YDH- İbranice yayın yapan Yediot Ahronot'a göre, İsrail ordusunda, 1 Ekim 2024'te Güney Lübnan'da bir kara harekâtı başlatmasından bu yana 900, 7 Ekim 2023'ten bugüne ise 12 bin asker yaralandı.
İbranice gazete, yaralıların %93'ünün erkek, rehabilite olan kadınların oranının %7 ile aynı kaldığını, yaralanmaların niteliğinin değiştiğini, üstelik kadın savaşçıların sayısının arttığını yazıyor.
Yaralıların 66'sının yedek asker, %51'inin 18 ila 30 yaş arasında olduğu bildiriliyor.
Yaralıların yaklaşık 8 bin 500'ü (%66'sı) fiziksel yaralanmalarla uğraşıyor.
Yaralıların %14'ü orta-şiddetli yaralanma olarak tanımlanırken, 377'sinin kafa yaralanması teşhisi konduğu ve bunlardan 23'ü 3D yazıcı yardımıyla kafatasının tamamlanmasını gerektiren ciddi bir yaralanmaya sahip olduğu aktarılıyor.
Yaralıların yaklaşık 308'i gözünden yaralanırken, 12 tane kadarının da görme yetisini kaybettiği iddia ediliyor.
Haberde omurilik yaralanmasının 104 işgal askerini kapsadığı bildirilirken yurt dışından protez beklendiği yazıyor.
[video]
Yaralıların 5 bin 200'ü (%43) çeşitli ruhsal tepkiler, anksiyete, depresyon, uyum güçlükleri ve travma sonrası gösterirken, Rehabilitasyon Merkezi ruhsal rahatsızlıkların daha da artacak bir rakam olduğunu bildiklerini vurguluyor.
Her ay ortalama 1000 yaralı kabul ediliyor ve bunlara ek olarak geçmiş olaylardan yaklaşık 500 yeni tanıma başvurusu yapılıyor.
Rehabilitasyon bölümündeki hasta sayısı bir yıl içinde %20 artarak yaklaşık 74 bin kişiye ulaştı.
Rehabilitasyon Bölümü'nün tahminlerine göre 2030 yılına kadar İsrail ordusunda %50'si zihinsel engelli olmak üzere yaklaşık 100 bin engelli olacak.
1 Ekim'den bugüne yani 28 günde, İsrail Savunma Bakanlığı'na bağlı Rehabilitasyon Merkezi, ''yaralı askerlerin en az 140 tanesinin de rehabilite olmak üzere kabul edildiğini, bu sayının ise %50'lik bir artış anlamına geldiğini'' bildiriyor.
Rehabilitasyon Merkezi'ne göre, geçen ay Güney Lübnan'da yaralanan ve daha ileri tedavi talep eden ''güvenlik personeline'' kıyasla, yaralıların geri kalanı hafif durumda olarak sınıflandırıldı ve tıbbi tedavi gördükten sonra savaşa geri gönderildi.
Yediot Ahronot, savaşın başlangıcından bu yana 5184 yaralı olduğunu iddia ederken, İsrail ordusunun iddia ettiği rakamların ''ŞinBet savaşçıları, polisler, bekleme birimleri üyeleri ve rutin olaylarda yaralananlar gibi asker olmayan güvenlik personelini'' hesaba katmadığını vurguluyor.
İbranice gazete, savaş yaralıları için bakım paketi ve ekonomik desteğin yıllık ortalama maliyetinin kişi başına yaklaşık 150 bin Yeni İsrail Şekeli olduğunu tahmin ederken, Rehabilitasyon Merkezi'nin 7 Ekim'e kadar 5.4 milyar Şekel olan bütçesinin 7.3 milyar Şekel'e çıkarıldığının altını çiziyor.
Ruh sağlığıyla mücadele eden 22 bin kişi çeşitli ortamlarda tedavi görüyor: 500 terapist işe alındı, ülke çapında 10 rehabilitasyon merkezi kuruldu ve eğitimlere başlandı.
Rehabilitasyon Merkezi Bölüm Başkanı Limor Luria bu sabah (Salı) şu açıklamayı yaptı:
“Yaralı askerlere uygun bakımın sağlanabilmesi için bütçenin daha da arttırılması gerekiyor. Bütçesel bir çözüme ihtiyacımız var. Önümüzdeki yıllarda artması beklenen yüksek yaralı sayısını karşılayabilmek ve onlara en iyi bakımı sağlayabilmek için Maliye Bakanlığı'na başvurduk.
Ruhsal hasarın boyutlarını değerlendirmek için henüz çok erken çünkü bunun zamanla sabitlendiğini biliyoruz”
İsrail ordusu Engelliler Örgütü Başkanı Avukat Idan Kaliman yeni verilerle ilgili olarak şunları söyledi:
“Tam da İsrail Devleti'nin, devletin varlığını sürdürmesi için bedenlerini ve ruhlarını feda eden ve etmeye devam eden İsrail ordusunun yaralılarına karşı ahlaki ve değerli bir yükümlülüğü olduğu bu günlerde, İsrail hükümeti 2025 yerleşim yasasını ihlal ederek yaralıların yaralanmalarına ilişkin tazminatı devlet lehine dondurma kararı aldı.
Bu karar, İsrail hükümetinin İsrail ordusu yaralılarını tamamen göz ardı etmesinin doğrudan bir devamı ve İsrail ordusu engelli örgütü ile yapılan anlaşmalar ve hükümetin kararları çerçevesinde devletin bu yaralıların yararına olan yükümlülüklerinin ciddi bir ihlalidir ve hepimizin kahramanlarının rehabilitasyon prosedürlerine doğrudan zarar verirken ulusal dirence de zarar vermektedir.”