Filistinli-İngiliz gazeteci Abdülbari Atvan, Mehr Haber Ajansı’na verdiği röportajda Gazze’deki ateşkesin kalıcılığına dair karamsar bir tablo çizdi. Atvan’a göre, İsrail’in geçmişteki ihlalleri ve ABD’nin koşulsuz desteği, bölgede kalıcı barış ihtimalini zayıflatıyor. Orta Doğu’nun yeni ve uzun bir çatışma dönemine sürükleneceğini söyleyen Atvan, İsrail’i dengeleyebilecek gerçek bir direniş gücü oluşmadığı sürece bölgedeki istikrarsızlığın süreceği uyarısında bulundu.
YDH- Gazze’deki hassas ateşkes, İsrail-Filistin çatışmasının temel dinamiklerini ve Orta Doğu’yu şekillendiren daha geniş güç mücadelelerini yeniden dünya gündemine taşıdı.
Şiddet geçici olarak durmuş olsa da, ateşkesin sürdürülebilirliği, Gazze’nin yeniden inşası ve hesap verebilirlik gibi konular bölgesel tartışmaların odağında kalmayı sürdürüyor.
Tanınmış Filistinli-İngiliz gazeteci Abdülbari Atvan, Mehr Haber Ajansı’na, İsrail’in politik hedeflerine, ABD’nin bölgedeki rolüne ve Gazze’nin geleceğine ilişkin eleştirel bir değerlendirme sundu.
Atvan, ateşkesi “son derece kırılgan” olarak nitelendirerek İsrail’in geçmişteki ihlalleri göz önüne alındığında kalıcı bir barış umudunun zayıf olduğunu belirtti.
Atvan’a göre, ABD ve İsrail’in saldırgan politikaları Orta Doğu’yu yeni bir krizin eşiğine getirmiş durumda.
Bu gidişat, uzun sürecek ve bölgeyi derinden istikrarsızlaştıracak yeni bir çatışma riskini artırıyor.
Atvan’ın değerlendirmeleri, İsrail’in politikalarını yönlendiren siyaset, ekonomi ve güç dengesine ışık tutarken Gazze’nin altyapısının yıkımından “Büyük İsrail” projesine uzanan analizleri, bölgedeki gerçek bir barış sürecinin önündeki derin yapısal engelleri ortaya koyuyor.
Bu ateşkesin son derece kırılgan olduğunu belirten Atvan ''İsrail’e hiçbir zaman güvenilemez'' dedi.
Geçmişte yapılan pek çok ateşkes ve esir değişimi anlaşmasının uzun ömürlü olmadığını hatırlatan Atvan, “Lübnan’da sekiz aydan fazladır yürürlükte olan ateşkese rağmen İsrail bu anlaşmayı beş binden fazla kez ihlal etti, neredeyse her gün bombalama yapıyor ve sivilleri öldürüyor” dedi.
Gazze’de de benzer bir tablonun ortaya çıkmasının kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Atvan, “Bugün bile İsrail’in hava saldırılarında dokuz kişi hayatını kaybetti. İsrail, nerede olursa olsun—Lübnan’da, Yemen’de, Gazze’de ya da Batı Şeria’da—verdiği hiçbir sözü tutmadı” ifadelerini kullanıyor.
Gazze’nin yeniden inşasındaki zorluklara değinen Atvan, sürecin son derece karmaşık olacağını, şehrin adeta haritadan silinmiş durumda olduğunu kaydederek İsrail'in, konutların ve yüksek binaların yaklaşık yüzde 95’ini yıktığını, 2 milyondan fazla insanın evsiz kaldığını hatırlattı ve şöyle dedi:
''Durum trajik: İsrail yıktı, şimdi Arap ülkelerinden yeniden inşayı finanse etmelerini istiyor. Oysa bu sürecin maliyeti 700 milyar doları aşabilir. Henüz ateşkesin ilk aşamasındayız; dolayısıyla yeniden inşa sürecini konuşmak için erken. İsrail’in bu anlaşmayı da ihlal edeceğini düşünüyorum ve şaşırmam; hatta Gazze’yi yeniden işgal etme ihtimalleri de var.''
Atvan'a göre, asıl mesele, İsrail’in Amerika tarafından korunması. Washington, Tel Aviv’e Gazze’yi yerle bir etmesi için adeta yeşil ışık yaktı.
Bugün bölgede bir soykırım ve aç bırakma savaşının yürütüldüğünü kaydeden Atvan, ABD'nin, İsrail’in yanında oldukça bu soykırımların devam edeceğini, dolayısıyla “yeniden inşa” kavramının bir inandırıcılığının olmadığını vurguladı.
Atvan konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Şu anda öncelikli mesele, Gazze halkını soykırımdan, yıkımdan ve açlıktan kurtarmaktır. İnsanlar kelimenin tam anlamıyla açlıktan ölüyor. En önemli hedef, onları hayatta tutmak; soykırımı ve açlığı durdurmak. Ancak o zaman yeniden inşadan söz edebiliriz.''
