Maryland Üniversitesinin İran’da yaptığı ankete dair bu veriler, özetle şu üç noktayı gösteriyor.
Amerikan Maryland Üniversitesinin yaptırdığı son anket, hem Amerikan hem de İran hükümetinin yılbaşındaki gösterilerin mahiyetiyle ilgili tespitlerinin doğru olmadığını gösterdi.
Motivasyonları ve vardıkları sonuçlar farklı olsa da Amerikan Başkanı Donald Trump ile İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin yılbaşında yaşanan olayların mahiyetiyle ilgili açıklamaları çok ironik bir şekilde benzeşiyordu.
Trump’a göre “İranlılar 'rejimin yolsuzluklarından, ülkenin servetinin terörizme mali kaynak sağlama amaçlı kullanılmasından bıktıkları”[1] için ayaklanmıştı.
Ruhani’ye göre ise “Son olaylarda çok temel bir mesele vardı ki bu maalesef ne ulusal medyada ne de diğer medyalarda gözükmedi… Sorunumuz şudur: Biz, kendimizden sonraki iki kuşağın bizim beğendiğimiz şekilde yaşamasını istiyoruz. Halbuki onlara bir tür yaşam tarzı belirlemek ve sadece bizim gittiğimiz yol doğrudur demek yanlıştır… Ülkenin çoğunluğunu genç kuşaklar oluşturuyorsa bunun anlamı şudur: Çoğunluğun görüşünü yerine getirmeliyiz.”[2]
Bu iki açıklamanın ortak teması şuydu: Gösteriler ekonomik şikayetlerden kaynaklanıyor gibi gözükse de asıl sorun rejimdir. İran halkı bu gösterilerle ekonomiyi yöneten hükümeti değil, rejimin bizatihi kendisini hedef almıştır.
Trump’a göre ekonomik şikayetlerin temelinde zaten rejime duyulan öfke vardı; çünkü rejim ülkenin servetini Filistin, Lübnan, Suriye, Irak ve Yemen’de teröre destek için harcıyordu. İran halkı da bu rejimi devirmek istiyordu.
Ruhani’ye göre ise ekonomik şikayetler aslında bardağı taşıran bir damlaydı. Halk, aslında ekonomiyi yöneten hükümete değil, kendisine bir yaşam tarzı dayatan rejime öfke duyuyordu.
Maryland üniversitesinin IranPoll adlı kamuoyu araştırma şirketi aracılığıyla yaptırdığı ve tüm ayrıntıları Tasnim haber ajansı tarafından yayımlanan anket[3] ise farklı bir gerçeklik tasvir ediyor.
11 sorudan oluşan ankete verilen cevaplarda Trump’ı veya Ruhani’yi destekleyecek rakamlar bulunmuyor.
Ekonomik faktörler
Anketin farklı dönemlerde de sorulan birinci sorusu şu: “Sizce ülkedeki genel ekonomik durum nasıl?”
Bu soruya “çok iyi” cevabını verenlerin oranı Mayıs 2015’te %11, Ocak 2016’da %8, Eylül 2016’da %3, Haziran 2017’de 2, Ocak 2018’de %2 şeklinde olmuş.
Bu verilerden hareketle “çok iyi” diyenlerin oranının aynı zamanda Ruhani hükümetinin ekonomi yönetimini başarılı bulanların oranını da yansıttığı dolayısıyla da Ruhani’nin ekonomi konusunda sürekli artan bir şekilde başarısız bulunduğu sonucu çıkarılabilir.
Ekonomik durum için “çok kötü” diyenlerin oranı ise şöyle: Mayıs 2015’te 21, Ocak 2016’da 24, Eylül 2016’da %33, Haziran 2017’de %33, Ocak 2018’de %40.
Ekonomik durumun “çok iyi” olduğuna dair ‘en yüksek’ oran ile “çok kötü” olduğuna dair ‘en düşük’ oranın Mayıs 2015’e ait olması, Temmuz 2015’te imzalanacak olan nükleer anlaşmaya duyulan güvenden kaynaklanıyor olabilir.
Çünkü Ruhani, cumhurbaşkanlığının birinci döneminde yürüttüğü nükleer müzakereleri ikinci dönemin seçim kampanyası sırasında en büyük koz olarak kullanmış ve nükleer anlaşmayı adeta İran’ı tüm sorunlarından kurtaracak bir sihirli değnek olarak sunmuştu.
Nükleer anlaşmaya rağmen yaptırımların fiilen devam etmesi ve ülke ekonomisinde halkın hayatına yansıyan bir değişim yaratmaması, ekonomik durumu “çok iyi” bulanların sayısının sürekli azalmasını “çok kötü” bulanların sayısının ise sürekli artmasını açıklıyor.
