YDH- İranlı siyasi analistlerden Hadi Muhammedi, Suriye’de yaşanan olaylara ilişkin sergilenen tutumların ABD kampında yer almadığını iddia edenlerin mahiyetini ortaya çıkardığını söyledi.
YDH- İranlı siyasi analistlerden Hadi Muhammedi, Suriye’de yaşanan olaylara ilişkin sergilenen tutumların ABD kampında yer almadığını iddia edenlerin mahiyetini ortaya çıkardığını söyledi.
Suriye’de yaşanan olaylarla ilgili olarak Fars haber ajansına değerlendirmelerde bulunan İranlı siyasi analistlerden Hadi Muhammedi, Suriye’de rejimi devirmeye yönelik projenin başarısız olduğunu belirterek bu ülkede şu an yeni bir siyasi sürecin başladığını öne sürdü.
Suriye’de yaşanan gelişmelere ilişkin ortaya konan tutumların birçok bölgesel aktörün gerçek niteliğinin ortaya çıkmasını sağladığını belirten Muhammedi şunları söyledi: “Suriye’de birçok eksiklikler ve yanlışlıklar ve sorunlar var. Nitekim Suriye Cumhurbaşkanı da bu eksikliklerin varlığına işaret ederek reformlara bizatihi öncülük etti. Ancak ABD, İsrail, bazı Batılı ülkeler ve Türkiye Başbakanı Sayın Tayyip Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Sayın Davutoğlu gibi bazı maceracılar, bu fırsattan istifade etmeye çalıştılar.
Amerikan kampında yer almadıklarını iddia eden birçokları, Amerikan planı doğrultusunda hareket ederek mahiyetlerini ortaya koydular. Dolayısıyla Irak’tan Sayın Tarık Haşimi’nin, Kuveyt’ten selefi milletvekillerinin Suriye meselesine girdiklerine tanık olduk.
Elbette Suudi Arabistan, Bahreyn ve Kuveyt gibi ülkelerin mahiyeti zaten ortada ve tutumları da belliydi. Ancak geçmişte kendilerini Amerikan projeleriyle işbirliği içerisinde göstermekten sakınanlar, bugün hep birlikte Suriye’deki hedefi gerçekleştirmek için sahneye çıktılar.
Medya alanında ve siyasi alandaki tüm bu baskılar, yaptırımlar, yuları Suudi Arabistan’ın ve Sa’d Hariri’ye bağlı grupların elinde olan selefi timlerin ve silahların gönderilmesi gibi çabalar Suriye’deki yeni duruma yönelik mühendislik çabalarıydı.”
Bütün bunlara rağmen Suriye’de rejimi devirmeye yönelik projenin başarısız olduğunu belirten Hadi Muhammedi, “Elbette bu aktörler de bu tür yöntemlerin onları hedeflerine ulaştırmayacağını biliyorlar. Son olaylar kargaşa, sabotaj ve şiddet eylemleriyle Suriye içerisindeki durumun değiştirilemeyeceğini açıkça gösterdi” dedi.
Suriye’ye yönelik askeri maceracılık Batılıların son manevrası
İsrail’in Suriye konusundaki uluslar arası girişimlere değinen Hadi Muhammedi, şunları söyledi: “Son olarak Amerikalı senatörler bir girişim başlattı. Siyonist rejim de bunu savunuyor. Söz konusu edilen askeri müdahaledir ve Siyonist rejimin 60 yıllık doktrini bu esasa dayanmaktadır. Onlar bölgeye yönelik egemenliklerini askeri müdahaleler yoluyla sağlamak istiyorlar. Bu jesti ifa etmeyi Türkiye’ye verdiler. Ancak Türkiye’nin bu rolü oynayamayacağını da biliyorlar. Çünkü Türkiye böylesi bir adım atarsa Türkiye öncelikle Suriye halkının ve ordusunun direnişiyle karşılaşacak ve Suriye’nin bölgesel müttefikleriyle bölgedeki tüm kamuoyu Türkiye’nin karşısına dikilerek Türkiye’nin Osmanlıcılık jestiyle Amerikan hedefleri doğrultusunda bir Arap ülkesini işgal etmesine izin vermeyecektir. Dolayısıyla Türkiye’nin tutumu eli boş bir tutumdur ve bu girişimin Türkiye aracılığıyla yapılmasının imkanı yoktur.”
Uzun bir süredir Afganistan’da ve son olarak da Libya’da acı tecrübeler yaşamakta olan NATO’nun önümüzdeki birkaç yıl yeni maceracılıklara atılamayacağını belirten Muhammedi, Avrupa ülkelerinin de başta ekonomik bunalım olmak üzere binlerce sorunla karşı karşıya bulunduğunu ifade etti.
