New York Times, diplomatik çıkmazın sürmesi ve İran’ın nükleer kapasitesiyle ilgili belirsizlikler nedeniyle, İsrail ile İran arasında olası yeni bir çatışmanın kaçınılmaz hale geldiğini belirtti.
YDH- New York Times, ABD Başkanı Trump’ın, ABD’nin yaz aylarında İran’ın nükleer zenginleştirme programını “yok ettiğini” ısrarla dile getirmesine rağmen, bölgesel yetkililer ve analistlerin son aylarda bu görüşe daha az inandığını kaydetti. Ayrıca, İsrail ile İran arasında başka bir savaşın patlak vermesinin yalnızca zaman meselesi olduğunu belirtti.
2015 yılında İran’ın nükleer zenginleşmesini sınırlamayı amaçlayan anlaşma geçen ay sona erdi. İran’a yönelik sıkı yaptırımlar yeniden yürürlüğe girdi. Nükleer programına ilişkin müzakereler şu anda durmuş gibi görünüyor.
Gazete, İran’ın 11 nükleer silah üretebilecek kadar yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum stokunun, ya “İran’ın iddiasına göre enkaz altında bulunuyor veya İsrail yetkililerinin inandığı gibi güvenli bir yere taşınmış durumda.”
Habere göre, İran ayrıca Pickaxe Mountain olarak bilinen yeni bir zenginleştirme sahasında çalışmaya devam ediyor gibi görünüyor.
“Varoluşsal bir tehdit”
NYT’ye göre, ortaya çıkan durum, müzakerelerin olmaması, İran’ın stoku hakkında belirsizlik ve bağımsız denetim eksikliği ile “tehlikeli bir çıkmaz” oluşturuyor. Körfez’deki birçok kişi, bunun başka bir İsrail saldırısını neredeyse kaçınılmaz kıldığını düşünüyor, çünkü İsrail yetkililerinin uzun süredir İran’ın nükleer programını “varoluşsal bir tehdit” olarak gördüğü biliniyor.
Uluslararası Kriz Grubu İran Projesi Direktörü Ali Vaiz, İran’ın herhangi bir İsrail saldırısına Haziran’dakinden “çok daha az kontrollü” yanıt vermesi muhtemel olduğunu söyledi. İranlı yetkililerin kendisine, füze fabrikalarının 24 saat çalıştığını ilettiklerini belirtti ve eğer başka bir savaş çıkarsa, “500 yerine 2.000 füzeyi aynı anda fırlatarak İsrail savunmasını aşmayı umuyorlar.” dedi.
Yeni bir saldırının yakın olduğuna dair herhangi bir kanıt bulunmuyor. Ancak Vaiz’e göre, “İsrail, görevin tamamlanmadığını düşünüyor ve çatışmayı yeniden başlatmamak için bir neden görmüyor, bu nedenle İran bir sonraki tur için hazırlıklarını artırıyor.”
Bölgesel stratejiler ve diplomatik çıkmaz
Chatham House Ortadoğu ve Kuzey Afrika programı direktörü Sanam Vekil, bölgesel güçlerin İran ile kendi ilişkilerini korumaya çalıştığını ve başka bir bölgesel savaş istemediklerini belirtti. İran’ın, ne kadar zayıflamış olursa olsun, “kendi askeri güçleri ve Lübnan, Irak, Yemen, Basra Körfezi ve diğer yerlerdeki vekilleri aracılığıyla istikrarsızlık yaratma kapasitesine saygı gösterdiklerini” kaydetti.
İran’ın, “ABD’nin Irak işgalinden bu yana en zayıf döneminde” olduğunun iddia eden Brookings Enstitüsü Dış Politika Programı Direktörü Suzanne Maloney’e göre, “ama tamamen önemsiz değil.”
Maloney, Körfez ülkeleri için daha zayıf bir İran’ın, “daha kolay etkileşim kurup yakın tutabilecekleri bir hedef” olarak görüldüğünü, ancak İran’ın “çaresizliğinde daha tehlikeli hale gelebileceği” söyledi.
İsrailli yetkililer, Haziran’dan bu yana İran nükleer silah üretmeye yaklaşırsa yeniden saldırıya hazır olduklarını belirtti. İran bu niyeti her zaman reddetti. İsrailliler, İran’ın nükleer programının zarar gördüğünü ama yok olmadığını kabul ediyor.
