İran, İsrail içindeki casusluk halkalarını nasıl genişletiyor?

img
İran, İsrail içindeki casusluk halkalarını nasıl genişletiyor? YDH

İran'ın, İsrail'in içindeki toplumsal ve psikolojik zaafiyetleri kullanarak casusluk ağını genişlettiği belirtiliyor. Tahran'ın özellikle çevrim içi platformlar ve mali teşviklerle hedef aldığı eski bakan, asker ve sivillerin karıştığı casusluk davaları, iki ülke arasındaki gölge savaşının istihbarat alanında yoğunlaştığını gösteriyor.




YDH - İran ile Siyonist rejim arasındaki savaş, yalnızca askeri alanda değil, istihbarat ve casusluk sahasında da kendini gösteriyor.

İran'ın, İsrail'in güvenlik ve toplumsal katmanlarına sızmak için karmaşık stratejiler kullandığı, çevrim içi ağlar, mali teşvikler ve toplumsal zayıflıklardan yararlanarak önemli bilgiler topladığı belirtiliyor.

Mehr haber ajansının derlediği analizler, İsrail toplumu içindeki iç zayıflıkların ve rejime yönelik meşruiyet krizinin, İran'ın nüfuz etme sürecini kolaylaştırdığını ortaya koyuyor.

İsrail'de yaşayan birçok kişinin rejimin geleceğine ve istikrarına inanmadığı, siyasi ve sosyal yapının çöküşe doğru gittiği yönündeki hissiyatın yaygınlaştığı ifade ediliyor.

Bu güvensizlik ortamı, ekonomik sorunlar, dini ve etnik çatışmalar ve Filistinlilerle süren savaşla birleşerek casus devşirmek için uygun bir zemin hazırlıyor.

İstihbarat savaşları hız kazandı

İki ülke arasındaki gizli savaş, son 12 Gün Savaşı sırasında İsrail'in İran'daki nükleer tesisler, bilim insanları ve savunma yapıları hakkında bilgi toplayan ağlarını ortaya çıkarmasıyla görünür hale gelmişti.

Bu ağlar, İranlı ve yabancı unsurlardan oluşuyordu. Savaşın ardından Tahran, bu sızma girişimlerine karşı geniş çaplı bir tutuklama ve tasfiye operasyonu başlattı.

Bununla birlikte İran da İsrail içindeki casus ağlarını genişletme faaliyetlerine hız verdi. İsrail güvenlik raporlarına göre, İran'ın İsrailli vatandaşları saflarına katma çabaları, özellikle 2020'den itibaren çevrim içi platformlar ve mali teşvikler üzerinden yoğunlaştı.

Kayıtlara göre 2013 ile 2025 yılları arasında İran'la bağlantılı 39 casusluk veya güvenlik davası açıldı ve bunların 31'i İsrail vatandaşlarını içeriyordu.

Başlangıçta bu kişilere askeri üslerin fotoğraflarını çekmek, ordu hareketlerini izlemek veya rejim karşıtı afişler asmak gibi daha basit görevler veriliyordu.

Fakat 2024'ten itibaren görevlerin daha ciddi bir aşamaya geçtiği gözlemlendi.

İran'ın sızma stratejisinin merkezinde ne var?

İran'ın İsrail'e sızma stratejisi, 2020'lerin başından itibaren dijital hedefleme, sosyal medya ve çevrim içi iletişim kanallarını merkeze aldı.

Telegram, WhatsApp, Instagram ve Facebook gibi platformlar, mali, sosyal veya psikolojik motivasyonları olan kişilere ulaşmada kilit rol oynuyor.

Tahran'ın özellikle mali, sosyal veya psikolojik sorunlar yaşayan kişilere odaklandığı görülüyor. Son dönemdeki davaların incelenmesi, casusluk için devşirilen kişilerin çoğunluğunun azınlıklardan, yeni göçmenlerden veya İsrail toplumuna aidiyet hissi zayıf olanlardan oluştuğunu gösteriyor.

Rejime duyulan güvensizlik ve gelecek kaygısı, İran'la işbirliği için önemli bir motivasyon kaynağı yaratıyor.

Eski bakan, askerler ve siviller İran ağına takıldı

İsrail'in eski Enerji Bakanı Gonen Segev vakası, İran'ın siyasi ve güvenlik yapısına ne kadar derin sızabildiğini gösteren en önemli örneklerden biri oldu.

Segev, İran adına casusluk yapma suçlamasını kabul ederek "vatana ihanet" davasından kaçınmak için savcılıkla anlaşma yoluna gitti. Resmi raporlara göre Segev, Nijerya'da yaşadığı yıllarda, 2012'de İranlı diplomatlarla iki kez doğrudan görüşerek temas kurdu.

İsrail iç istihbarat teşkilatı Şin Bet, Segev'in İran istihbaratı tarafından devşirildiğini ve Tahran adına casus olarak çalıştığını açıkladı.

Soruşturma, Segev'in İsrailli güvenlik yetkilileri, hassas altyapılar, enerji piyasası, askeri ve sivil merkezler hakkında önemli bilgileri İran'a aktardığını ortaya koydu.

İsrail medyası, Segev'in şifreli iletişim sistemleri kullanarak ve dünyanın farklı yerlerindeki otel ve apartmanlarda buluşarak bilgi aktardığını yazdı.

