• 01/01/70 - 02:00
  • Yazar: Admin
  • Bu sayfayı yazdır img
    YDH

    YDH- İran Devrim liderini seçmekle görevli Uzmanlar Meclisi’nin başkanlığını yapan Ayetullah Ali Ekber Haşimi Rafsancani, son dönemde bazı kesimlerin kendisine yönelik baskılarına ilişkin açıklamalarda bulundu.




    YDH- İran Devrim liderini seçmekle görevli Uzmanlar Meclisi’nin başkanlığını yapan Ayetullah Ali Ekber Haşimi Rafsancani, son dönemde bazı kesimlerin kendisine yönelik baskılarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

     

    Mehr ve İlna haber ajanslarının bildirdiğine göre Ayetullah Haşimi Rafsancani bugün başkanlığını yaptığı Düzenin Yararını Belirleme Kurulu toplantısında çeşitli iç ve dış gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

     

    Tunus, Mısır, Bahreyn, Yemen ve Libya’da yaşanan gelişmeler karşısında güçlü ve etkin bir diplomasi yürütülmesi gerektiğini belirten Ayetullah Haşimi Rafsancani, bölge dışı güçlerin bölgeye yönelik nüfuz çabaları karşısında bölge ülkeleri arasında güven, işbirliği ve beraberliğin güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.

     

    Konuşmasında iç politikaya ilişkin gelişmelere de yer veren Ayetullah Haşimi Rafsancani, İslam devriminin başından beri bazı şahıs veya grupların devrime, İslam Cumhuriyetine, anayasaya ve belayet-i fakihe yönelik bir tavır içerisinde bulunageldiklerini belirterek bu grupların bazen komplolarla bazen de darbe, casusluk ve terör gibi yollarla İslam cumhuriyeti düzenine karşı koymaya çalıştıklarını söyledi.

     

    Ayetullah Haşimi Rafsancani, 14 Şubat’ta düzenlenen yasadışı gösteriye işaret ederek “İslam Cumhuriyeti ve halk, hâlâ nizamı zayıflatmaya yönelik bazı aşırı sloganlar ve tutumlar içerisinde bulunan azınlıktaki birtakım gruplar karşısındaki tavrını ortaya koymuştur. 14 Şubat, bunun en açık ve somut örneğidir” dedi.

     

    Toplumun çoğunluğunun İslam devrimine ve nizama bağlı olduğunu bunların sorunlarını kendine dert edindiğini belirten Ayetullah Haşimi Rafsancani, “Bugün yetkililerin en temel görevi, devrime ve nizama bağlı olan bu çoğunluğun birlik ve beraberliğini korumak ve aşırı ve ayrılıkçı tutumlardan sakınmaktır” dedi.

     

    “Toplumda birlik ve beraberliğin korunmasının yolları son derece açıktır. Şimdiye kadar İslami hareketin ve devrimin zaferinin ekseni İslam ve Ehlibeyt öğretisiydi ve büyük kazanımlar da elde edildi” diyen Ayetullah Rafsancani, kimi zaman İslam Cumhuriyetinin düşmanlarının kimi zaman ise yanlış değerlendirmelerde bulunarak hatalı işler yapan dostların tutumlarıyla ilgili olarak farklı kesimlerin aşırı ve ayrılıkçı tavırlar sergilemesinin yanlış olduğunu söyledi.

     

    İslam Devrimi’nin Lideri İmam Humeyni’nin ve dini mercilerin halkın seferber edilmesinde ve İslam Devriminin başarıya ulaştırılmasındaki rolüne değinen Ayetullah Rafsancani, bazılarının devrimin ilk dönemlerinde bir parti olmadığı için devrimin başarısızlığa uğrayacağını düşündüklerini hatırlatarak “din alimlerinin etkin ağı, ilke idaresi konusunda bir partiden çok daha etkin oldu. Tüm ülke çapındaki camilerin sahip olduğu halk tabanı, partilerin olumsuz birtakım etkilerinden de uzak bir şekilde mücadelenin zafere dönüştürülmesini ve ülkenin idaresini sağladı. Mercilerin Ehlibeyt öğretisine dayanarak ve Velayet-i Fakih ekseninde kullandığı ilerici araçlar, tüm bunalımların aşılmasını sağladı” dedi.

