Suriye'de HTŞ lideri Colani ile SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi arasında imzalanan 10 Mart anlaşmasının uygulanma süreci, taraflar arasındaki görüş ayrılıkları nedeniyle yavaşladı.
YDH - Suriye'de Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) rejiminin lideri Ebu Muhammed el-Colani (şimdiki adıyla Ahmed eş-Şaraa) ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Abdi arasında imzalanan 10 Mart anlaşması kapsamındaki müzakerelerin yeniden başlamasına ilişkin belirsizlik sürüyor.
Colani'nin Washington ziyaretinden dönüşünün ardından taraflar arasında yapılması beklenen görüşmelerdeki gecikme devam ediyor.
Siyasi belirsizliğe sahada yaşanan askeri hareketlilik eşlik etti. Geçtiğimiz hafta boyunca Rakka kırsalındaki Maadan ve Ganim Ali hatları ile Deyr ez-Zor'un doğusundaki Fırat Nehri yatağında karşılıklı topçu atışları ve aralıklı çatışmalar yaşandı.
ABD'nin arabuluculuğu sonucunda çatışmalar durduruldu ve gerilimin Haseke ile Halep kırsalına sıçraması engellendi.
"Anlaşma Türkiye ve ABD'den destek aldı"
HTŞ ile SDG arasındaki medya üzerinden yürütülen karşılıklı açıklamalar, SDG'nin rejim ordusuna entegrasyon mekanizması ve ülkenin yönetim şekli konusundaki görüş ayrılıklarını ortaya koydu.
Kürt tarafı, yönetim şeklinin ademi merkeziyetçi olması konusunda ısrar ederken, Dürzi ve Alevilerin de 10 Mart anlaşması sürecine dahil edilmesini talep ediyor.
Rejimin Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani, İngiltere merkezli el-Mecelle dergisine verdiği demeçte rejimin tutumunu savundu.
Eş-Şeybani, "Bir Suriye hükümeti olarak SDG ile şu an yaptığımdan daha fazlasını ne yapabilirim? Ortada bir anlaşma, saygı, katılıma inanç ve Kürt haklarına bağlılık var" ifadelerini kullandı.
Türkiye ile arabuluculuk konusuna da değinen eş-Şeybani, "Türkiye ile arabuluculuk bile mevcut. Sorununuzu Türkiye ile ben çözerim. Aranan şahıslarınız varsa, geri dönebilmeleri için Türkiye ile af çıkarılması konusunu görüşürüm" dedi.
Bakan ayrıca, SDG ile yapılan anlaşmanın ABD tarafından büyük ölçüde desteklendiğini, bu dosya üzerinde daha önce anlaşmazlık yaşayan Türkiye ve ABD'nin bu anlaşmayı kabul ettiğini kaydetti.
Abdi anayasal tanınma ve yerel yönetim talebini yineledi
SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi ise Mezopotamya Ajansı'na verdiği röportajda, örgütün temel hedefinin kazanımlarını korumak olduğunu belirtti.
Bölgelerin askeri, güvenlik ve idari temsilcilerini kendilerinin seçmesi gerektiğini savunan Abdi, Suriye devletine katılımın bu temel üzerine kurulmasını istedi.
Ademi merkeziyetçiliğin Suriye'yi zayıflatmayıp güçlendireceğini öne süren Abdi, anlaşmanın uygulanması için Kürt haklarının anayasal olarak tanınmasını şart koştu.
Abdi, Dürzi ve Alevi temsilcilerin 10 Mart anlaşmasıyla ilgili toplantılara dahil edilmesini talep ederek şunları söyledi:
"Anayasa ve Suriye'deki yönetim şekli gibi temel konular askıda. Yönetim merkezi mi yoksa ademi merkezi mi olacak? Bunlar en önemli konular ve bunlar olmadan bir anlaşmaya varmak imkansız."
Abdi ayrıca rejimin önce askeri ve güvenlik konularını çözüp, ardından anayasa ve ortak hükümet kurma konularına geçme yaklaşımını eleştirdi.
SDG ile Ankara arasında iletişim kanalları açık
Türkiye ile ilişkilere de değinen Abdi, SDG ile Türkiye arasında açık iletişim kanalları bulunduğunu ve bu iletişimin "olumlu" olduğunu savundu.
Diyalogların daha ciddi ve resmi bir düzeye yükselmesini beklediklerini belirten Abdi, "Afrin ve Resulayn gibi işgal altındaki topraklarımız var. Bu sorunları Türk tarafıyla çözmek istiyoruz" dedi.
Abdi ayrıca, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın, Rojava temsilcilerinin İmralı'yı ziyaret etmesi yönünde bir isteği olduğunu ve bu bilginin cezaevini ziyaret eden heyet tarafından kendilerine iletildiğini iddia etti.
Bu olası ziyaretin çözüm sürecine olumlu etki edeceğini savunan Abdi, kapsamlı bir çözüm sürecine katkı sunması halinde SDG'nin Türkiye'ye gitmekte bir sorunu olmadığını ifade etti.
Ankara SDG'nin orduya entegrasyon biçimine itiraz ediyor
10 Mart anlaşmasının uygulanması için öngörülen sürenin bitimine 35 gün kala, taraflar arasındaki yaklaşım farkı sahadaki tansiyonu yükseltiyor.
ABD diplomasisinin HTŞ, Ankara ve SDG arasında ortak bir zemin oluşturmakta zorlandığı belirtiliyor.
Konuya vakıf Kürt bir kaynak el-Ahbar gazetesine yaptığı açıklamada, Abdi'nin açıklamalarının SDG'nin Türkiye ile doğrudan müzakere isteğini yansıttığını belirtti.
Kaynak, Ankara'nın HTŞ'yi SDG ile anlaşmamaya teşvik ettiğini öne sürerek, "Ankara, Şam'ı ademi merkeziyetçiliği kabul etmemeye ve SDG'nin kurumsal olarak değil, bireysel bazda orduya entegre edilerek tasfiye edilmesini talep etmeye zorluyor" dedi.
Aynı kaynak, Türkiye'nin iki hafta önce yapılması planlanan toplantıları engellediğini ve HTŞ'nin SDG'yi "üç askeri tümen" şeklinde entegre etme fikrinden geri adım atmasını sağladığını ileri sürdü.
Kaynak, Washington'ın Ankara ve hTŞ üzerinde baskı kurması gerektiğini savunarak, SDG'nin Dürzi ve Aleviler dahil tüm bileşenlerin dışlanmadan yönetime katılması için baskı yaptığını, ABD'nin süreçte belirleyici bir rol oynamasının beklendiğini kaydetti.