmadığı bir mekanizmayla sadece Meclis’in üçte ikisini belirledi.
250 sandalyeli Meclis’in kalan üçte biri, Colani'nin atamasıyla doldurulacak. Ülkenin yalnızca üçte ikisine hâkim olan yönetim, bu yöntemle kendi siyasi dengelerini kurmaya çalışıyor.
Birkaç saat içinde tamamlanan seçimlerde oy kullanma hakkı, HTŞ'nin kontrolündeki vilayetlerde oluşturulan “seçici kurulların” üyelerine verildi.
Ancak Kürtlerin kontrolündeki bölge ile son dönemde kendi yerel idaresini kuran Süveyda seçim sürecinin dışında bırakıldı. Bu iki bölge, Suriye topraklarının yaklaşık üçte birini oluşturuyor.
Beşar Esed hükümetinin devrilmesinden sonraki ilk seçim olarak sunulan oylamada dikkat çekici adaylardan biri, 1967’den bu yana kamu görevine aday olan ilk Yahudi olan Suriye asıllı Amerikalı Henry Hamra’ydı.
“Tarihi bir adım” olarak lanse edilen seçimlerde, Colani'nin atadığı Yüksek Seçim Komisyonu beş eyaletteki elli seçim bölgesinde 1578 adayın yarıştığını, bunların yüzde 14’ünün kadın olduğunu açıkladı.
Yaklaşık 14 bin kişiden oluşan seçici kurullar tarafından belirlenen 140 sandalye birkaç saat içinde sahiplerini buldu.
Colani, “ülkenin savaş ve kaos döneminden kısa sürede katılımcı bir seçim atmosferine geçtiğini” savunarak seçimleri “tarihi bir dönüm noktası” olarak nitelendirdi.
HTŞ'nin kontrolündeki SANA ajansına yaptığı açıklamada Colani, “Bu başarı, Suriyelilerin iradesinin gücünü ve devlet kurumlarını yeniden inşa etme kararlılığını gösteriyor” dedi.
Ancak muhalif Suriye Ulusal Bloku, seçimleri “en temel özgürlük koşullarından yoksun, halk iradesini yansıtmayan, şeffaflıktan uzak bir formalite” olarak tanımladı.
Blok, yayımladığı bildiride, “Seçimlere halkın üçte birinin katılamaması ülkenin bölünmesine zemin hazırlıyor” ifadesini kullandı.
Gerçek bir siyasi geçişin yalnızca BM gözetiminde yürütülecek bir süreçle mümkün olacağını savunan grup, 2012 tarihli Cenevre Bildirisi ve BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararına dayalı, kapsayıcı bir yönetim ve yeni anayasa talebini yineledi.
Bu tartışmaların gölgesinde, Colani yeni bir kararnameyle ülkedeki milli bayram takvimini değiştirdi. Osmanlı döneminde idam edilen aydınların anısına kutlanan 6 Mayıs Şehitler Günü, 6 Ekim’deki Ekim Savaşı yıldönümü ve Mart’taki Öğretmenler Günü kaldırıldı.
Yerine 18 Mart Suriye Devrimi Günü ve 8 Aralık Kurtuluş Günü olarak ilan edildi; ikincisi, Beşar Esed'in devrildiği güne atıf yapıyor.
Ayrıca Suriye Gerçek ve Adalet İçin adlı bağımsız bir kuruluşun raporuna göre, rejimin yargı sisteminde kadılık makamı oluşturdu.
Raporda, bu göreve liyakat yerine HTŞ’yeyakın isimlerin getirildiği, yargı bağımsızlığının fiilen ortadan kalktığı belirtildi.
Kuruluş, yeni sistemin hukuki dayanağı bulunmadığını ve yargı otoritesinin keyfi biçimde şekillendirildiğini vurguladı.