YDH-Dr. Nail Selum, Suudi Arabistan’la iyi ilişkilere sahip Abdulhalim Haddam’ın yerine geçen Faruk Şara ile Riyad arasındaki gerilimi ele alıyor.
YDH-Dr. Nail Selum, Suudi Arabistan’la iyi ilişkilere sahip Abdulhalim Haddam’ın yerine geçen Faruk Şara ile Riyad arasındaki gerilimi ele alıyor. Şara ve Suudi Arabistan: Tüm bu hassasiyetin nedeni ne? Suriye Devlet Başkan Yardımcısı Faruk El Şara’nın Lübnan hakkında söyledikleri ve Lübnan’daki Suriye müttefiklerinin Suriye’nin Lübnan’da asker bulundurduğu günlerden çok daha güçlü olduğuna dair ifadeleri bir yana Suudi Arabistan basınının tepkisi dikkat çekiciydi. Bu açıklamaların Lübnan’daki Suriye müttefiklerine etkisi ne olur; onların yararına mı yoksa zararına mı olur, tüm bu sorular ayrı olarak ele alınması gereken meseleler! Suudi Arabistan ve basın organlarının verdiği tepkiyi ifade etmesi bakımından sadece bir haber sitesinin bir günde Şara’yı yeren 16 yorum-makale yayınlaması iyi bir örnek olabilir. Nitekim Suriye’nin Şar’a konusunda özel bir hassasiyete sahip olduğu da biliniyor. Şara Suudi Arabistan’ı ilgilendirmese bile Arap meselelerinden bahsettiği zaman kullandığı dil sert olsa da yumuşak olsa da Suudi Arabistan basını yapılan açıklamaları eleştirmek ve Şara’nın şahsını karalamak için büyük bir seferberlik başlatıyor. Şu halde Suudi Arabistan’ın Şara’ya dönük hassasiyetinin ardındaki özel nedenleri aramak gerekiyor. Acaba neden Şara’nın her konuşması olay yaratıyor? Acaba bu durum iki ülkenin Arap sorunlarına bakışındaki farklılıkları mı yansıtıyor? Yoksa Suudi Arabistan Basını’nın Suriye Devlet Başkan Yardımcısı’nı hedef almasının ardında başka ne gibi ek nedenler bulunuyor? Suudi Arabistan’ın Şara’ya yönelik tutumunun ardında iki ana nedeni olduğu söylememiz mümkündür: Birincisi: Şara’nın anayasal konumu. Bilindiği üzere Şara, Abdulhalim Haddam’ın eski koltuğunda bulunuyor. İki adam arasındaki fark da az buçuk biliniyor. Abdulhalim Haddam, maddi tekliflere açık bir insandı. Bu şekilde Suudi Arabistan tarafından ele geçirilmek suretiyle Suriye içerisine ve Lübnan politikalarında kullanıldı. Haddam’ın çocukları Suudi Arabistan şirketlerine hissedar yapıldı. Bunlardan birisi de 80’li yılların sonundan beri faaliyet gösteren medya şirketleriydi. Bunun yanı sıra direkt-dolaylı, gizli-açık hediyeler de verildi. Tüm bunların sonucu olarak Haddam, özellikle de ABD ile ilişkiler konusunda Suudi Arabistan’ın politikalarıyla kesişen bir siyaset izledi. Faruk Şara ise hem ekonomik düzeyi bakımından hem de siyasi kanaatleri açısından aykırı bir kişiliği temsil ediyor. (Şara, yıllarca kiralık evde yaşayan bir bakan olarak biliniyor) Şara, Suudi Arabistan’a göre ulusal konularda radikal tutumlar sergileyen bir şahsiyet. Bu konuların başında Arap-İsrail mücadelesi ve Washington yönetimiyle ilişkiler geliyor. İki adam arasındaki çelişkiye dikkat edildiğinde Suudi Arabistan basınının Şara’yı hedef alma nedeninin intikama dayalı olduğu gözüküyor. Bu intikamın da Haddam’dan önce Suudi Arabistan için alındığı da ortada! İkincisi: Suudi Arabistan, Suriye içerisinde daimi bir siyasi aktör olmaya alışmıştı. Bu bakımdan Suriye içerisinde de kendi bakış açısını destekleyen taraftarlar bulabiliyordu. 1958 öncesi liberal dönemde kendisine bağlı partileri destekliyordu. Yaklaşık bir on beş yıl süren ulusallaşma dönemi sonrası Suudi Arabistan, Suriye içerisinde nüfuz kazanmayı tekrar başardı. Ancak Haddam’ın Suriye’den çıkması sonrası bu nüfuzunu yitirdi. Birçok gözlemci Suriye-Suudi Arabistan ilişkilerindeki gerginliğin bu nüfuzun kaybedilmesine dayandığını düşünüyor. Suudi Arabistan bugünlerde halen eski nüfuzunu tedrici suretle sağlama çabasında. Bu noktada Riyad, Suriye’nin şu anki politikasını, özellikle de Şara’nın bazı açıklamalarında belirginleşen tavrını ve onun Baas partisi içerisindeki yerini Suudi Arabistan nüfuzunun önündeki bir engel olarak görüyor. Suudi Arabistan, en azından Abdulhalim Haddam gibilerini istiyor ki Şara da bunlardan biri değil!
http://www.mshtawy.com/article-1292.html
Çeviri: Yakındoğuhaber