Kimlik bunalımındaki genç yerleşimciler de casus oluyor

Hayfa yakınlarındaki Neşer kentinde yaşayan 24 yaşındaki Roi Mizrahi ve Almog Itayes'in davası da dikkat çekici bir örnek oldu. Bu iki gence başlangıçta evlerinin çevresinin fotoğrafını çekmek veya hükümet karşıtı mesajlar yazmak gibi basit görevler verildi.

Fakat zamanla görevler, güvenlik kameraları yerleştirmek, üst düzey İsrailli yetkililer ve askeri üsler hakkında bilgi toplamak gibi daha karmaşık eylemlere dönüştü.

Bu gençlerin yaşadığı kimlik bunalımı ve rejimin geleceğine duydukları güvensizliğin, onları yabancı casus ağları için kolay bir hedef haline getirdiği belirtiliyor.

Dürzi köyü Mas'ade'de yaşayan Bassem ve Tahir Safadi'nin davası, İran'ın casusluk halkaları oluşturmak için aile ve sosyal ağları nasıl kullandığını gösteriyor.

Tahir, babasının yönlendirmesiyle Golan Tepeleri'ndeki İsrail ordusunun hareketleri hakkında bilgi toplayıp İranlı bir televizyon kanalındaki bir muhabire gönderiyordu.

Stratejik hava üssüne sızan asker

21 yaşındaki İsrailli asker Rafael Rovani vakası, İran'ın stratejik askeri üslerdeki personeli bile hedef aldığını kanıtladı. İsrail'in Kanal 15 televizyonu, "İran istihbaratının, İsrail Hava Kuvvetlerinin stratejik üsleri de dahil olmak üzere ordunun en hassas noktalarına sızdığını" itiraf etti.

Kanalın haberine göre, stratejik Hatzarim Hava Üssü'nde görevli olan Rovani, uzun süredir İranlı ajanlarla temas halindeydi ve onlar için casusluk yapıyordu.

Rovani'nin sorgusunda yaptıklarından pişman olmadığını ve para için her şeyi yapabileceğini söylediği aktarıldı.

Kanal 15, son birkaç ay içinde İsrailliler hakkında 50 casusluk iddianamesi hazırlandığını ve bunlardan beşinin asker olduğunu bildirdi.

Savaşın ortasında bilgi aktaran teknisyen

12 günlük savaş sırasında tutuklanan 27 yaşındaki Şimon Azarzar, bir yıl boyunca İranlı ajanlarla çevrim içi temas halindeydi.

CNN'in haberine göre Azarzar, Ramat David Hava Üssü'nün görüntüleri ve füzelerin isabet ettiği yerler de dahil olmak üzere ordu ve hava kuvvetlerine ait hassas bilgileri İran'a verdi.

Azarzar'ın, İran'ın füze saldırıları sırasında bile isabet noktaları hakkında anlık bilgi aktardığı ve bu hizmetleri karşılığında 333 şekel gibi küçük miktarlarda dijital para birimiyle ödeme aldığı belirtildi.

Savcılar, Azarzar'ın bir saldırı anında İranlı operatörüne, "Şu an sizin füzelerinizden kaçıyorum ve size belirli bir yerdeki isabet hakkında bilgi verebilirim" diye mesaj attığını kaydetti.

Azarzar'ın daha önce çalıştığı taşeron şirket, İsrail ordusu, polisi ve savunma şirketi Rafael için projeler yürütüyordu.

Bu projelerden birinde, askeri istihbarat birimi 8200'ün bulunduğu Glilot askeri üssüne bakan bir binada çalıştığı ortaya çıktı.

Veriler ve eğilimler ne gösteriyor?

Washington Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırma, 2013-2025 yılları arasında İran'ın İsrail'de en az 39 casusluk operasyonu yürüttüğünü ve bunların 31'ine İsrail vatandaşlarının dahil olduğunu gösteriyor.

Devşirilen kişilerin yaş ortalaması 13 ile 73 arasında değişirken, yarısından fazlasının genç veya yirmili yaşlarda olduğu dikkat çekiyor. Bu veriler, İran'ın casus ağını genişletmek için mali, ideolojik ve psikolojik motivasyonları aynı anda kullandığını ortaya koyuyor.

İsrail, İran'ın casusluk faaliyetlerine karşı çok yönlü bir mücadele yürütüyor. Bir yandan casuslukla suçlanan kişiler yakalanıp yargılanırken, diğer yandan "Kolay Para, Ağır Bedel" gibi kamuoyu bilinçlendirme kampanyalarıyla yerleşimciler uyarı alıyor.

Fakat İsrailli güvenlik yetkilileri, İran'ın yöntemleri basit olsa da "insan" unsurunun her zaman en zayıf halka olduğunu ve kişisel motivasyonların kritik bilgilerin sızdırılmasına yol açabileceğini kabul ediyor.

Washington Enstitüsü'nün raporuna göre en ciddi planlardan biri, 2024 yılında Başbakan Benyamin Netanyahu ve eski Şin Bet Başkanına yönelik suikast girişimiydi.

İsrailli iş insanı Moti Maman'ın bu planı ilerletmek için iki kez İran ve Türkiye'ye seyahat ettiği ve toplantılara katılması karşılığında 5 bin avro aldığı iddia edildi.

Şin Bet'e göre, İran bağlantılı casusluk davaları 2024'te bir önceki yıla göre yüzde 400 arttı. İsrail Emniyeti Güvenlik Dairesi Başkanı, İran'ın Gazze'deki savaşı İsrail vatandaşlarını kendi saflarına çekmek için bir fırsat olarak kullandığını ve ülkedeki casusluk faaliyetlerinin arttığını belirtti.



Makaleler

Güncel