Azerbaycan ve Türkiye’nin Gazze’ye asker gönderme olasılığı gündemde. Azerbaycan, olası bir Türkiye-İsrail çatışmasının önüne geçmeyi öncelikli çıkarı olarak görüyor. Gazze’ye asker gönderme kararı ise, uluslararası garantiler ve barışı koruma gücünün görev tanımının netleşmesine bağlı olarak alınabilecek son derece kritik bir adım olarak öne çıkıyor.
YDH- Azerbaycan merkezli haber ve analiz platformu Aze Media, uluslararası bazı medya kuruluşlarının, Endonezya ve Bangladeş’in yanı sıra Türkiye ve Azerbaycan’ın da Gazze’ye asker gönderebileceğini öne sürdüğünü bildirdi.
Platform, Azerbaycan’ın öncelikli çıkarının, Türkiye (müttefik) ile İsrail (stratejik ortak) arasında bir çatışmayı önlemek olduğunu vurguladı.
Aze Media’ya göre, Ortadoğu’daki son gelişmeler ve Azerbaycan’ın en az iki vakada (Suriye ve Mısır’daki Gazze Barış Zirvesi) rol alması, ülkenin bölgedeki karmaşık dinamiklere nasıl müdahil olabileceği sorusunu yeniden gündeme taşıdı.
İsrail’in, barışı koruma görevi altında bile Gazze’de Türk askerlerinin bulunmasına karşı olduğu belirtiliyor.
Gazze, Suriye’den sonra Türk ve İsrail askerlerinin fiziksel olarak yakınlaşabileceği ikinci bölge olma riski taşıyor.
Bu durum, iki ülke liderleri arasındaki kişisel husumet ve Suriye’deki hâlâ çözülmemiş durum göz önüne alındığında ciddi bir güvenlik riski oluşturuyor.
Aze Media, bu konunun Azerbaycan için son derece karmaşık bir mesele olduğunu ifade etti.
ABD Başkanı Donald Trump’ın barış planı hâlâ tartışma aşamasında. Plan, Gazze’nin gelecekteki yönetimine dair netlik gerektiriyor; başlangıçta karma bir birlik, ardından yerel polis güçlerinin devreye girmesi öngörülüyor.
Hamas’ın silahsızlandırılması konusu da planın gündeminde bulunuyor.
Aze Media, Azerbaycan’ın karar alabilmesi için ABD ve diğer taraflardan garanti alınmasının, ayrıca Gazze yönetim planı ile barışı koruma gücünün görev tanımının netleşmesinin şart olduğunu vurguluyor.
Elbette Bakü’nün sürecin dışında kalması daha kolay bir seçenek. Ancak Türkiye ile İsrail arasında çıkabilecek olası bir çatışma, Azerbaycan’ın stratejik konumunu doğrudan etkiler.
Bu nedenle Azerbaycan’ın duruşu ABD ile tamamen uyumlu; Washington ile yakın koordinasyon sürdürmek hayati önem taşıyor. Bu durum, Admiral Cooper’ın yakın zamanda Bakü ziyaretiyle de gündeme geldi.
Durum zor ve tarihsel bağlam daha da karmaşık. Bölgede kapsamlı kurallar veya normlar yok; her şey paydaşlar ve ortaklar arasında yürütülen geçici müzakerelerle şekilleniyor.
Şu aşamada soruya net bir yanıt bulunmuyor; görüşmeler devam ediyor, anlaşma çerçeveleri ve kriz yönetimi mekanizmaları hâlâ belirsiz. Yapılabilecek tek adım, süreci dikkatle izlemek ve beklemek.
