Şeyh Gazal’ın çağrısı sonrası Lazkiye ve Humus ayaklandı

img
Şeyh Gazal’ın çağrısı sonrası Lazkiye ve Humus ayaklandı YDH

Suriye ve Yüksek Alevi İslami Meclisi Başkanı Şeyh Gazal Gazal’ın çağrısı üzerine, sahil kentleri başta olmak üzere birçok noktada katliam ve cinayetlere karşı protestolar düzenlendi.




YDH - Suriye’nin Humus kentinde artan mezhepçi saldırılar ve katilamlar, ülkenin sahil şeridindeki kentlerde protesto gösterilerine dönüştü.

Yüksek Alevi İslami Meclisi Başkanı Şeyh Gazal Gazal’ın çağrısı üzerine toplanan gruplar, yasadışı silahların toplanması ve suçluların yargılanması talebinde bulundu.

Gösterilerin büyük bir kısmı olaysız tamamlanırken, bazı bölgelerde Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) gruplarının karşı protestoları ve silahlı saldırılar yaşandı.

Şeyh Gazal, yayınladığı görüntülü mesajda Alevi toplumunu öğle saatlerinde meydanlara inmeye davet etti. HTŞ rejimini dışlayıcı olmakla suçlayan Gazal, rejimin Sünni toplumu kendi projesi için bir araç olarak kullandığını iddia etti.

Gazal konuşmasında iki temel noktaya değindi. İlk olarak, Alevilerin "devletin herkesi kapsayacağı" düşüncesiyle silahlarını teslim etmelerinden duydukları pişmanlığı dile getirdi.

İkinci olarak ise mevcut politikaların devam etmesi halinde çatışma riskinin artacağını belirten Gazal, "Aramızda varoluşsal bir savaş yok, bunu savaşa dönüştürmeyin" ifadelerini kullandı.

Şam’daki Alevi nüfusun bir kısmı Gazal’ın çağrısına mesafeli yaklaşırken, sosyal medya üzerinden yapılan bazı paylaşımlarda bu çağrının yeni bir katliam riski doğurabileceği ifade edildi.

Sahil kentlerinde katılım yüksek oldu

El-Ahbar gazetesinin aktardığına göre Suriye’nin sahil şeridi, Humus, Hama kırsalı ve Vadi el-Uyun bölgelerinde çağrı karşılık buldu. Meydanlarda toplanan kalabalıklar, "Silaha hayır, ölüme hayır, kışkırtmaya hayır" ve "Aleviler tek yumruktur" sloganları attı.

Göstericiler ayrıca, Beşar Esed jükümetinin düşmesinden bu yana tutuklu bulunan binlerce askerin serbest bırakılmasını ve on bir aydır ödenmeyen emekli asker maaşlarının yatırılmasını talep etti.

Hama’nın Selhab bölgesine bağlı Ayn el-Kurum beldesinde toplanan kalabalık, HTŞ güçleriyle koordineli bir şekilde eylem yaptı.

Bölgedeki kaynakların aktardığına göre, rejim birimleri uzaktan izlemeyi tercih etti ve göstericiler olaysız şekilde dağıldı.

Kardaha’da HTŞ güçleri alana inmedi

Benzer bir tablo Kardaha’da da yaşandı. Bölge sakinleri güvenlik ve ihlallerin durdurulması talebiyle sokağa çıktı.

Yerel kaynaklar, Kardaha’daki eylem sırasında HTŞ rejimine bağlı güçlerin alanda bulunmadığını ve gösterinin hava koşullarının kötüleşmesiyle kendiliğinden sona erdiğini bildirdi.

Humus’ta ise Zehra Mahallesi sakinleri, HTŞ güçleriyle önceden koordine olarak 11.00-12.00 saatleri arasında toplandı.

"Mezhepçi cinayetlere hayır" pankartları taşıyan gruba, eylemin başlamasından kısa süre sonra HTŞ güçleri müdahale etti ve kalabalığı dağıttı.

Zehra Mahallesi, geçen pazar günü faili meçhul bir cinayet sonrası kabile gruplarının saldırısına uğramış, olayların ardından İçişleri Bakanlığı 48 saatlik sokağa çıkma yasağı ilan ederek 120 kişiyi gözaltına almıştı.

Lazkiye ve Ceble’de silahlı gruplar ateş açtı

Ceble kentinde düzenlenen gösterilere, protesto karşıtı silahlı gruplar müdahale etti. Havaya ateş açılması ve atılan sloganlar sonrası taraflar arasında arbede yaşandı.

Bir gösterici, HTŞ güçlerinin kontrol noktalarında bulunmadığını ve kendilerini korumasız bıraktığını dile getirdi.

Gerginlik Lazkiye’ye de sıçradı. Ziraat Kavşağı’ndaki eylem sırasında sivil giyimli olduğu iddia edilen bir grup tarafından göstericilerin üzerine ateş açıldı.

Görgü tanıkları, göğüs ve el bölgelerinden yaralananlar olduğunu aktardı. Olay yerinde HTŞ güçlerinin bulunmadığı belirtildi.

Tartus’ta ise binlerce kişinin katıldığı merkezi gösteri olaysız tamamlandı. Katılımcılar, el konulan mülklerin iadesi ve nefret söylemiyle mücadele taleplerini yineledi.

HTŞ rejiminden açıklama

Rejimin İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Nureddin el-Baba, Telegram hesabı üzerinden yaptığı açıklamada gösterileri değerlendirdi.

Vatandaşları "dış kaynaklı çağrılara" uymamaya davet eden el-Baba, bu tür girişimlerin toplumsal dokuyu bozmayı amaçladığını belirtti.

El-Baba, protesto hakkının tüm Suriyeliler için güvence altında olduğunu savunarak, rejim güçlerinin kaos çıkarmak isteyen çevrelere karşı bazı bölgelerde önlem aldığını ifade etti.

Sözcü, olayların arkasında yurtdışında yaşayan ve bölgeyi istikrarsızlaştırmak isteyen grupların bulunduğunu iddia etti.

Siyasi temsilciler uluslararası koruma talep etti

Orta ve Batı Suriye Siyasi Konseyi eski üyesi Ammar Acib, sahil bölgesindeki baskıların dayanılmaz boyuta ulaştığını belirtti.

Acib, Alevi toplumunun kaybedecek bir şeyi kalmadığını savunarak, eylemlerin uluslararası kamuoyuna bir mesaj niteliği taşıdığını ifade etti.

Acib, bölgedeki statükonun devam etmesi halinde sahil kesiminin özerklik veya federalizm taleplerini daha yüksek sesle dile getireceğini kaydetti.

Olası bir şiddet dalgasına ilişkin değerlendirmede bulunan Acib, rejimin uluslararası taahhütleri ve Birleşmiş Milletler Antlaşması'nın 7. Bölümü kapsamındaki denetimler nedeniyle geniş çaplı bir müdahaleden kaçınacağını da sözlerine ekledi.



Makaleler

Güncel