     

    Ülkenin mevcut şartları içerisinde hiçbir eksenin İslam’ın, anayasanın ve velayet-i fakih’in alternatifi olamayacağını belirten Ayetullah Rafsancani, “Şimdiye kadar toplumun hareketinin eksenini oluşturan bu etkenler bundan sonra da var olmaya devam edecektir, bunların sürekliliği ise halkın birlik ve beraberliğinin korunmasına bağlıdır. Zira İslami kaynaklarda ve anayasada da açıkça vurgulandığı üzere halkın katılımı ve desteği olmaksızın hiçbir adım neticeye ulaşamayacaktır. İslam nizamının yüce hedeflerini gerçekleştirmenin en temel yolu, anayasanın hedeflerinin gerçekleştirilmesidir” dedi.

     

    İslam Cumhuriyeti’nin anayasal ilkeler çerçevesinde halka dayandığını belirten Düzenin yararını Belirleme Kurulu Başkanı Ayetullah Haşimi Rafsancani, “maalesef, radikal birtakım hareketler ve tutumlar, bilerek veya bilmeyerek bu ilerici ilkeyi  zayıflatabilir ve birlik ve beraberliğe zarar verebilir” diye konuştu.

     

    İran’daki dini öğretim kurumlarıyla üniversitelerin işbirliğinin ve halkın da bunlara olan güveninin İslam Devriminin başarısının en önemli nedenini oluşturduğunu vurgulayan Ayetullah Haşimi Rafsancani, “maalesef aşırı gruplar, bu iki önemli unsuru, hedef almaktadır. Mevcut şartlarda mutedil, ilkeci ve gerçekten yüreği yanan kişi ve gruplar; öfkeden, ifrat ve tefritten uzak durarak anayasal ilkeler çerçevesinde aşırılık yanlılarını itidalle dengeleyerek toplumda mantığın ve hukukun egemen olmasına çalışmaktadırlar” dedi.

     

    Devrimin düşmanlarının devrime darbe vurmak için birçok uğursuz planlar peşinde olduğunu belirten Ayetullah Haşimi Rafsancani, “Bu devrim sadece birinci ve ikinci kuşaklara özgü değildir. Halkın her zaman sahnede bulunmasını temel ilke edinmeli ve aşırılık yanlısı grup ve kişilerin öne çıkmasına izin vermemeliyiz” dedi.

     

    İran Devrimi Liderini seçmekle görevli olan Uzmanlar Meclisi’nin başkanlığını yapan Ayetullah Haşimi Rafsancani, devlet radyo ve televizyonunun, belirli yayın organlarının ve bazı belirli siyasi çevrelerin Uzmanlar Meclisi Yönetim Kurulu seçimleriyle ilgili tutumlarını ve ifadelerini eleştirerek “maalesef durumları bilinen bazı yayın organları ve kişiler, Uzmanlar Meclisi ile ilgili birtakım tartışmalar ortaya atarak topluma benim birtakım mevki ve makamlara teşne olduğum düşüncesini aşılamaya çalışıyorlar.

     

    Halbuki tarihin de nizam içerisindeki şahsiyetlerin de tanıklığıyla Allah’a şükürler olsun ki ben hiçbir dönemde yetki ve makam peşinde olmadım. Devrimden önceki mücadele dönemlerinden şimdiye kadar ülkede akaryakıt temininden, devrim konseyine, içişleri bakanlığından radyo televizyon idaresine, savaştan, meclis başkanlığına, cumhurbaşkanlığından Uzmanlar Meclisi başkanlığına kadar tüm görevlerim ya İmam Humeyni ya da Devrim Lideri tarafından bana tevdi edildi. Bütün bu görevler ya halkın ve büyüklerin isteğiyle ya da halkın seçimiyle oldu, gelecekte de devrimin bir askeri olarak yine öyle olacaktır.

     

    Bir önceki dönemde Uzmanlar Meclisi Başkanlığını şahsen Ayetullah Mehdevi Keni’ye teklif etti. Bu görevi üstlenmeye hiç de meyilli değildim. Uzmanlar Meclisi seçimlerine Devrim Lideri’nin beni mükellef kılmasıyla katıldım. Fakat bazıları bilerek veya bilmeyerek sanki bu makamlar benim için cazipmiş gibi bana şantaj yapıyorlar. Eğer bir sorumluluk kabul ediliyorsa, topluma, dine devrime ve İslam Cumhuriyetine olan yükümlülükten başka bir sebeple değildir.

    Şu anda da yine bazı aşırı grup ve şahısların bilerek veya bilmeyerek yaptığı şantajlarla karşı karşıyayım ancak onlara ve onların yaratmak istedikleri algıya teslim olmamak gerektiğini düşünüyorum. Ben, yine mükellefiyetimi yerine getireceğim, sonucu her ne olursa olsun benim için sadece Allah’ın rızası ve hoşnutluğu önemlidir” dedi.