''Lübnan, Başbakan Nevaf Selam aracılığıyla, “İsrail ile herhangi bir barış görüşmesi yürütmediğini ve normalleşmeye ilişkin tüm temasların ancak kapsamlı bir barış süreci çerçevesinde ele alınabileceğini” vurgularken; düşman Netanyahu ise dünkü toplantı sonrası yaptığı açıklamada, “Hizbullah’ın silahsızlandırılmasının ardından Lübnan ile İsrail arasında ekonomik iş birliğini geliştirmeye yönelik fikirlerin oluşturulması konusunda mutabakata varıldığını” söyledi.''
YDH- El-Ahbar yazarlarından Emel Halil, Lübnan’ın Washington tarafından kurgulanan “mekanizma” üzerinden aşamalı biçimde ABD eksenli bir siyasi hatta çekildiğini vurguladığı yazısında, müzakerelerin kapalı kapılar ardında yürütülmesine ve kararların son anda kamuoyuna açıklanarak meşrulaştırılmasına dikkat çekiyor. Halil, Lübnan’ın resmi olarak İsrail’le temas kurmaktan kaçınsa da, fiilen aynı müzakere zemini içine itilmiş olduğunu vurguluyor.
Lübnan’ın, Washington’un “mekanizma” komitesinde sivil temsil talebini kabul etmesi iki aydan kısa bir sürede gerçekleşti. Cumhurbaşkanlığı, dün Nakura’da yapılacak ateşkes izleme komitesi toplantısından yaklaşık bir saat önce, eski büyükelçi Simon Karam’ın Lübnan heyetinin başına getirildiğini resmen duyurdu.
Resmî kaynaklar, dünkü toplantıya yalnızca birkaç saat kalana dek Karam’ın adını gizli tutmuştu. Heyetteki üç Lübnanlı yetkiliye ise Salı gecesi geç saatlerde, Karam’ın toplantıya başkanlık edeceği bildirildi.
Karam ile ABD elçisi Morgan Ortagus askerî helikopterle Nakura’ya sevk edilirken, düşman tarafı temsilen İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi Dış Politika Kıdemli Direktörü Yuri Resnik, işgal altındaki Filistin’den hareket eden bir konvoy eşliğinde Nakura’ya ulaştı.
Bilgi sahibi kaynaklara göre, üç saati aşan toplantı tek bir odada yapıldı ve tanışmalarla başladı. İlk bölümde, bir yıldır gerçekleştirilen toplantılara düzenli olarak katılan üç Lübnanlı subay ile İsrail ordusu temsilcileri hazır bulundu.
İkinci aşamada subaylar toplantıdan ayrıldı; müzakereler komite başkanı Karam ile Resnik’in yanı sıra ABD’li General Joseph Clearfield, yardımcısı Fransız General Valentin Sellier ve UNIFIL Komutanı İtalyan General Dioto Abagnara arasında sürdürüldü. Kaynaklar, Lübnan heyetinin, İsrail heyetiyle doğrudan temas kurmama yönündeki politik tutumuna eksiksiz biçimde bağlı kaldığını teyit etti.
Lübnan heyetine sivil bir ismin dâhil edilmesi, aslında dikkat çekici bir sürpriz olarak görülmedi. Geçtiğimiz Ekim ayından bu yana Amerikalı yetkililer, üç cumhurbaşkanının, Lübnan heyetinin yapısına sivil temsilcilerin eklenmesini ve komitenin çalışma alanının tutukluların serbest bırakılması, İsrail’in güneyden çekilmesi ve sınır hattının belirlenmesi gibi teknik başlıkları da kapsayacak biçimde genişletilmesini kabul ettiğini duyuruyordu.
Bu çerçevede Beyrut’taki ABD Büyükelçiliği toplantının ardından yaptığı yazılı açıklamada, sivillerin komiteye dâhil edilmesinin, “mekanizmanın güvenlik, istikrar ve kalıcı barışı sağlama amacı doğrultusunda siyasi ve askerî tartışmaları kolaylaştırma yönündeki kararlılığını yansıttığını ve çalışmaların, salt askerî diyaloğun ötesine geçerek sürdürülebilir bir sivil diyaloğa odaklanacağını” bildirdi. Büyükelçilik ayrıca, önümüzdeki oturumlarda Karam ve Resnik ile yakın bir iş birliği sürdürmeyi ve ortaya konulacak önerileri hayata geçirmeyi dört gözle beklediklerini ifade etti.
Lübnan, Başbakan Nevaf Selam aracılığıyla, “İsrail ile herhangi bir barış görüşmesi yürütmediğini ve normalleşmeye ilişkin tüm temasların ancak kapsamlı bir barış süreci çerçevesinde ele alınabileceğini” vurgularken; düşman Netanyahu ise dünkü toplantı sonrası yaptığı açıklamada, “Hizbullah’ın silahsızlandırılmasının ardından Lübnan ile İsrail arasında ekonomik iş birliğini geliştirmeye yönelik fikirlerin oluşturulması konusunda mutabakata varıldığını” söyledi.
Sahadaki güvenilir kaynaklar, sınır hattında önümüzdeki süreçte operasyonel nitelikli gelişmeler yaşanabileceğini; bunlar arasında işgal altındaki topraklarda konuşlu İsrail işgal güçlerinin sayısının azaltılmasının da bulunduğunu ifade etti.
Bu adımın, Lübnan’ın Amerikan direktifleriyle uyumunu yansıtan olumlu bir hamle olarak değerlendirildiği belirtildi. Söz konusu uyum, dolaylı müzakerelerle ve “mekanizma” bünyesindeki sivil temsille sınırlı kalmayarak, “bir komite gücünün İsrail tarafından şüpheli görülen tesislerde denetim yapmasına izin verilmesi” boyutuna kadar genişletilecektir.
Bu bağlamda Başbakan Selam, Lübnan’ın, ordunun Hizbullah’ı silahsızlandırma görevini yerine getirdiğinin Amerikan ve Fransız güçlerince sahada denetlenmesini kabul ettiğini açıkladı.
Çeviri: YDH