İsrailli istihbaratçı: İletişim kanallarının yokluğu İran ile savaşa yol açabilir

YDH - İsrail Askeri İstihbarat Araştırma Dairesi İran Birimi eski başkanı ve Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü araştırmacısı Danny Citrinovich, Israel Hayom gazetesi için kaleme aldığı makalede, İran'ın gerçekleştirdiği son askeri tatbikatların bölgedeki hassas dengeleri nasıl etkilediğini analiz etti.

Citrinovich, İran semalarında görülen füze ve insansız hava aracı izlerinin, stratejik hedeflere yönelik saldırıların ardından Tahran'ın toparlandığını göstermeyi amaçlayan geniş kapsamlı bir gövde gösterisi olduğunu belirtti.

İsrail ve ABD'ye caydırıcılık mesajı

Tatbikatın, İran liderliğinin İsrail'den gelebilecek yeni bir saldırıya dair artan endişeleri zemininde gerçekleştiğini vurgulayan Citrinovich, Tahran'ın bu hamleyle hem iç kamuoyuna hem de dış aktörlere mesaj verdiğini kaydetti.

Citrinovich, makalesinde şu değerlendirmelere yer verdi:

"Görünüşe göre bu endişe, Tahran'ı caydırıcılık kapasitesini güçlendirmek ve İsrail'e, ABD'ye, bölgedeki komşularına ve kendi halkına, füze sistemlerinin gördüğü hasardan sonra onarıldığına ve Tahran'ın 'Am Kalavi' sisteminden sonra toparlandığına dair net bir mesaj göndermek amacıyla bu askeri hamleyi yapmaya itti."

Tatbikatın zamanlamasına dikkati çeken Citrinovich, bu gelişmenin Başbakan Benyamin Netanyahu'nun ABD Başkanı Donald Trump ile yapacağı görüşme öncesinde, İsrail basınında İran füze sistemlerinin hızla onarıldığına dair çıkan haberlerle örtüştüğünü ifade etti.

7 Ekim sonrası değişen güvenlik doktrini

İsrail'in tatbikat öncesinde İran'ın büyük ölçekli bir test yapacağına dair işaretler aldığını belirten Citrinovich, hareketin alışılmadık boyutunun Tel Aviv'de "sürpriz saldırı" endişesi yarattığını bildirdi.

Citrinovich, "Bu durum, İsrail Genelkurmay Başkanı'nın ilgili savunma sistemlerinin hazır olup olmadığını doğrulamak için ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) komutanıyla temasa geçmesine yol açtı" bilgisini paylaştı.

İsrail güvenlik teşkilatının mevcut tutumunun 7 Ekim'den çıkarılan derslerin doğrudan bir sonucu olduğunu vurgulayan Citrinovich, "Bugün, en tehlikeli senaryoyu en olası senaryo olarak ele alma eğilimi var" ifadesini kullandı.

Taraflar arasında doğrudan bir iletişim kanalının bulunmamasının riski artırdığına işaret eden Citrinovich, her iki tarafın da şu an yeni bir harekatla ilgilenmemesine rağmen, mevcut gerginliğin tatbikatları bir saldırı hazırlığı gibi gösterdiğini savundu.

Citrinovich, konuyla ilgili şu uyarıda bulundu:

"Her iki taraf da başlatıcı olmayı, tepki veren taraf olmamayı hedeflediğinden, bu tür hamlelerin kontrol edilemez bir gerilime yol açma riski gerçek anlamda mevcut. Bu durumda bir taraf, niyetlerin yanlış yorumlanmasına dayanarak, diğer tarafı saldırgan bir girişimle engellemeye çalışacaktır."

"Sürekli çatışmalar dönemine girilebilir"

İran'ın füze üretim kapasitesini artırmaya devam etmesinin beklendiğini ve ABD ile İran arasında gerilimi düşürecek bir anlaşma ihtimalinin düşük olduğunu belirten Citrinovich, gelecekteki benzer tatbikatların savaşın habercisi olabileceğini öne sürdü.

Citrinovich, "İran ne kadar çok tatbikat yaparsa, İsrail'deki belirleyici işaretler o kadar azalacak ve askeri tatbikat ile gerçek bir saldırı arasında ayrım yapmak o kadar zorlaşacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

İsrail'in "düşmanın" niyetlerini göz ardı edip sadece yeteneklerine odaklanmasının tehlikelerine de değinen Citrinovich, makalesini şu sözlerle tamamladı:

"İsrail, düşmanın niyetlerini dikkate almadan yalnızca kabiliyetlerine odaklanmayı seçerse, her zaman en mantıklı veya akla yatkın seçenek olmasa bile en sert seçeneği benimseyeceği, sürekli çatışmalar dönemine girebilir. Özetle, İran'ın tatbikatı, İran'ın stratejik silahlanma düzeninin kademeli olarak toparlandığını gösteriyor. İran'ın niyetlerinin İsrail'de yanlış anlaşılması ve bunun sonucunda önleyici adımlar atılması olasılığı, taraflar arasındaki yanlış hesaplamalardan kaynaklanan riski artırıyor."