SAAF-Türkmen Vefa Hareketi’nin Saaf’a gönderdiği bir haber, Irak’ta mezhep çatışması çıkarmak isteyenlerin pek başarılı olamadığını ortaya koyuyor.
SAAF-Türkmen Vefa Hareketi’nin Saaf’a gönderdiği bir haber, Irak’ta mezhep çatışması çıkarmak isteyenlerin pek başarılı olamadığını ortaya koyuyor.
Vefa Hareketine mensup bir gazetecinin elektronik posta aracılığıyla sitemize gönderdiği habere göre Tebbe civarlarında 6 Haziran’da 22 Türkmen’in teröristler tarafından öldürüldüğü olayda yaşananlar, Irak’ta mezhep savaşı çıkarmak isteyenlerin işlerinin zor olduğunu ortaya koydu.
Habere göre birkaç hafta önce Deyali’deki üniversitelerine sınava gitmek üzere yola çıkan 22 Türkmen öğrencinin yolu teröristler tarafından kesildi, teröristler grup içindeki bir Sünni öğrencinin arkadaşlarından ayrılmasını isteyince; Sünni genç “Onların ne suçu var. Onlarla ben kardeşim. Ben onlardan herhangi bir düşmanlık görmedim. Eğer öldürecekseniz beni de onlarla öldürün. Sizin gibi cahillerle kalacağıma onlarla ölürüm” diye bağırdı. Bunun üzerine teröristler Mahmud Yasin adlı öğrenciyi de diğerleriyle birlikte öldürdü.
Öldürülen gençler için “Türkmen Vefa Hareketi”, Irak İslam Devrimi Yüksek Meclisi, Sadr grubu, Irak’lı Türkmen İttihadi İslami grubu ve Hizb’ud Dava” fatiha meclisi düzenledi.
Irak Türkmen Cephesi de bir bildiri yayınlayarak olayı kınamış ve bildiride şu ifadelere yer vermişti.
“Irak’taki Türkmen katliamlarına bir yenisi daha eklendi. Irak'ta, Bağdat'ın 100 km kuzeyinde, Kifri ile Hanekin arasında yer alan Karatepe ilçesinde 22 Türkmen hunharca katledildi.
Bu Türkmenlerin tek suçu Şii olmaktır... Karatepe katliamı, Türkmen tarihine değil, Irak tarihine bir “kara leke” olarak düşecektir.
Bir yolculuk sırasında, yola kurulan bir barikatta otobüslerinden indirilen ve çoğunluğunu Türkmenlerin oluşturduğu 26 yolcu, etnik ve mezhep farklarına göre sınıflandırıldıktan sonra, aralarından Şii Türkmen olan 22 kişi, medeniyetten nasibini almayan teröristler tarafından acımasızca katledilmişlerdir.
Irak’ta meydana gelen terörist eylemlerin, bir gün Türkmenlere de yöneleceği, bugüne kadar hiç sorun yapılmayan mezhep ayrılıklarının, bir gün Türkmenleri de vuracağına ilişkin uyarılarımız ciddiye ve dikkate alınmamıştır.
Araplar arasında yıllardır iktidar çekişmelerine neden olan Sünni-Şii mezhep ayrılıklarını, Türkmen halkı, Amerikan işgaline kadar hiç yaşamamıştır. Elbette yaşadığımız coğrafyada 3. asli unsur olan Türkmenlerin de Şii’si ve Sünni’si vardır. Bugüne kadar kendi aralarında hiçbir sorun yaşamayan Şii ve Sünni Türkmenler, böylece bir kardeş kavgası ve mezhep çatışmasının içine çekilmek istenmektedir.
Bir yandan ölen şehitlerimize ağlarken, bir yandan da Türkmenlerin sahipsizliğine isyan etmemek mümkün değildir. Irak’ı işgal eden demokrasi havarilerinin yanı başında veya gözleri önünde cereyan eden bu olaylar, daha ne kadar sessiz kalacakları merak konusudur
Irak’ta meydana gelen hiçbir terör olayında yer almayan ve taraf olmayan Türkmenlerin, can ve mal güvenliği kalmamıştır. Irak’ta bir milis gücü olmayan, tek savunmasız etnik grupta Türkmenlerdir. Buna rağmen, Türkmenlerin Irak’ta bir denge unsuru olduğu unutulmamalıdır.
Irak halkının en huzurlu toplumu olan Türkmenler arasına nifak tohumları ekmeye ve nihai hedef olarak Türkmenleri yok etmeye yönelik bu tür saldırıları nefretle kınıyor, daha büyük kayıplar vermemek için dua ediyor, ulusal ve bölgesel güçlerle insan hakları örgütlerini göreve davet ediyoruz.”