YDH- İsrael Harel, Haaretz gazetesinde kaleme aldığı yazıda, İsrail’deki sol partilerin seçim başarısızlıklarını değerlendiriyor.
YDH- İsrael Harel, Haaretz gazetesinde kaleme aldığı yazıda, İsrail’deki sol partilerin seçim başarısızlıklarını değerlendiriyor.
Zahava Gal-On, Shelly Yachimovich ve daha birçok solcu, soluk almadan dünyaya durumlarını açıklamayı sürdürüyorlar; çünkü en azından İşçi Patisi ve Meretz salı gününki seçimlerde hezimete uğradılar.
Zira bu partiler halkın maruz kaldığı sosyal ve ekonomik kötü şartlar konusunda fazla hassas değillerdi. Elbette bunun yanında seçimlerde yaptıkları stratejik hatayı da zikretmek lazım.
Sol, Oslo felaketini devletin başına musallat ettikten bu yana terör aralıksız ve acımadan vurmaya devam ediyor. Negav ve Galile gibi birçok yerleşim biriminde insanlar gece gezmeye çıkmaktan çekiniyorlar; çünkü arabalarının roketle vurulmasından korkuyorlar.
Ayrıca ikinci sınıf tabir edilen bu fakir seçmenlerin sıkıntılı sosyal ve ekonomik durumlarının gerçekten çok ciddi ve acı verici durumda olduğu da göz önüne alınırsa bu saldırıların onlar için nasıl bir tehlike olduğu ortaya çıkmış olur.
Barak, oturduğu lüks apartman nedeniyle seçimi kaybetmedi, kaybetti çünkü o “dökülmüş kurşun” operasyonunda teröristleri tam bir yenilgiye uğratma cesaretini gösteremedi.
Meretz ise daha operasyonun üçüncü gününde operasyonun durdurulması çağrısında bulundu, hatta bu cümleden bazıları İsrail ordusunu savaş suçu işlemekle itham etti.
Ayrıca İsrailli Arapların muhalif çalışmalarının yükselişe geçmesi ki çoğunlukla ifade özgürlüğünün hukuksal sınırlarını aşacak şekilde gerçekleşti ve bu muhalefetin İsrail'in Yahudi Devleti olması karşıtlığı şeklinde kendini göstermesi sol seçmenin sola olan yatkınlığından uzaklaşmasına neden oldu.
İsrailli seçmenler senelerden beri kulak tırmalayıcı sesler duyuyorlar ve bu sesler bu kanadın ana fikirlerinin ifadesi olan sesler. Bu seslerin rahatsız ediciliği Salı günü verilen karar ile tescillenmiştir. Zira bu kesim kamunun kimliğinin Arap ve Filistin kimliği ile birlikte inşa edilmesi gerektiğini sıklıkla tekrar etmekteler ve bunu bir de Yahudilere karşı sürdürülen vahşi bir savaş sırasında dillendirmekteler.
Bu kapsamda, seçimlerden sonra en ufak bir pişmanlık ifadesi bile duyulmadı. Bununla birlikte soldan bir vekilin ifade ettiği gibi eğer bir hata varsa barış yolunun tam olarak açıklık kazanmamış olmamasıdır. Zira yazılı ve elektronik medya solun söyleminin toplumun ortak aklına ifadesinin önünde engel olmuştur.
Kanlı Arap saldırılarının zirveye çıkmasının nedeni bu gibi partilerin devletin başına musallat ettiği aşırı derecedeki tavizlerdir ve bu yaptıklarının neticesini sandıkta gördüler. Şu an elde ettikleri sadece kendi sözlerinin neticesidir.
Solun yirmi yıldan beri dillendirdiği bu söylemin İsrail'in güvenliği ve Filistin ile olan savaşında başarısız olduğunu seçmen açıkça ilen etmiştir. Oslo ve Gush Katif gibi çeşitli anlaşmalar ve toprak tavizleri barışı getirmediği gibi onun gerçekleşmesine de engel olmuştur.
Aynı şekilde seçmen bu ideolojinin İsrail'deki Arap ve Yahudi ilişkilerine olan bakışının başarısızlığını ilan etmiştir. İsrailli Arapların kabul edilmesi mümkün olmayan eğilimlerinin kapsamlı bir savunusu, gerek bazı sol partilerde gerek bazı yargı organlarında -ki bunların başında Anayasa Mahkemesini zikredebiliriz- kendini göstermektedir.
Zira İsrail Arapları içinde kendi politik ve kültürel otonom bölgelerini oluşturmak gibi bir eğilimin yükselişe geçtiğini seçim sonuçlarından anlamak mümkün.
Bu nedenle seçmen mevcut sorunlar ile başa çıkabileceğini düşündüğü sağa oy vermiştir. Bu meyanda Likud, Yisrael Beiteinu, Shas, National Union and Habayit Hayehudi partileri parlamentodaki 65 sandalyeden 60'ını almıştır (Birleşik Tevrat Yahudiliği bu tablonun dışındadır) ve bu kesin çoğunluk anlamına geliyor.
Sol bunlarla yüzleşmekten kaçındı (Barak'ın yaptığı gibi ya da Meretz gibi Filistinlileri ve Arapları desteklemeye devam etti ve mecliste sadece 17 sandalye alabildi. Bununla birlikte Barak her ne kadar solcu olsa da ne kadar orada durduğu tartışılır.
Meretz’in sağlam kalesi olan Hashomer Hatzair Kibutist hareketinin oyları Kadima'ya kaydı ve bu partinin kendilerinin ana partisinin öldüğünü gösterdiler. Hatta radikal Siyonist solun sembolü olan Merhavia Kibutz'un da bile Meretz Kadima karşısında yenik düştü.
Aynı şekilde Mishmar Ha'emek Kibutz'u üyeleri ve United Kibbutz Movement üyeleri de Kaima'yı seçti.
Bu Livni'nin göz kamaştırıcı havası nedeniyle değil, Barak'ın ve partisindeki birçok kişinin solgun Siyonist havasından kaynaklanıyor. Zira onlar sosyalist Siyonizm’in kuralları ile oynamayı bırakıp sosyalist Siyonizm'in yönünü terk etiler.
Çeviri: YDH
http://www.haaretz.com/hasen/spages/1063596.html