YDH- Londra’da yayımlanan el-Kudsu’l- Arabi gazetesi, dünkü sayısında “ılımlı” olarak nitelenen Arap ülkelerinin İran’a karşı İsrail’le yeni bir pakt oluşturmaya çalıştığını öne süren bir makaleye yer verdi. El-Kudsu’l- Arabi’nin görüşü olarak yayımlanan makalenin çevirisini sunuyoruz.
YDH- Londra’da yayımlanan el-Kudsu’l- Arabi gazetesi, dünkü sayısında “ılımlı” olarak nitelenen Arap ülkelerinin İran’a karşı İsrail’le yeni bir pakt oluşturmaya çalıştığını öne süren bir makaleye yer verdi. El-Kudsu’l- Arabi’nin görüşü olarak yayımlanan makalenin çevirisini sunuyoruz.
Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi olan büyük devletler bir toplantı düzenliyor. Toplantıya Irak, Ürdün ve Mısır'ın yanı sıra Körfez İşbirliği Örgütü’nün dışişleri bakanları (Umman ve Katar hariç) katılacak.
Söz konusu toplantı “İran Meselesi'ni” tartışmak için düzenlenecek. Bu ise bölge meselelerini ele almada yeni bir güvenlik paktının oluşumu demek. Bölge meselelerinin başında ise İran'ın nükleer enerjisi geliyor.
Bu, ılımlı Arap devletlerinin oluşturduğu paktın canlandırılması ve içerisinde Güvenlik Konseyi daimi üyelerinin de bulunduğu bu eksene “Yeni Irak'ı” da dâhil etmek anlamına geliyor. Bu girişim o kadar tehlikeli ki Ortadoğu'yu bütünüyle askeri ve iktisadi bir ambargonun altına sokabilir.
Bu oluşumun şüpheli niteliğini ve saldırgan hareket programını Katar ve Umman'ın bu oluşum ile alakasını kesmesini ve bundan her düzeyde uzak durmak istemesini bunun en açık kanıtı olarak görmek mümkün. Zira bu ülkeler pazartesi günü New York'taki BM binasında gerçekleştirilen toplantıya iştirak etmediler.
Zira Umman Krallığı Hürmüz Boğazının hemen karşında bulunuyor, Katar ise bölgenin bekli de dünyanın en büyük gaz kuyularını İran'la birlikte kullanıyor. Bu nedenle bu iki ülke de komşuları olan İran ile ölçülü bir ilişki kuruyorlar. Bu iki ülkenin İran ile ilişkilerini kesmesi durumunda belki gelecekleri tehlikeye girecek.
Belki gerip olacak ama yakın gelecekte İsrail'i oluşmakta olan bu paktın içinde görmek mümkün. New York'ta düzenlenen toplantı bir zemin oluşturma niteliği taşıyordu ve bu toplantıda Güvenlik Konseyi diğer ülkelerin de katıldığı uluslar arası konferanslar düzenlenmesini kararlaştırdı. İsrail ise İran'a karşı savaş borusu çalan ülkelerin başında geliyor.
İran'ın uranyum geliştirme faaliyetlerinin kendisi için doğrudan tehdit oluşturduğunu ve bu tesisleri yok edeceği yönünde defalarca tehditte bulundu. Eğer gerekirse ve iş o sınıra gelirse bu işi kendi başına yapacağını defalarca söyledi.
İngiltere Dışişleri Bakanı David Biliband New York'ta düzenlenen bu toplantıya Amerikalı meslektaşı Condoleezza Rice ile birlikte katıldı. Rice, Körfez’in Arap ülkelerini üç hafta önce ziyaret etmişti. Bu ziyaret sonunda bize bölge ülkelerinin özelliklede Suudi Arabistan'ın İran'ın genişleme siyasetinden bizar olduğu haberini duyurmuş ve Uranyum zenginleştirme çalışmalarının birkaç sene içerisinde sonuca ulaşmasından duyulan endişeleri bizlere bildirmişti!
Acaba New York'ta düzenlenen bu konferansa Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Emir Suud Faysal'ın katışlımı bu endişenin fiiliyata geçirilmesi değil mi?
Batılı haber kaynaklarınca hazırlanan raporların birçoğuna göre hem Suudi Arabistan ve Mısır’ın hem de İsrail’in ortak korusu İran'ın bölgede artan etkisi.
Hatta Mısır Dışişleri Bakanı Ahmed Ebul Gayt bölgede Mısır'ın rolünü ele almaya çalışırken bölgedeki hareketlerinin kabullenilmez olduğunu iddia ettiği İran’a karşı savaşa teşvik ederken Allah'tan bile korkmadı.
Binaenaleyh Suriye, Hizbullah, Hamas ve daha sonra Mişel Aun’un Ulusal Özgürlük Hareketi’nin dahil edildiği bu Arap-İran “Şer Ekseni”ne bir Arap-İsrail ekseni oluşturularak karşı konulmaya çalışıldığı uzak görülmemelidir.
Dün Bahreyn Emiri ve İsrail Başkanı Şimon Perez'in New York'taki dinler arası diyalog konferansında gizli bir görüşme yaptıklarını okuduk. Bu haberler bu şimdiye kadar yalanlanmadı.
Bunun yanında biz Ezher Şeyhi Tantavi'nin İsrail Başkanı ile kameralar önünde tokalaştığını da gördük. Perez ile söz konusu konferansta kapalı kapılar ardında daha başka kimlerin tokalaştığını Allah bilir.
Yeni yıl bekli de İran ile Ilımlı Arap devletlerinin yılı olacak ve belki de bu yeni pakt, İran'ın uranyum zenginleştirme çalışmalarını engellemek üzere siyasi ve iktisadi yaptırımların ardından İran'a savaş ilan edecek.
Yani biz Araplar yeni savaşın kurbanı olacağız, tıpkı Irak'a yapılan saldırının kurbanı olduğumuz gibi...
http://www.alquds.co.uk:9090/pdf/2008/12/12-17/All.pdf