Lübnan’da siyasi kriz, Meclis ve kabinedeki engellemelerle devlet işleyişine yönelik tehditleri gözler önüne seriyor. Cumhurbaşkanı Josef Aun’un kararlı duruşu, siyasi baskılara karşı merkezi otoriteyi güçlendiriyor. Seçim yasası reformları ve yurtdışındaki Lübnanlıların hakları, kamu yararı gözetilerek bakanlar komitesi aracılığıyla ele alınacak.
YDH- El-Ahbar gazetesinden Rula İbrahim, Lübnan’da, Lübnan Güçleri Partisi’nin Meclis ve kabine üzerindeki baskı ve engelleme girişimlerini, Başbakan ve Cumhurbaşkanı üzerinde yarattığı siyasi tehditleri ve devlet işleyişine verdiği zararları aktarıyor. İbrahim'e göre, Cumhurbaşkanı’nın kararlı tutumu, iç siyasi istikrar ve devlet kurumlarının devamlılığı için bir güvence niteliğinde. Ayrıca, Maarab çizgisinden -Maruni lider Semir Caca'nın politik hattını temsil eden siyasi eksen- bakanların Aun'un otoritesine boyun eğmesi, siyasi hesaplaşmaların sınırlı da olsa çözüme tabi olabileceğini gösteriyor.
Baabda Sarayı’nda dün yapılan ve Cumhurbaşkanı Josef Aun’un sert bir üslupla yönettiği kabine toplantısında, gündemin ilk maddesi olan Raci tasarısının ele alınması sırasında Aun, görüşmenin oturum sonuna ertelenmesini talep etti. Bunun üzerine Dışişleri Bakanı Raci ile Sanayi Bakanı Joe İsa Huri ayağa kalkarak toplantıdan çekilme tehdidinde bulundu. Tartışmanın büyümesi üzerine tasarının görüşülmesi ertelendi.
Lübnan Güçleri’nin, Temsilciler Meclisi oturumlarının yeter sayısını bilinçli biçimde engelleyerek ve Başbakan Nevaf Selam üzerinde siyasi baskı kurarak yürüttüğü girişimler, Dışişleri Bakanı Yusuf Raji’nin seçim yasasında değişiklik öngören tasarısının onaylanıp Meclis’e gönderilmesini sağlayamadı. Aun, iki bakana yüksek sesle karşılık vererek, kabine içindeki şantaj ve geri çekilme tehditlerinin devlet yönetimine zarar verdiğini belirtti.
Özellikle partisel çıkarlarla örtüşmeyen dosyalar gündeme geldiğinde bu tür tehditlerin tekrarlanmasını reddetti. Cumhurbaşkanı şu uyarıda bulundu:
“Herhangi bir bakan bir karara katılmayabilir ancak hükümette ve parlamentoda engelleme anlayışı kabul edilemez. Devlet bu mantıkla yönetilemez, kurumlar bu yöntemle inşa edilemez, kamu işleri bu şekilde yürütülemez.”
Aun’a yakın kaynaklar, Cumhurbaşkanı’nın bu kez konuşmasının dozunu bilinçli biçimde artırdığını belirterek şunları aktardı:
“Siyasi güçlerin stratejisi, önce Meclis’i felç etmek, ardından kabineyi tıkamak ve son aşamada tüm cumhurbaşkanlığı dönemini işlevsiz hâle getirmek üzerine kurulu. Bu nedenle Aun, bu sürece dahil olan herkese net bir uyarı göndermek istedi.”
Cumhurbaşkanı’nın kararlı tutumu üzerine Maarab çizgisinden gelen iki bakan, Meclis üzerindeki baskı planlarının sonuçsuz kaldığını fark ederek yerlerine döndü ve Aun’un otoritesini kabul etti.
Tüm gündem maddeleri tamamlandıktan sonra, Bakan Raci’nin yurtdışında yaşayan Lübnanlılara ayrılan altı sandalye hakkının iptaliyle ilgili yasa tasarısı ile İçişleri Bakanı Ahmed Haccer'in seçim bölgeleri dışındaki büyük sandık merkezlerinde manyetik kimlik kartı uygulamasını kaldırıp yerine QR kod sistemi getiren tasarısı gündeme geldi.
Konsey, Lübnan Güçleri Partisi lideri Semir Caca'nın taleplerine rağmen, parlamento seçimleriyle ilgili düzenlemeler için daha önce kurulmuş olan bakanlar komitesine “mevcut seçim yasasına ilişkin öneri ve değişiklikleri hazırlayıp bir hafta içinde rapor sunma” görevi verdi.
Toplantı sonrası açıklama yapan Enformasyon Bakanı Paul Morcos şöyle dedi:
“Hükümet anayasal yetkileri çerçevesinde hareket ediyor; bunları ne aşıyor ne de kısıtlıyor. Bakanlar komitesi, bir hafta içinde raporunu sunarak sonraki adımları belirleyecek.”
Morcos ayrıca şu ifadeleri kullandı:
“Konsey kamu yararına uygun gördüğü şekilde, ister yasa tasarısı sunarak ister başka bir tutum geliştirerek karar alacaktır. Hükümetin kararları Parlamento için bağlayıcı değildir; ancak yurtdışında yaşayan vatandaşların haklarını korurken, uygun bir çözüme ulaşılmasına katkı sağlayacak yasal düzenlemeleri önerecektir.”
Çeviri: YDH