Anketin 2. sorusu “Sizce İran ekonomisi genel olarak iyiye mi kötüye mi gidiyor?”[4]
Bu soruya “iyiye gidiyor” şeklinde cevap verenlerin oranları şöyle: Mayıs 2015’te %49, Ağustos 2015’te %57, Ocak 2016’da %47, Eylül 2016’da %41, Mayıs 2017’de %40, Haziran 2017’de %39, Ocak 2018’de %31.
“Kötüye gidiyor” diyenlerin oranları ise şu şekilde: Mayıs 2015’te %37, Ağustos 2015’te %28, Ocak 2016’da %41, Eylül 2016’da %51, Mayıs 2017’de %52, Haziran 2017’de %50, Ocak 2018’de %58.
Ekonomik durum için “iyiye gidiyor” diyenlerin mayıs ve ağustos 2015’te artması, “kötüye gidiyor” diyenlerin ise bu aylarda azalması yine nükleer anlaşmayla doğrudan ilgili. Gözüken o ki Temmuz 2015’te imzalanacak olan nükleer anlaşmanın bir ay öncesi ile bir ay sonrasında umutlarını koruyan İran halkı, aşamalı olarak ekonominin kötüye gittiğine inanmaya başlıyor.
Anketin 3. sorusu “Aile ekonominiz geçen 4 yılda genel olarak iyi mi oldu, kötü mü oldu, sabit mi kaldı?”
Bu soruya “iyi oldu” cevabını verenler: Mayıs 2017’de %23, Ocak 2018’de %17;
“Kötü oldu” cevabını verenler: Mayıs 2017’de %40, Ocak 2018’de %41;
“Sabit kaldı” diyenler ise: Mayıs 2017’de %36, Ocak 2018’de %41.
Mayıs 2017 ile Ocak 2018 arasındaki dönemde aile ekonomisi “kötü olanlar” ile “sabit kalanlar”ın oranının yüksek olması “iyi olanların ise” azalan bir şekilde azınlıkta kalması ekonominin kötüye gittiğini teyit ediyor.
Kötü ekonomiden kim sorumlu?
Anketin “Sizce aşağıdakilerden hangisi İran ekonomisini en fazla olumsuz etkiliyor?” şeklindeki 4. sorusuna verilen cevap ise halkın ekonominin kötüye gitmesinden kimi sorumlu gördüğünü ortaya koyuyor.[5]
İran ekonomisinin kötüye gitmesinin sebebini “Dış yaptırımlar ve baskılar” olarak görenlerin oranı, Mayıs 2015’te %26, Ocak 2018’de: %32 olmuş.
Sorunun“içerideki kötü yönetim ve yolsuzluk”tan kaynaklandığını düşünenlerin oranı ise şu: Mayıs 2015’te %64, Ocak 2018’de: %63.
Bu veriler, İran halkının ekonomik durumun kötü olmasından dolayı Trump’ı değil Ruhani’yi suçladığını gösteriyor. Bununla birlikte ekonomideki kötü durumu dış sebeplerle açıklayanların sayısının nükleer anlaşmadan önce azken anlaşmadan sonra artması da dikkat çekici bir durum.
Siyasal faktörler
Anketin bundan sonraki soruları İran halkının taleplerinin ne ölçüde ekonomik ne ölçüde siyasal olduğunu; yahut tepkisinin ne ölçüde hükümete ne ölçüde siyasal rejime yönelik olduğunu açıklar nitelikte.
Anketin 5. sorusu şöyle: “Bildiğiniz gibi İran’da son dönemlerde çeşitli sebeplerle bazı gösteriler oldu. Gösteriler sırasında işitilen bazı şikayetleri size okuyacağım. Siz bu şikayetlere ne ölçüde katılıyorsunuz veya karşısınız?”[6]
Hükümet fakirlere yardım konusunda yeterli şeyleri yapmıyor.
Tamamen katılıyorum diyenler: %43; Tamamen karşıyım diyenler: %9
Hükümet, kuraklıktan dolayı sorunlar yaşayan çiftçilere yardım etmiyor:
Tamamen katılıyorum: %44; Tamamen karşıyım: %7
Hükümet Irak ve Suriye gibi yerlere daha az para ayırmalı.
Tamamen katılıyorum: %21, (kısmen katılanlar: %20)
Tamamen karşıyım: %28 (kısmen karşı olanlar: %23)
Hükümet, İslami yasaları sıkı bir şekilde uygulamamalı.
