Kudüs’te ‘kentsel yenileme’ adıyla 'demografik dönüşüm' planı

img
Kudüs’te ‘kentsel yenileme’ adıyla 'demografik dönüşüm' planı YDH

“Ir Amim” adlı İsrailli sivil toplum kuruluşunun raporu, İsrail’in Şeyh Cerrah Mahallesi’nde “kentsel yenileme” adı altında yürüttüğü projelerle Filistinlilerin mülklerini hedef alarak bölgeyi “Yahudi çoğunluklu bir alana dönüştürmeyi” amaçladığını ortaya koydu.




YDH- İsrail’in Davar gazetesinde yer alan habere göre, “Ir Amim” adlı sivil toplum kuruluşunun yayımladığı yeni bir rapor, işgal altındaki Kudüs’ün Şeyh Cerrah Mahallesi’nin merkezinde “İsrail kontrolünü genişletmek amacıyla uygulanan yöntemlerdeki değişimi” ortaya koydu.

Raporda, geçmişte yerleşimcilerin mahalledeki mülklere el koymak için “özel mülkiyet anlaşmazlıklarını” kullandığı, ancak “bugün devletin bizzat sürecin ön saflarında yer aldığı” belirtildi.

“Kentsel yenileme” adı altında 2.000 yeni konut planı

Habere göre, işgal altındaki Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinin kuzeyinde yer alan Şeyh Cerrah Mahallesi’nde yaklaşık 3.000 kişi yaşıyor; bunların yaklaşık 180’i Yahudi. 1970’li yıllardan bu yana mahalledeki 80 Arap aileye yönelik tahliye davaları açıldığı bildirildi. “2010 yılında üç ailenin tahliye edildiği”, ancak “2021 tarihli Yüksek Mahkeme kararının 31 aileyi koruduğu” kaydedildi. Bugüne dek süren mülkiyet anlaşmazlıkları sonucunda “10 evin yerleşimcilerin eline geçtiği” aktarıldı.

Rapora göre, devlet “kentsel yenileme” adı altında İsrailliler için yaklaşık “2.000 konutluk inşaat projelerini” ilerletiyor. Bu sayı, mahalledeki mevcut konutların tamamından fazla. Planların, “Filistinlilere ait binaların yıkılmasını” ve “mevcut sakinlerin yerinden edilmesini” içerdiği ifade edildi. “Kudüs Kalkınma İdaresi” tarafından yürütülen projelerin mahallenin ana yollarını kapsadığı ve “Batı Kudüs’e bağlanacak bir çevre yolu” içerdiği kaydedildi.

Raporun yazarları, bu adımların mahallenin sosyal dokusunu tamamen değiştirme ve “Şeyh Cerrah’ı bir Filistin topluluk merkezinden açık Yahudi çoğunluklu bir alana dönüştürme riski taşıdığını” belirtti.

1967’den beri dondurulan mülkiyet kayıtları yeniden açıldı

Raporda ayrıca, devletin “mülkiyet tescili” mekanizmasını kullanarak “1967’den beri dondurulmuş arazi kayıt sürecini yeniden başlattığı” bildirildi. Ürdün yönetimi döneminde başlatılan bu sürecin yakın zamanda bazı parsellerde tamamlandığı, bunun da devlet kurumlarının ve yerleşimci derneklerin “1948 öncesi Yahudi sahipler adına taşınmazları tescil ettirmesine olanak tanıdığı” ifade edildi.

“Nisan 2021’de”, 40 evin bulunduğu ve 43 Arap ailenin yaşadığı bir bölgede tescil sürecinin tamamlandığı, bu alanın “Yahudi sahipler adına kaydedildiği” bildirildi. Kayıtların “1948 öncesi mülkiyet iddialarına” dayandığı ve bu gerekçeyle bölgenin “Doğu Kudüs’ün ilhakı sonrası devletin genel vasisine devredildiği” belirtildi.

Adalet Bakanlığı’na bağlı tescil memurunun süreci “Filistinli aileleri bilgilendirmeden” yürüttüğü, ayrıca, “Arap sakinlerin 1948 öncesi mülkiyet haklarının tanınmadığı” vurgulandı.

Kamulaştırılan araziler ultra-Ortodoks kuruma tahsis edildi

Raporda, mahallede “ultra-Ortodoks bir dini okul (yeşiva) kurulması planının”, “kamu arazilerinin ele geçirilmesi” anlamına geldiği ifade edildi.

Söz konusu arazinin Arap sahiplerinden kamulaştırıldığı, ilk imar planında mahalle sakinlerinin yararına kamu yapıları için ayrıldığı, ancak arazinin “Or Sameah Kurumları” adlı bir derneğe tahsis edildiği bildirildi.

“Kuzey Patikası” projesi Arap kültürel varlığını dışlıyor

Yine “Kudüs Bakanlığı” ve “Reşit Yeruşalayim” adlı dernek tarafından yürütülen “Kuzey Patikası” adlı turizm geliştirme projesinin de mahalleden geçtiği belirtildi. Ancak proje kapsamındaki durakların çoğunun “bölgenin Yahudi tarihine odaklandığı”, örneğin “Şimon ha-Tsadik kompleksi”, “Eski Şehir’in ele geçirilmesi sırasında ölen İsrail askerleri anıtı” ve “mahalledeki yerleşimci evlerinin” projede yer aldığı, buna karşın “Arap kültürel varlığının neredeyse hiç anılmadığı” aktarıldı.

“Mahalle etrafında boğucu bir halka oluşturuluyor”

“Ir Amim”e göre, tüm bu adımlar mahalle etrafında giderek sıkılaşan bir “boğucu halka” oluşturuyor ve onlarca Filistinli ailenin “derhal yerinden edilme tehlikesiyle” karşı karşıya kalmasına yol açıyor.

Ayrıca, bu sürecin Şeyh Cerrah bölgesini “Doğu Kudüs merkezini Eski Şehir’den ve kentin kuzeyinden ayıracak kesintisiz bir yerleşim alanına” dönüştürme potansiyeline sahip olduğu değerlendirildi.

“Devlet artık yalnızca yerleşimci derneklerini desteklemekle yetinmiyor”

“Ir Amim” araştırmacısı ve raporun yazarı Aviv Tatarsky, “Rapor, Doğu Kudüs’ün Yahudileştirilmesi sürecinde yeni ve son derece endişe verici bir aşamayı ortaya koyuyor” ifadesini kullandı.

Tatarsky, “Devlet artık yalnızca yerleşimci derneklerini desteklemekle yetinmiyor; sürecin bizzat liderliğini üstleniyor. Bu kez kullanılan araçlar buldozerler değil, imar planları, tapu kayıtları ve sözde ‘sivil’ girişimler. Planlama ve kalkınma gibi teknik bir dilin ardında, şehrin Filistin mahallelerinin kalbindeki İsrail kontrolünü derinleştirmeyi amaçlayan siyasi bir süreç yatıyor.” dedi.



Makaleler

Güncel