• 01/01/70 - 02:00
  • Yazar: Shahar Ilan / Haaretz
  • Bu sayfayı yazdır img
    YDH

    YDH- Shahar Ilan*, İsrail’de yayımlanan Haaretz gazetesi için kaleme aldığı yazısında Siyonizm’in güncellenmesi ve yeni bir teze kavuşturulması gerektiğini savunuyor.




    YDH- Shahar Ilan*, İsrail’de yayımlanan Haaretz gazetesi için kaleme aldığı yazısında Siyonizm’in güncellenmesi ve yeni bir teze kavuşturulması gerektiğini savunuyor.

     

    Siyonizm derin bir komadan çıkıyor; iyileşmesini tamamlayabilmesi için yeni bir Siyonist teze ihtiyacımız var.

     

    Im Tirtzu hareketinin yaptığı iyi şeylerden biri, kimin Siyonist olduğu sorusunu kamuya açmaktı; ancak bu adeta, Siyonizm’in dönüşü denebilecek çok daha geniş bir fenomenin parçasıdır.

     

    Siyasetçiler, kamuoyunda öne çıkan insanlar ve gazeteciler, Siyonizm ve onu koruma ihtiyacı hakkında çok daha fazla konuşup yazıyorlar. Nüfusun çeşitli kesimleri Siyonizm’in kime ait olduğu meselesi üzerine tartışıyor ve onu eli ağır aşırı sağdan kurtarmaya çalışıyor.

     

    Çok esaslı bir fenomen bu. 1970’ler ve 80’ler elitlerin Siyonist ikonu ezme arzusuyla karakterize edilirdi. Daha sonra Siyonist kelimesi hayatlarımızla alakasız sayıldı. Artık böyle değil.

     

    Geçtiğimiz yıllarda, çoğumuz, arazisel ya da ahlaki sınırları olmayan bir ülke olduğumuzu ve bunun pek çok derdimizin kaynağı olduğunu iddia etmiştik. Belki bu doğrudur. Belki de adeta şairane bir açıklamadır.

     

    Açık olan şey, barış sürecinde ilerleme olsun olmasın, uzun bir zaman boyunca kalıcı sınırlarımızın olmayacağını varsaymanın makul olduğudur. Şimdi ise, kalıcı sınırlar bile olmadan ne istediğimizi düşünmemizin zamanıdır.

     

    Gerçek şu ki, Siyonizm’in meseleleri üzerine hatırı sayılır bir münakaşa sürdürülmekte; ancak asıl olarak, önleme ya da ateşi söndürmekle uğraşılıyor.

     

    Anayasa üzerindeki münakaşa, demokrasinin iyiliğini temin etmek amacında.  Müfredat ve Ultra-Ortodoksları işyerinden atmak üzerindeki münakaşa, ekonominin ve ulusal güvenliğin çöküşünü önlemek amacında. Göç politikası üzerindeki münakaşa, Yahudi bir çoğunluğa insan haklarının sağlanmasıyla yabancılara insanca bir yaklaşımı birleştirmeye çalışıyor.

     

    Geçenlerde bloğum "Mashgiah Kashrut"ta, (Kashrut Denetmeni); yeni bir fenomen hakkında; yani Ultra-Ortodoks meseleleri konusunda uzman olan benden yardım isteyen ve gittikçe daha Ultra-Ortodoks olan bir İsrail’de aile kurdukları için sorumlu tutulup tutulamayacaklarını soran genç çiftler hakkında yazmıştım.

     

    Bu problemin cevabının “Ultra-Ortodoksluğu durdurmanın yolu işte budur” gibi bir şey olması gerekmiyor. Cevap, burada; Ultra-Ortodokslarla, ya da en azından bir kısmıyla işbirliği içinde, ne inşa etmek istediğimizle ilgili olmalı.

     

    Yani denebilir ki bireyi merkeze alan bir tezden çıkıp, cevabı paylaşılan bir hedef ve ortak bir vizyonda gören bir teze dönmeliyiz.

     

    Belki de cevap, çocuklarımızın salt nasıl mutlu olacağını tetkik etmeyen bir tezdedir (ki bu, sıklıkla, mutlu olmamalarına yol açan bir yaklaşım). Aynı zamanda hayatlarına nasıl amaç ve anlam vereceklerini de sormalıyız. Beş on yıl önce, bu yaklaşıma fazla alaycı bakıyorduk. Bana zamanı artık geldi gibi görünüyor.

     

    Buyurun birkaç örnek: Siyonizm sosyalist bir vizyondan geliyordu. İsrail şimdi zayıfların ezildiği kapitalist bir ülke oldu.

     

    Birçok insan kapitalizmin darbelerini yumuşatma mücadelesi veriyor. Fakat biz serbest girişimle sosyal adalet arasında nasıl bir denge yaratmak istiyoruz?

     

    İsrail, ülkenin kenar semtlerini nüfuslandırmada tamamen başarısız olmuştur. Şimdi oraya ordu kamplarıyla Ultra-Ortodoksları gönderiyor. Çözüm gerçekten bu mudur?

     

    İsrail’deki eğitim ciddi bir krizle boğuşmakta. Öğretmenlerin statüsünü, niteliğini, eğitim sisteminin sorumluluğunu, ders saatlerinin sayısını ve öğretilenlerin içeriğini tamamen değiştirecek çözümlere ihtiyacımız var. Kapsamlı bir vizyona ihtiyacımız var, daha fazla deneye değil.

    Kendimizi Batı ülkeleriyle kıyaslama eğilimindeyiz; ama gerçekten Batılı bir ülke mi olmak istiyoruz, yoksa Yahudi-Batılı bir ülke mi olması gerekiyor? Ve Yahudi kısım, Batılı olmanın bünyesindeki bazı hasarları nasıl onarıyor? Anayasamız yeni bir terim yarattı: Yahudi demokratik devleti. Baskı ve tekel olmaksızın Yahudi kısma nasıl önem veriyoruz?

     

    Bunun olması için, bir şeylerin imkânsız olduğuna inanmayan devrimci ve pratik insanlara ihtiyacımız var. Bu nedenle, genel münakaşa ve ideolojik tartışmaya ihtiyacımız var.

     

    Politika ve koalisyonların sınırlarını ve  “Yahudi devletine gelinceye” türünden kitapları görmezden gelen vizyon belgelerine ihtiyacımız var. Medyada ve İnternette genel bir tartışmaya ihtiyacımız var. Yeni İsrail solunun manidar başarısı bu büyük susuzluğu ortaya koyuyor.

     

    Bu tez oldukça tutkulu olmalı. Siyonizm’in sahip olması gereken değerlerle ve neye inanmak istediğimizle ilgilenmeli.

     

    Siyonizm derin bir komadan çıkıyor; iyileşmesini tamamlayabilmesi için yeni bir Siyonist teze ihtiyacımız var.

     

    *Yazar, Dini Özgürlük ve Eşitlik İçin Hiddush’un yardımcı yönetmenidir.

     

    Çeviren: İkbal Zeynep Dursunoğlu

     

    http://www.haaretz.com/print-edition/opinion/zionism-let-s-talk-about-it-1.315408