Yemen Ensarullah lideri, direnişin İsrail rejimiyle olası bir sonraki çatışmaya hazırlandığını bildirdi ve “Filistin işgal altında kaldığı ve Siyonist varlık Müslümanlara karşı komplolar kurduğu sürece bölge istikrara kavuşamaz” dedi.
YDH- Yemen Ensarullah Hareketi lideri Seyyid Abdulmelik el-Husi, salı günü “Ulusal Şehitler Günü” dolayısıyla yaptığı televizyon konuşmasında, Yemen halkının İsrail’le yaşanan son çatışmadan “her zamankinden daha güçlü” çıktığını söyledi.
“Yeni bir çatışma sürecine doğru ilerliyoruz”
El-Husi, açıklamasında Yemen’in, Gazze’deki soykırımın durdurulması amacıyla İsrail’e karşı başlattığı “aylar süren deniz ve hava operasyonlarını” hatırlattı. Bu operasyonların ardından İsrail’in, ABD ve İngiltere ile birlikte Yemen’e hava saldırıları düzenlediğini belirtti.
Ensarullah lideri, düşmanla ve onun “işbirlikçileriyle” yaşanacak bir sonraki çatışmaya hazırlık temelinde direnişin sürdürülmesi gerektiğini vurguladı.
El-Husi, “Kesinlikle İsrail düşmanıyla yeni bir çatışma sürecine doğru gidiyoruz. Bölgemiz, İsrail düşmanı Filistin’i işgal ettiği ve ümmetimize karşı Siyonist planını sürdürdüğü sürece istikrar, güvenlik veya barış göremez.” ifadelerini kullandı.
“Yemen halkı, mazlum Filistin halkının yanında onurlu bir duruş sergiledi”
El-Husi, Allah’a şükrederek, Yemen halkına “soykırıma karşı mazlum Filistin halkının yanında büyük ve onurlu bir duruş sergileme şerefini” verdiğini söyledi.
“Elimizden gelen her şeyi askerî anlamda yaptık, halkımız da büyük ve yoğun bir katılım gösterdi.” dedi.
Ensarullah lideri, İslam ümmetinin “yüzyıllardır yerine getirmediği kutsal sorumlulukları” nedeniyle bugün bölünmüş, zayıf ve kolay hedef haline geldiğini kaydetti. “Oysa bu sorumluluklar ümmeti dünyanın en güçlü milleti yapabilirdi.” dedi.
El-Husi, “Biz hedef alınmış bir ümmetiz, ister kabul edelim ister etmeyelim. Bizi koruyacak tek şey Allah yolunda cihattır. Teslimiyet, uzlaşma, zillet ve düşmanlara boyun eğmek bizi onların kötülüğünden korumayacak.” ifadelerini kullandı.
“Siyonist düşman sadece Filistin’i değil tüm ümmeti hedef alıyor”
El-Husi, “Siyonist Yahudiler bu ümmete karşı saldırı hâlindedir; bu, Filistin’in işgaliyle başlamış ve bugün de devam etmektedir. Filistin onların tek hedefi değildir; ön safta Filistin var ama arkasında tüm ümmet hedef alınmaktadır.” dedi.
İsrail’in “yetmiş yılı aşkın süredir işlediği suçların” bu düşmanın “ne kadar tehlikeli ve suçlu” olduğunu açıkça gösterdiğini belirtti.
El-Husi, “İsrail, Gazze’deki ateşkese rağmen saldırılarını ve katliamlarını sürdürüyor, anlaşmaları ihlal ediyor,” dedi. Amerikan “garantisinin” İsrail’in suçlarında ortak olduğunu, diğer garantörlerin ise “aciz kaldığını” ifade etti.
“Gazze kuşatması sürüyor, tutuklular işkence görüyor”
El-Husi, anlaşmayla sağlanması öngörülen yardımın “sadece küçük bir kısmının Gazze’ye ulaştığını”, İsrail’in “kuşatmayı sürdürdüğünü, Refah geçidini kapalı tuttuğunu, hastaların tahliyesini engellediğini, binaları yıktığını, çadır ve barınakları bloke ettiğini” söyledi.
İsrail’in “Filistinli tutukluları kaçırıp işkenceye maruz bıraktığını” ve “mahkumların idamına izin veren bir yasa çıkardığını” da vurguladı.
El-Husi, İsrail’in Kudüs’ü tehdit etmeye, “İslami simgeleri silmeye” ve Batı Şeria’da “Filistinlilerin zeytin hasadını engelleme dahil her gün yeni ihlallerde bulunmaya” devam ettiğini belirtti.
Lübnan’daki direniş hedefte
El-Husi, Lübnan konusunda da İsrail’in “direnişin silahsızlandırılmasını” hedeflediğini belirtti.
Lübnan’daki direnişin, ülkeyi “süregelen saldırganlıklara karşı koruyan asıl kalkan” olduğunu vurguladı.
“ABD ve Batı, İsrail’in suçlarına tam destek verdi”
El-Husi, BM raporuna dayanarak, “ABD’nin İsrail’e tam destek sağladığını, Almanya, İtalya, Britanya ve 26 diğer ülkenin Gazze saldırısı sırasında silah gönderdiğini” söyledi. Bazı Arap devletlerinin ise İsrail’le ticareti sürdürdüğünü kaydetti.
El-Husi, “Balfour Deklarasyonu’nu, Batı’nın Siyonist işgali mümkün kılmadaki suç ortaklığının kanıtı” olarak hatırlattı ve “Arap dünyasının süregelen ilgisizliği ve ihaneti”ni kınadı.
“Arap rejimleri, halklarını İsrail’i kabule alıştırıyor”
El-Husi, ABD ve Avrupa kamuoyunda “Filistin’le dayanışmanın arttığını”, ancak “birçok Arap devletinin hâlâ ihmalkâr ya da daha kötüsü, halklarını İsrail’i kabullenmeye alıştırma çabasında” olduğunu belirtti.
Gazze’deki ateşkesin ardından “ABD ve İsrail yanlısı güçlerin, Gazze’yle dayanışma gösterenlere karşı yoğun bir karalama kampanyası başlattığını” söyledi.
“Elçiler, gazeteciler, aktivistler, kim Filistin halkının yanında yer alıyorsa, Amerikan ve İsrail yanlısı ikiyüzlüler onları ‘İran yanlısı’ olmakla suçluyor.” dedi.
El-Husi, “Özgür bir Müslüman ülke olan İran İslam Cumhuriyeti’ni, Amerika’ya boyun eğmediği ve Filistin halkının yanında durduğu için karalıyorlar.” ifadelerini kullandı.
Sudan’da yaşananlar “en ağır suçlardan biri”
El-Husi, Sudan’daki mevcut olayların “İsrail düşmanıyla saf tutanlar tarafından desteklendiğini” belirtti. Sudan’daki gelişmeleri “en ağır suçlardan biri” olarak nitelendirdi.
El-Husi konuşmasının sonunda “İsrail’le birlikte olanlar kaybeden, kötü niyetli ve suçludur. İster yönetici, ister müttefik olsun İsrail’i destekleyen, direnenlere karşı olan herkes sonunda kaybedenler arasındadır.” dedi.