Mehr Haber Ajansı'nın ''Son dönemde Filistin devletini tanıyan ülkelerin artışı, Gazze çevresindeki siyasi denklemi nasıl etkiledi? Uluslararası kamuoyu artık İsrail’i sınırlayabilir mi?'' sorusunu cevaplayan Atvan'a göre bu aşamada en önemli şey ateşkesi koruyabilmek.
Atvan, ''İki devletli çözüm ya da bağımsız Filistin devleti fikri artık ciddi biçimde gündemde değil. Ateşkesi ve sözde barış planını destekleyen Amerika Birleşik Devletleri, iki devletli çözümü veya bağımsız Filistin devletini tanımıyor.'' dedi.
Trump'ın defalarca, bağımsız bir Filistin devletini kabul etmeyeceğini açıkça söylediğini hatırlatan Atvan, Trump'ın İsrail-Arap çatışmasına kalıcı bir çözüm getirecek tüm girişimlere de karşı çıktığını vurguladı.
''Elbette Filistinliler kendi bağımsız devletlerini istiyor—yalnızca Batı Şeria ve Gazze’de değil, bütün Filistin topraklarında. Ancak İsrail’in hedefi yalnızca 1948’de işgal ettiği toprakları korumak değil.'' diyen Atvan, İsrail'in, “Büyük İsrail” projesi kapsamında, Filistin’in tamamını ve Suriye, Lübnan, Suudi Arabistan, Irak ve Mısır’ın bir kısmını da kontrol altına almayı amaçladığını, bu amacın, Orta Doğu’nun tamamını yeniden şekillendirmek istediğini belirtti.
Tanınmış gazeteci konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
''Bu hedefin bir parçası olarak İran’ın askeri ve nükleer altyapısını da yok etmeye çalışıyorlar. Bu nedenle son derece dikkatli olmalıyız. İsrail İran’a saldırılar düzenledi, ABD de İran’ın nükleer tesislerini bombaladı. Bu tablo, Amerika ve İsrail’in barıştan ziyade yıkım peşinde olduğunun kanıtı. Onlar, inşa etmenin değil, yok etmenin uzmanı. Halklara yaptırım uygulamakta, iç karışıklık çıkarmakta ve bölge ülkelerini zayıflatmakta ustalar. İran, Lübnan, Suriye ve Mısır bunun somut örnekleri. Bu yüzden, İsrail’in “Büyük İsrail” projesine karşı son derece uyanık ve dirençli olmalıyız.''
Atvan, İsrailli siyasi liderlerin savaş suçlarından yargılanma olasılığına ilişkin olarak, “İsrail liderleri tüm Filistin halkını ortadan kaldırmayı hedefliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Atvan’a göre Trump’ın da işaret ettiği gibi, Tel Aviv yönetimi Gazze’de bir “Orta Doğu Rivierası” kurmayı amaçlıyor; Gazze’nin zengin doğal kaynaklarından—hatta petrol rezervlerinden—hem İsrail’in hem de Trump çevresinin milyarlarca dolar kazanç sağlamayı planladığını öne sürüyor.
Bu sebeple, Atvan’a göre, uygulamada bölgedeki Filistinlilerin yerinden edilmesi söz konusu.
Atvan sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu sinsi planı adım adım uygulayacaklar. Şimdilik Filistinlilere “ateşkes” diyorlar, ancak kısa süre içinde bu ateşkesi ihlal edecek bahaneler bulacaklar. Bu bahanelerle uluslararası izolasyonu kırmayı hedefliyorlar. Trump hem İsrail’in hem de kendi ticari çıkarlarının peşinde. Bir emlak simsarı gibi davranıyor; Gazze’nin boşaltılmasını büyük bir ekonomik fırsat olarak görüyor. Arap dünyasının ve Gazze halkının üzerinden servet kazanmak istiyorlar.''
Mehr Haber Ajansı’nın son değerlendirme talebine yanıt veren Atvan şu ifadeleri kullandı:
''Orta Doğu hâlâ savaşın eşiğinde. Mevcut Amerikan başkanı bir barış değil, savaş lideri. Amacı, İsrail’i hem toprak hem güç bakımından büyütmek. İsrail’e 26 milyar dolar yardım yaptı, gelişmiş silahlar üzerindeki tüm kısıtlamaları kaldırdı. Bu, yeni savaşların habercisidir. Bu planlar adım adım uygulanıyor.''
İsrail'in yalnızca askeri veya siyasi açıdan zorlandığında yani karşısında gerçekten kendisine denk veya tehdit oluşturabilecek bir güç belirdiğinde tutum değiştirebileceğinin altını çizen Atvan şöyle dedi:
''Ancak bölgede, İsrail’i dengeleyebilecek bir güç ortaya çıkmadıkça, Tel Aviv yönetimi müzakereye yanaşmayacaktır. Bugün karşılarında onları durdurabilecek bir güç görmedikleri için, Orta Doğu’nun onlarca yıl—belki de yüzyıllar—boyunca istikrarsız kalması olasılığı oldukça yüksek.''