'Netanyahu, ekonomik izolasyon endişesiyle 'kendi kendine yeterlilik' hedefi koydu'

img
'Netanyahu, ekonomik izolasyon endişesiyle 'kendi kendine yeterlilik' hedefi koydu' YDH

Amerikan Foreign Policy dergisi, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun Gazze savaşı nedeniyle artan yaptırım olasılığına karşı "kendi kendine yeterlilik" çağrısı yaptığını ancak ülkenin ekonomik izolasyonla başa çıkacak gerçekçi bir vizyonu olmadığını yazdı.




YDH - Amerikan Foreign Policy dergisi, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun, Gazze'ye yönelik savaş nedeniyle ülkesine yaptırım uygulanması ihtimalinin artması üzerine "ekonomik izolasyonla başa çıkmak için gerçekçi bir vizyonu olmadığını" belirtti.

Netanyahu, kısa süre önce yaptığı açıklamada, İsrail'in diğer ülkelerle ticarete olan bağımlılığını azaltması gerektiğini söyleyerek "kendi kendine yeterli" bir ekonomi modeline geçiş sinyali vermişti.

Netanyahu, "Gitgide kendi kendine yeterli bir ekonomiye uyum sağlamamız gerekecek; bu kelimeden nefret ediyorum ama başka seçeneğimiz yok. Önümüzdeki yıllarda, en azından bizi tecrit etme girişimleriyle baş etmek zorunda kalacağız" diye konuşmuştu.

Foreign Policy, Netanyahu'nun savaşın diplomatik sonuçlarına ilişkin bu itirafının, İsrail ordusunun Gazze'deki kara saldırılarını sürdürdüğü bir dönemde geldiğini ve Siyonist rejimin ekonomik izolasyona karşı seçeneklerinin sınırlı göründüğünü aktardı.

Piyasalar olumsuz tepki verdi

Netanyahu’nun sözleri İsrail iç siyasetinde geniş yankı bulurken, konuşmasının ardından piyasalar düşüşe geçti.

Başbakanlık, açıklamanın yalnızca "silah üretiminde kendi kendine yeterlilik" konusuna atıfta bulunduğunu duyurdu ancak bu açıklama piyasaları yatıştırmaya yetmedi.

Derginin görüşlerine yer verdiği İsrailli danışman Amir Mizroş, "Kendi kendine yeterlilik tam bir safsata" dedi.

Mizroş, "İsrail, ihtiyaç duyduğu silah ve teçhizatı kendi başına üretebilecek sanayi kapasitesine sahip bir ülke değil. Hets (Ok) ve Davud’un Sapanı gibi programlar ABD ile ortak üretime ve çok uluslu tedarik zincirlerine dayanıyor. Pazarlarla bağın kopması, İsrail’in büyütmek istediği savunma sanayiinin aç kalması anlamına gelir" ifadelerini kullandı.

İsrail'in silah ihracatı geçen yıl 14,8 milyar dolarla rekor kırmıştı. Bu miktarın yarısından fazlası Avrupa'ya yapılırken, Avrupa'da Tel Aviv ile ticareti kısıtlama çağrıları giderek güçleniyor.

Avrupa'dan yaptırım sinyali

Bu bağlamda Avrupa Komisyonunun, İsrail ile imzalanan ticaret ortaklığı anlaşmasının bazı bölümlerini askıya almayı önerdiği bildirildi. Bu adımın, 2024'te Avrupa Birliğine yapılan 16 milyar avro tutarındaki ihracatın yaklaşık yüzde 37'sini etkileyeceği belirtiliyor.

Ayrıca 220 milyon avro ek gümrük vergisiyle birlikte, İsrail projelerine yönelik 14 milyon avroluk finansmanın askıya alınması öngörülüyor.

Ancak bu tedbirlerin, Holokost anıtı Yad Vaşem'e ve barış girişimlerine verilen destekleri kapsamadığı kaydedildi.

Avrupa'daki İsrail boykotu da giderek genişliyor. Avrupa üniversiteleri ile İsrail üniversiteleri arasındaki akademik işbirlikleri askıya alınırken, İtalya'daki Ravena gibi bazı limanların İsrail'e giden silah sevkiyatlarını kabul etmediği haber veriliyor.

Emeklilik fonlarının da İsrailli şirketlerden yatırımlarını çektiği bildiriliyor.

Microsoft da Gazze'deki sivillerin gözetlenmesinde kullanıldığı ortaya çıktıktan sonra, İsrail Güvenlik Bakanlığına bağlı birimlerden birine bazı hizmetlerini durdurdu.

'İsrailliler Kuzey Kore'ye benzeyen bir devlette yaşamak istemiyor'

Öte yandan Moşe Dayan Merkezindeki Filistin Çalışmaları Forumu Başkanı Michael Milstein, "İsrail Spartası" vizyonunun, hükümet içinde etkili ancak marjinal bir izolasyoncu azınlığı yansıttığını söyledi.

Milstein, "İsraillilerin çoğunun Kuzey Kore’ye benzeyen bir devlette değil, normal bir ülkede yaşamak istediğini" belirtti.

Foreign Policy dergisi, hizmet ihracatına ve ithalata dayalı İsrail ekonomisinin olası bir izolasyonu kaldıramayacağı uyarısında bulundu.

Dergi, İsrail'in gıda ve hammadde ihtiyacının büyük kısmını dışarıdan karşıladığına dikkat çekerek, ülkenin tahıl ve balığın yüzde 90'ını, bakliyat, yağ ve kuruyemişin yüzde 80'ini, sığır etinin ise yüzde 60'ını ithal ettiğini yazdı.

Tel Aviv Güvenlik Araştırmaları Enstitüsünün eski direktörü Manuel Trajtenberg de "Dünya ile ekonomik bağların zayıflaması, yaşam standardında keskin bir düşüşe yol açar; bu da İsrail’in ordusunu, güvenliğini ve sosyal hizmetlerini sürdürme kapasitesini tehdit eder" uyarısında bulundu.