Washington ve Londra merkezli uzman H.A. Hellyer, “İsrail, İran’ın nükleer programının kontrol altına alınmasını istiyor ve bunu müzakerelerle elde edemez, bu yüzden İsraillilerin yeniden saldırmayı planladığını düşünüyorum. İranlılar yeniden inşa ediyor, ancak belirli bir çizgiyi aştıklarında İsrail tekrar saldıracak.” dedi.
Arap devletleri de Trump ile iş birliği yaparak İsrail üzerinde bazı sınırlamalar sağlamaya çalıştığını belirten NYT’ye göre, bu ülkeler, “İsrail’in Gazze, Hamas ve Hizbullah’ı etkisiz hale getirdikten sonra bölgesel hegemon olma arzusu taşıdığını” görüyor. Ayrıca, Arap yetkililer, İran ve ABD arasında yeni nükleer görüşmeleri teşvik ediyor, ancak şimdilik fazla iyimser değiller.
İran’ın tutumu ve gelecek perspektifi
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, geçen hafta Washington’un “kabul edilemez ve imkânsız şartlar” sunduğunu, bunların arasında doğrudan görüşmeler ve uranyum zenginleştirmesinin tamamen doğrulanabilir şekilde durdurulmasının bulunduğunu belirtti.
Arakçi, doğrudan görüşmeleri ve zenginleştirmenin sonlandırılmasını tekrar reddetti. Ancak belirli koşullar altında dolaylı görüşmelere açık olduklarını yineledi. Bu koşullar, daha fazla askeri saldırı veya ekonomik baskı yapılmayacağı ve savaş zararları için tazminat sağlanması garantisini içeriyor; Washington bu talepleri kabul etmiyor.
El-Cezire’ye konuşan Arakçi, gelecekteki herhangi bir saldırı için İsrail’i “ciddi sonuçlar” konusunda da uyardı.
Vaiz’e göre, “diplomatik çıkmazla birlikte, İran’da nasıl ilerleyeceklerine dair bir tartışma sürüyor ve seçenekler sınırlı.” Habere göre, bazı İranlı yetkililer “Trump ile uzlaşmak ve bir anlaşma yapmak istiyor.” Bu yetkililer, İran’ın “temel işleyişini sürdüremeyecek kadar zor durumda olduğunu” ve “direnişin İsrail’in işine yaradığını, iç baskı nedeniyle İran hükümetini zora sokabileceğini” belirtiyor.
Diğer yetkililer ise çatışmayı tercih ediyor; Trump ile anlaşmanın imkânsız olduğunu düşünüyorlar. Trump, 2015 nükleer anlaşmasından çekilmişti.
Her iki grup da Vaiz’e göre, İsrail ile başka bir çatışmanın kaçınılmaz olduğunu kabul ediyor. “Ülke, bir sonraki tur için hazırlıklarını artırıyor ve yeni bir denge yaratmak istiyor; bu, İran’ın zayıflık algısını ortadan kaldıracak.” dedi.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) Başkanı Rafael Grossi, geçen hafta Financial Times’a yaptığı açıklamada, ajansın İran’ın yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum stokunun çoğunun savaşta hayatta kaldığını düşündüğünü, ancak denetimler olmadan durumunun belirsiz olduğunu belirtti. Grossi, İran’da yaklaşık 400 kilogram ve %60 oranında zenginleştirilmiş uranyum bulunduğunu, bunun silah sınıfına yakın olduğunu tahmin etti.
Bölgedeki Arap ülkeleri, şu anda Gazze’ye odaklanmış durumda. Vaiz, “nükleer İran hâlâ bir endişe olsa da Suudilerin, eylül ayında Pakistan ile imzaladıkları karşılıklı savunma anlaşması ve Trump yönetiminden beklentileriyle güvenliklerini artırmaya çalıştıklarını” ifade etti.
Chatham House uzmanı Vekil, bölgesel pozisyonlardaki nüanslara dikkat çekti. Vekil’e göre, “İran’ın zayıflık ve geri çekilme algısı, Tahran’ı vekillerine desteğini daha resmi bir şekilde geri çekmeye teşvik edebilir. Körfez ülkeleri, uzun vadeli stratejiyi göz önünde bulunduruyor.”
Vekil, “Daha zayıf ve izole İran ile daha fazla uzlaşma fırsatı var. Ancak bir İran-İsrail savaşında, İran daha az kontrollü olabilir.” dedi.