YDH- Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, Aşura dolayısıyla yaptığı konuşmada son derece kritik mesajlar verdi.
YDH- Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, Aşura dolayısıyla yaptığı konuşmada son derece kritik mesajlar verdi.
Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, dün gece Beyrut’un Dahiye semtinde telekonferans yoluyla yaptığı konuşmada Refik Hariri cinayetini soruşturan uluslar arası mahkemenin siyasi olduğunu belirterek “her şeyden önce şunu hatırlatayım ki biz gece gündüz gücümüzü arttırmak için çalışıyoruz; bazı siyasi meselelerle meşgul olsak bile Direniş’in gücünü arttırma konusunda hiçbir çabadan geri kalmıyoruz” dedi.
Uluslar arası mahkemenin Hizbullah karşıtı bir çizgide ilerlediğine ilişkin 2006 yılında gazetelerde yayınlar yapıldığını hatırlatan Seyyid Hasan Nasrullah, kendilerinin de bu süre boyunca boş durmadıklarını ve ülkenin güvenliğini ve istikrarını vurguladıklarını söyledi.
15-20 Aralık tarihleri arasında açıklanması beklenen uluslar arası mahkemenin iddianamesinin kendileri açısından hiçbir değer taşımadığını belirten Seyyid Nasrullah, bu iddianamenin Hizbullah’ı ve Direniş’i hedef alan komplolar içerdiğini vurguladı ve “Gün gelecek bu uluslar arası mahkeme skandalı Wikileaks skandalından daha büyük ve bunun yarattığı zorluklar, bu komployu hazırlayanlar açısından çok daha ağır olacaktır. Çünkü onlar yalancı tanıklarla ilişki içerisindeler ve her şeyi biliyorlar. Bütün bunlar bir gün tamamen aydınlığa kavuşacaktır. Ancak bizim bu mahkeme konusunda sessiz kalmamız da mümkün değildir” dedi.
Başta 14 Martçı bazı liderler olmak üzere kimilerinin Hizbullah’ın kendini savunmak için bu mahkemeye karşı çıktığını dolayısıyla da bu karşı çıkışın aslında Hizbullah’ın suçlu olduğunu gösterdiğini söylediğini belirten Seyyid Nasrullah, bu konuda sustukları zaman da “sustuklarına göre demek ki suçlular” şeklinde itham edildiklerine değindi ve “yani her halükarda terörle suçlanıyoruz; ancak biz bunların hiçbirine aldırış etmiyoruz. Biz geçen ay bu konudaki delillerimizi ortaya koyduk. İsrail, yalnızca Direniş’i değil tüm Lübnan’ı hedef almaktadır” dedi.
Uluslar arası mahkemenin cinayet konusundaki tüm şüpheliler üzerine gitmediğina ve Yalnızca Suriye ve dört subay üzerine yoğunlaştığına dikkat çeken Seyyid Hasan Nasrullah, soruşturmasını adil ve profesyonelce yapmadığını belirtti bu mahkemenin daha sonra çıkmaza girince de bu kez Hizbullah’ı suçlamaya başladığını söyledi.
Uluslar arası mahkemenin soruşturma komitesi başkanı Daniel Bellamaire’in yalancı tanıkları koruma ve onların tanıklıklarını mahkemede saklama konusunda büyük çaba sarf ederken yardımcısı Gerhard Liemen’in üst düzey siyasi şahsiyetlerin tanık ifadelerini 500 ila 700 bin Dolara sattığını hatırlatan Seyyid Nasrullah, “Bana soruşturma süreciyle ilgili tüm belgeleri 1 milyon Dolara satmaya hazır olduklarını söylediler; ama biz bunu reddettik, belgeleri sızdırılan bir uluslar arası mahkemenin sağlıklı olduğundan söz edilebilir mi?” dedi.
Kendilerinin yalancı tanıkların yargılanması talebine karşılık, 14 Martçıların bunun uluslar arası mahkemenin işi olduğunu söylediğini belirten Hizbullah Genel Sekreteri, bu meselenin kabinede görüşülmesi yönündeki çağrılarına da bunun kabinenin yetkisinde olmadığı cevabını aldıklarını hatırlattı ve benzer davaların yargıya intikal ettirildiğine ilişkin örnekler vererek yalancı tanıklar konusunda neden çifte standart uygulandığını sordu.
Uluslar arası mahkemenin iddianamesinin kendileri açısından hiçbir değer taşımadığını ve bu mahkemeye her ne olursa olsun kimseyi teslim etmeyeceklerini vurgulayan Seyyid Nasrullah, “Bizim Direniş konusunda hiçbir endişemiz yok, biz ülke için endişe ediyoruz” diye konuştu.