İsrail’in Suriye’ye yönelik maceracılık ihtimali
Küresel ve bölgesel şartlara değindikten sonra İsrail’in Suriye’ye yönelik askeri bir maceracılığa girişmesi ihtimalinden söz eden Hadi Muhammedi, “Siyonist rejim saldırı ve işgal temelinde oluşmuştur. Şu an tehdit altında bulunan Siyonist rejim, Suriye’ye askeri müdahalenin psikolojik zeminini yaratmaya çalışıyor. İsrail, bunu Suriye ve Lübnan’a yönelik olarak gerçekleştirmeye çalışıyor. Maceracılık psikolojisine sahip olan Siyonistlerin atabileceği adımları öngörmek oldukça zor. Özellikle de bir avuç deli diye nitelenen bugünkü İsrail kabinesinin bu tür bir harekette bulunması ihtimal dışı değildir” dedi.
Eylül ayında BM nezdinde bağımsız bir Filistin devletinin kurulması ihtimaline işaret eden Hadi Muhammedi, Benyamin Netanyahu’nun ileri bir adım atarak meseleye değişik bir yön verebileceğine dikkat çekti ve şu değerlendirmede bulundu:
“Diğer bir mesele de İsrail’in Lübnan’a saldırması ihtimalidir. “Siyonistler, Direniş’in harekete geçmesinden önce inisiyatifi ele alarak saldırmayı düşünüyor. İsrail’de şu an ağırlıklı olarak bu senaryo tartışılıyor. Siyonistler, bu meseleyi bu mesele karşısında kendimizi savunmalıyız demek için söz konusu ediyor. Tel Aviv şunu demeye çalışıyor. Hizbullah Suriye’de yaşanan gelişmeleri gölgelemek için İsrail’e saldırı hazırlığı yapıyor. Elbette Siyonistler bunu bir psikolojik savaş manevrası olarak kullanıyor. Suriye ve Hizbullah’ı söz konusu ederek uluslar arası toplumu yanına almaya çalışıyor.
Hama olayları
Hama kentinde yaşanan son olaylara da değinen Hadi Muhammedi, şunları söyledi: “Hama’da yaşanan olaylar, ABD yanında yer alan tüm aktörlerin Suriye içerisinde icra ettiği çabaların bir sonucudur. Bölgedeki tüm aktörler, sadece bölgesel uyanışı engellemek için değil, ABD lehine bölge mühendisliği için sahneye çıktılar. Bütün bu grupların son iki aylık tüm çabası, Hama kentinde su gibi ellerinden akıp gitti. Suriye, sadece haklı ve güçlü olduğunu değil, siyasi kesimlerindeki ve ordusu içerisindeki iç bütünlüğü koruyabilecek güçte olduğunu da gösterdi. Amerika’ya, Batılılara ve İsrail’e Suriye iç siyasetinde ve ordusunda çatlak yaratma izni vermedi.
Hama ve Deyr ez-Zor kentlerinde yaşanan karışıklıkların bitmek üzere olduğunu belirten Hadi Muhammedi, Suriye’ye sokulan selefi çetelerin darmadağın edilmekte olduğunu ve Suriye’nin bir uçurumun kenarında olduğuna ilişkin medya propagandalarının bir sonuç vermediğini söyledi ve “Şu an Şam’da, Halep’te ve diğer kentlerde durum sakindir” dedi.
Suriye’de rejimi devirme projesi başarısız oldu
Suriye’de rejimi devirme projesinin başarısız olduğunu öne süren Hadi Muhammedi, şunları söyledi:
“Suriye’de rejimi devirme projesi başarısız oldu, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un dediği üzere ABD’nin Suriye’ye müdahaleye niyeti yok. ABD yalnızca siyasi ve ekonomik baskı peşinde. Davutoğlu’nun son Suriye ziyareti de gösterdi ki kargaşa, silahlı çatışma ve güvenlik sorunları bunalımı başarısız oldu. Bu yüzden de siyasi süreçle yetinmeleri gerekecek. Davutoğlu’nun 6 saatlik görüşmesinde Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esed, durumu son derece açık bir şekilde ona izah etti. Selefi grupların eylemlerini ve yaptıklarını ona açıkladı ve onlara bu tür güvenlik sorunlarıyla hedeflerine ulaşamayacaklarını gösterdi. Bayan Clinton’un son tutumu da Suriye’de askeri çatışmadan umutsuz olduklarını ve siyasi süreçle yetinip onu kabul etmek durumunda olduklarını ortaya koydu.
Elbette siyasi süreçte de Batılılar rejimin devrilmesi ve siyasi tutumunun değiştirilmesi şeklindeki ikili hedeflerini gerçekleştirmeye çalışacaklar. Siyasi tutumun değiştirilmesi, Suriye’nin Amerika ve İsrail’in yanında yer alarak Direniş’in karşısına çıkması kastediliyor. Bu konuda yoğun çaba gösterecekler; ama herhangi bir sonuç alamayacaklar.”