YDH- Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, İsrail’in Lübnan, Suriye, İran ve hatta Gazze’ye yeni bir savaş dayatması durumunda kestiremeyeceği sonuçlarla karşı karşıya kalacağını söyledi.
YDH- Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, İsrail’in Lübnan, Suriye, İran ve hatta Gazze’ye yeni bir savaş dayatması durumunda kestiremeyeceği sonuçlarla karşı karşıya kalacağını söyledi.
İran televizyonuna özel bir demeç veren Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, İsrail’le yeni bir savaşın yaşanıp yaşanmayacağına ilişkin bir soruyu “İsrail bölgedeki mütecaviz huyunu sürdürdükçe, bizim sularımıza ve topraklarımıza tamah ettikçe bölgede huzur olmayacaktır” diye cevapladı.
İsrail’in 33 günlük savaştaki yenilgisine değinen Nasrullah, İsrail’in bu yenilginin intikamını almak rüyasından vazgeçmeyeceğini belirtti ve “onlar açısından bu hayale ulaşmanın aracı da saldırganlık ve savaştır” dedi.
Hizbullah Genel Sekreteri Nasrullah, yeni bir savaşın İran’ın nükleer programı, Suriye-İsrail dolaylı görüşmeleri, Gazze’de yaşanan gelişmeler ve Filistin’deki durum gibi bölgesel şartlara ve Rusya ile Gürcistan arasındaki savaş sonucunda yaşanacak uluslar arası gelişmelere bağlı olduğunu söyledi.
Muhabirin “siz aylar öncesinden Semir Kuntar’ın serbest bırakılacağı müjdesini vermiştiniz, bu konuda nasıl bu kadar emin konuşabildiniz?” şeklindeki sorusunu cevaplayan Nasrullah, “Doğal olarak rabbimizin verdiği vaatlerden eminiz. Allah’ın kendi yolundaki mücahitlere yardım edeceğinden eminiz, biz bunu defalarca tecrübe ettik. Tabi ben yapılan müzakereleri de dikkatle takip ediyordum. Kuntar’ın ve arkadaşlarının serbest bırakılacağı bir noktaya ulaştığımızdan emindim, çünkü güçlü olan taraf bizdik, düşmana ne şart ileri sürersek sürelim, onların bunu kabul edeceğinden emindik” dedi.
Demecinde bazı siyasi kesimlerin Amerika karşısındaki aciz ve çekingen tutumlarını da eleştiren Nasrullah, “Biz Amerika’nın güçlü bir devlet olduğunu inkar etmiyoruz; ama geçmiş tecrübeler, ABD’nin her istediğini yapamadığını ortaya koymuştur. İmam Humeyni’nin İslam İnkılabı, İran halkının zaferi ve bunun doğurduğu olumlu gelişmeler, bu söylediğimizin bölge halkları açısından ispatıdır” dedi.
Nasrullah, şu an Lübnan özelinde yaşanan gelişmelerin ABD’nin bölgedeki yenilgisinin açık bir göstergesi olduğunu belirterek yakın veya uzak bir gelecekte Lübnan’da ve genel olarak bölgede Amerika’nın diğer planlarının da yenilgiye uğratılacağına tanık olunacağını söyledi.
Hizbullah’ın hükümetin kurulması çalışmaları sırasında bakanlıklar konusunda neden pazarlık yapmadığına ve yalnızca çalışma bakanlığıyla yetindiğine ilişkin bir soruyu da cevaplayan Nasrullah, “biz hatta, muhalif cenahtan Sünni bir bakan teklif ettik; ama hükümet kanadı bunu kabul etmedi, muhalif kanattan Dürzi bir bakan teklif ettik, bunu kabul ettiler. Daha sonra ulusal partilerden üç Şii bakan önermemizi istediler biz de müttefiklerimizden iki bakanı önerdik, bize kendimizden yalnızca bir bakan kalmıştı ki sadece onu önerdik” dedi.
Nasrullah, “birçok farklı din ve mezhebin ulunduğu Lübnan’da nasıl olup da herkesi Direniş ekseni etrafında toplayabildiniz?” sorusuna da şu cevabı verdi: “Biz Lübnan’da birçok ortak noktaya sahibiz. İslam’ın diğer dinlerle kültür ve inanç bakımından birçok ortak noktası ulunuyor. Gerek İslam çerçevesi içinde (Şii, Sünni, Dürzi vs.) gerekse diğer dinlerle ilişkilerde biz daha çok bu ortak noktalar üzerine yoğunlaşıyoruz.”
İsrail’in Lübnan halkının düşmanı olduğu konusunda genel bir uzlaşma olduğunu belirten Nasrullah, “herkes düşmana karşı koymanın zorunluluğunun farkına varmıştır. Direniş dediğiniz zaman bunun pratiğini ortaya koymanız, onun yöntemlerini izlemeniz ve siyasi bağlamda da bunu halka göstermeniz gerekiyor. Halk Direniş’in açık ve somut gerçekliğini görüyor. Bu da farklı etnik, mezhebi ve dini kesimlerle farklı görüşlere sahip siyasi partilerin sizin etrafınızda toplanmasına sebep oluyor. Direniş’in Lübnan halkı içindeki yeri tıpkı bir güneş gibidir ve hiçbir bulut bu güneşin aydınlığını önleyemez” diye konuştu.