İran'dan, İsrailli gemi sahibine “terörizm finansmanı” suçlaması

img
İran'dan, İsrailli gemi sahibine “terörizm finansmanı” suçlaması YDH

İran, Hürmüz Boğazı’nda durdurduğu Portekiz bandıralı kargo gemisinin İsrailli sahibine yönelik “terörizmin finansmanı” suçlamasıyla hazırlanan iddianamenin Uluslararası Adalet Divanı’na gönderildiğini açıkladı.




YDH- İran yargısı, Hürmüz Boğazı’nda alıkonulan Portekiz bandıralı kargo gemisiyle ilgili hazırlanan iddianamenin Tahran’daki Uluslararası Adalet Divanı’na gönderildiğini duyurdu.

IRNA’nın haberine göre, Geminin İsrailli sahibi, “terörizmin finansmanı” suçlamasıyla yargılanıyor; 170 milyon dolarlık para cezası talep ediliyor.

İran Yargı Erki Sözcüsü Asker Cihangir, basın toplantısında, 2 bin 760 konteyner taşıyan geminin davasının resmen açıldığını açıkladı.

Cihangir, davanın uluslararası ilişkilerle ilgili dosyaların görüldüğü Tahran Genel ve Devrim Savcılığı’nın 20. Bölgesi’nde yürütüldüğünü belirtti.

Portekiz’e kayıtlı gemi geçen yıl İran karasularına izinsiz girdi.

Yetkili mercilerin uyarılarına yanıt vermemesi üzerine gemi, uluslararası denizcilik düzenlemelerini ihlal ettiği gerekçesiyle İslam Devrim Muhafızları Ordusu Donanması tarafından Hürmüz Boğazı’nda durduruldu.

Cihangir, gemideki bazı konteynerlerde tehlikeli ve zararlı maddeler bulunduğunu vurgulayarak, “İslam Cumhuriyeti’nin deniz yetki alanları yasasına göre, bu sevkiyatlar ülkenin ve bölgenin güvenlik ile barış ilkelerini açıkça ihlal etmektedir” dedi.

Konteynerler hariç geminin değeri yaklaşık 170 milyon dolar olarak tahmin ediliyor.

Yetkililer, geminin sahibinin İsrail rejiminin yönetim kademelerinde etkili bir isim olduğunu ve altı yıl boyunca İsrail Hava Kuvvetleri’nde istihbarat subayı olarak görev yaptığını açıkladı.

Ayrıca, kişinin aile vakfı aracılığıyla Siyonist deniz kuvvetlerine maddi destek sağladığı bildirildi.

İddianamede, gemi sahibinin Siyonist rejimin suç faaliyetlerine finansal destek vermesinin, BM Güvenlik Konseyi’nin 2334 sayılı kararı uyarınca uluslararası hukuk ihlali ve savaş suçları kapsamında değerlendirildiği belirtildi.

Ek olarak, sanığın İsrail’in siber güvenlik altyapısına yatırım yaptığı, işgal amaçlı teknolojilerin geliştirilmesinde rol oynadığı ve yapay zekâ temelli bir araştırma merkezi kurarak Filistin halkına yönelik operasyonlara dolaylı destek sağladığı da kaydedildi.