Lübnanlı vekil Mahzumi’den 'İsrail ile doğrudan müzakere' çağrısı

img
Lübnanlı vekil Mahzumi’den 'İsrail ile doğrudan müzakere' çağrısı YDH

Lübnanlı Sünni politikacılardan 'Ulusal Diyalog Partisi' Lideri Milletvekili Fuad Mahzumi’nin Amerika'da İsraillilerle aynı panele katılıp İsrail ile doğrudan müzakere çağrısı yapması tepkiyle karşılandı.




YDH - Lübnan’da faaliyet gösteren "İsrail Destekçilerini Boykot" kampanyası, Milletvekili Fuad Mahzumi’nin Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü tarafından düzenlenen dijital foruma katılımını sert ifadelerle kınadı.

Kampanya yetkilileri, 6 Kasım’da "Lübnan ile İsrail arasında barışa giden bir yol var mı?" başlığıyla gerçekleştirilen etkinliğe katılan Mahzumi’ye tepki gösterdi.

İsrailli yetkiliyle aynı kürsüde

El-Ahbar'ın haberine göre kampanyadan yapılan açıklamada, forumun Mahzumi ile gerçekleştirilen bir diyalog oturumunu içerdiği belirtildi.

Bu oturumu, Kudüs Strateji ve Güvenlik Enstitüsü Başkan Yardımcısı ve eski İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi yetkilisi Eran Lerman ile enstitünün Lübnanlı araştırmacısı Hanin Gaddar’ın katıldığı bir panelin izlediği bilgisi paylaşıldı.

Açıklamaya göre Mahzumi, konuşması sırasında uluslararası topluma Beyrut üzerinde baskı kurma çağrısında bulundu.

Lübnanlı vekil, Hizbullah’ın yıl sonuna kadar Litani Nehri’nin güneyinden çıkarılmasını ve altı ay sonra tam anlamıyla silahsızlandırılmasını talep etti.

Mahzumi ayrıca Suriye, işgal altındaki Filistin ve Kıbrıs ile sınırların çizilmesi gerektiğini savunurken Şebaa Çiftlikleri’nin Lübnan’a aidiyeti konusunda soru işaretleri ortaya attı.

Lübnanlı Sünni Milletvekili ve Ulusal Diyalog Partisi Lideri Fuad Mahzumi, konuşmasının devamında İsrail ile doğrudan müzakerelere başlanması gerektiğini savundu ve Arap Boykot Yasası’nın askıya alınmasını istedi.

Kampanya bildirisinde, Mahzumi’nin forumdaki konuşmasından çevrilen bazı bölümler yayımlandı. Mahzumi’nin şu ifadeleri kullandığı aktarıldı:

"Litani’nin güneyindeki tüm bölge yıl sonuna kadar silahtan arındırılmalıdır. Şebaa Çiftlikleri’nin Suriye’ye mi yoksa Lübnan’a mı ait olduğunu belirlememiz, ardından işgal altında olup olmadığını tartışmamız gerekiyor. Barışa ulaşmayı kolaylaştırmak için boykot yasası askıya alınmalıdır."

Boykot kampanyası, bu açıklamaların "hayali bir barışı teşvik eden siyasi bir bağlamda" yapıldığını vurguladı.

Söz konusu yaklaşımların İsrail’in Lübnan, Gazze ve Suriye’ye yönelik devam eden saldırılarını görmezden geldiğini belirten kampanya yetkilileri, mevcut gerçeklik karşısında bu tür tavizlerin ne amaca hizmet ettiğini sorguladı.

Sandıkta hesap sorma çağrısı

İsrail Destekçilerini Boykot hareketi, Mahzumi ve benzer görüşteki diğer milletvekillerinin "Lübnanlılara karşı kışkırtıcılık yapan veya İsrail saldırılarının ciddiyetini hafife alan" siyasi ve medya beyanları nedeniyle sorgulanmasını istedi.

Grup, bu isimlerin hem siyasi alanda hem de seçim sandıklarında halk tarafından cezalandırılması gerektiğini ifade etti.

Ayrıca "hayali normalleşme projelerine" karşı duracak ve dış güçlerden destek alarak Lübnanlılara üstünlük taslayan odakları ifşa edecek birleşik bir ulusal hareketin kurulması çağrısında bulundu.

Açıklamada, seminerde dile getirilenlerin bir siyasi vizyon olarak tanımlanamayacağı, aksine net bir ulusal duruş gerektiren "tehlikeli tavizler" olduğu vurgulandı.