Arakçi, 2231’in sona erdiğini duyurdu: “İran üzerindeki BM kısıtlamaları tarih oldu”

img
Arakçi, 2231’in sona erdiğini duyurdu: “İran üzerindeki BM kısıtlamaları tarih oldu” YDH

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, BM Güvenlik Konseyi’nin 2231 sayılı kararının 18 Ekim itibarıyla sona erdiğini ve İran’a yönelik tüm kısıtlamaların kaldırıldığını duyurdu. Arakçi, İran’ın artık yalnızca Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’ndan doğan yükümlülüklerle bağlı olduğunu vurgularken, Bağlantısızlar Hareketi’ne üye 100’den fazla ülkenin bu tutumu desteklediğini açıkladı.




YDH- İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, 2015 nükleer anlaşmasını onaylayan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2231 sayılı kararının 18 Ekim itibarıyla resmen sona erdiğini ve bu tarihle birlikte İran’a yönelik tüm eski BM kısıtlamalarının da kaldırıldığını açıkladı.

Arakçi, X hesabından yaptığı paylaşımda, İran’la birlikte 120’den fazla ülkenin, kısa süre önce Kampala’da düzenlenen Bağlantısızlar Hareketi (NAM) Bakanlar Zirvesi’nde bu “gerçeği” tanıdığını belirtti.

Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’na (NPT) taraf bir ülke olarak İran’ın artık yalnızca bu anlaşmadan doğan yükümlülüklerle bağlı olacağını, nükleer programının ölçeğine dair hiçbir sınırlamanın bulunmayacağını ifade etti.

Arakçi, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile iş birliğinin ise yalnızca Kapsamlı Güvence Denetimi Anlaşması çerçevesinde ve İran Parlamentosu’nun onayladığı yasalar doğrultusunda sürdürüleceğini vurguladı.

Bazı “yalıtılmış hükümetlerin” aldığı “hukuka aykırı tedbirleri” eleştiren Arakçi, bu ülkelerin “gerçeği çarpıtmaya yönelik çabalarının” yalnızca kendi tecritlerini derinleştireceğini belirtti.

“İran’ın egemenlik hakları ne müzakereye açıktır ne de siyasi baskıya boyun eğer,” diyen Arakçi, “Hukukun üstünlüğü, zorlamanın değil, egemen olmalıdır,” ifadelerini kullandı.

Bu açıklama, İran Dışişleri Bakanı’nın Perşembe günü yaptığı ve Bağlantısızlar Hareketi’nin (NAM), Avrupa öncülüğündeki BM Güvenlik Konseyi’nde “geri dönüş” (snapback) yaptırımlarının yeniden yürürlüğe konmasına karşı İran’a açık destek verdiğini duyurduğu açıklamanın hemen ardından geldi.

Uganda’nın başkenti Kampala’da 15–16 Ekim tarihlerinde düzenlenen NAM Koordinasyon Bürosu 19. Ara Dönem Bakanlar Toplantısı’nda İran devlet televizyonu IRIB’e konuşan Arakçi, zirvenin nihai bildirgesinde İran’ın tutumunu destekleyen önemli bir maddenin yer aldığını doğruladı.

“Bu, son derece önemli bir gelişmedir,” diyen Arakçi, “zira bildirge, 2231 sayılı kararın hâlen yürürlükte olduğunu ve bu kararda belirtilen, kısıtlamaların kaldırılmasına ilişkin zaman çizelgesine tam olarak uyulması gerektiğini yeniden teyit etmektedir,” ifadelerini kullandı.

Arakçi, Rusya, Çin ve BM Güvenlik Konseyi’nin bazı diğer üyelerinin de İran’la aynı görüşü paylaştığını, İngiltere, Almanya ve Fransa (E3) tarafından başlatılan sözde “geri dönüş” mekanizmasının meşruiyetini reddettiklerini belirtti.

“Bu, İran İslam Cumhuriyeti açısından gerçekten büyük bir diplomatik başarıdır,” diyen Arakçi, “çünkü Bağlantısızlar Hareketi’ne üye 100’den fazla ülke bu tutumu açıkça desteklemiştir,” ifadelerini kullandı.

 

'2231 sayılı kararın zaman çizelgesine uyulmalı'

“Geri dönüş” süreci, E3 ülkelerinin 28 Ağustos’ta 2015 nükleer anlaşması (Kapsamlı Ortak Eylem Planı – KOEP) kapsamında kaldırılan tüm yaptırımları yeniden yürürlüğe koymak amacıyla 30 günlük mekanizmayı devreye sokmalarıyla başlamıştı.

İran, ABD’nin 2018’de anlaşmadan tek taraflı olarak çekilmesi ve E3’ün bu yasa dışı yaptırımlarla aynı çizgide hareket etmesi nedeniyle söz konusu adımı hukuken geçersiz ilan etti.

JCPOA’yı onaylayan BM Güvenlik Konseyi’nin 2231 sayılı kararı, İran’a yönelik tüm nükleer bağlantılı yaptırımların 18 Ekim 2025 itibarıyla kalıcı olarak kaldırılmasını öngörüyor.

Arakçi, kararın 8. paragrafının bu tarihte kısıtlamaların otomatik olarak sona ermesini hükme bağladığını hatırlattı.

Arakçi, Bağlantısızlar Hareketi’nin bu birleşik tutumunu, İran’ın ABD ve Avrupa güçleriyle süregelen diplomatik mücadelesinde önemli bir kazanım olarak nitelendirdi.

NAM ülkelerinin büyük çoğunluğunun “geri dönüş” sürecinin hukuki geçerliliğini reddettiğini ve uluslararası anlaşmalara bağlı kalınması gerektiğini resmen teyit ettiğini vurguladı.

İlgili Haberler