Tamamen katılıyorum: %21; Tamamen karşıyım: %33
Şu an İran’ın Irak ve Suriye’deki varlığı ulusal çıkarlara uygun değildir.
Tamamen katılıyorum: %17; Tamamen karşıyım: %30
Hükümet akaryakıt fiyatlarını arttırmamalı
Tamamen katılıyorum: %73; Tamamen karşıyım: %7
Hükümet gıda fiyatlarının artmasını önlemek için daha fazla şey yapmalı.
Tamamen katılıyorum: %81; Tamamen karşıyım: %0.8
Hükümet idari yolsuzluklarla mücadele için daha fazla çaba göstermeli.
Tamamen katılıyorum: %85; Tamamen karşıyım: %1
Hükümet özel hayata çok fazla müdahale ediyor.
Tamamen katılıyorum: %11; Tamamen karşıyım: %30
İran’ın siyasi rejiminde köklü değişiklik yapılmalı.
Tamamen katılıyorum: %4 (Kısmen katılıyorum 11)
Tamamen karşıyım: %53 (Kısmen karşıyım 23)
Hükümet, finans kuruluşlarının iflası yüzünden zarara uğrayanların zararlarını karşılamalı.
Tamamen katılıyorum: %46; Tamamen karşıyım: %6
Hükümet sübvansiyonları kesmemeli.
Tamamen katılıyorum: %69; Tamamen karşıyım: %7
Askeri kurumlar füze yapımı için daha az para harcamalı.
Tamamen katılıyorum: %8; Tamamen karşıyım: %39
Hükümet karışıklık çıkaranlara, şiddete başvuranlara ve kamu mallarına zarar verenlere daha sert müdahalede bulunmalı.
Tamamen katılıyorum: %63; Tamamen karşıyım: %6
İran halkı neyi şiddetle istiyor, neye şiddetle karşı çıkıyor?
Anketin bu sorusunun en dikkat çekici tarafı “tamamen katılıyorum” şeklindeki cevapların ekonomiyle ilgili taleplerde; “tamamen karşıyım” şeklindeki cevapların ise siyasal rejime yönelik şikayetlerde çok yüksek olması.
Yani bu cevaplara göre İran halkı örneğin hükümetin yoksullar ve çiftçiler için daha fazla şey yapmasını, sübvansiyonları kesmemesini, iflas eden finans kurumlarında paralarını kaybedenlere paralarının ödenmesini, idari yolsuzluklarla mücadele edilmesini şiddetle istiyor.
Buna karşılık hükümetin Irak ve Suriye gibi yerlere ayrılan paraları kesmesine, İslami yasaları sıkı bir şekilde uygulamamasına, siyasi rejimde köklü değişiklik yapmasına, füze yapımı için ayrılan bütçede kesinti yapılmasına ise şiddetle karşı çıkıyor.
Gösteriler sırasında atılan “Ne Gazze ne Lübnan, canım İran’a feda olsun” yahut “Suriye’yi bırak bize bak” şeklindeki sloganların aksine İran’ın Irak ve Suriye’deki varlığının ulusal çıkarlara aykırı olmadığını düşünüyor.
Ruhani’nin aksine “özel hayata çok fazla müdahale edilmediğini” düşünüyor ve Trump’ın aksine “karışıklık çıkaranlara, şiddete başvuranlara ve kamu mallarına zarar verenlere daha sert müdahale edilmesi gerektiğine” inanıyor.
Amerika, “etkisiz elaman”
Anketin “ABD Başkanı Donald Trump’ın ve diğer Amerikalı yetkililerin göstericilere destek açıklamasının gösteriler üzerindeki etkisini ölçmeye yönelik 6. Sorusuna verilen cevaplar da Amerikalılarda hayal kırıklığı yaratacak cinsten:
Amerikalı yetkililerin destek açıklamasının göstericilere “yardım ettiğini” düşünenler: %9, bu açıklamalar “zarar verdi” diyenler: %39; bunların “hiçbir etkisi olmadı” diyenler ise: %48.
İran halkı ve stratejik öncelikler
Anketin bundan sonraki üç sorusu İran halkının siyasi rejimin stratejik önceliklerine ne ölçüde destek verdiğini ölçmeye yönelik.
Bundan sonraki üç soruda İran’daki siyasi rejimin stratejik önceliklerinin İran halkının ekonomik yaptırımlara maruz kalmasına sebep olduğu vurgulanıyor ve ekonomik yaptırımların kaldırılması için halkın rejimin önceliklerinden ne ölçüde taviz vermeye hazır olduğu ölçülüyor.
Anketin “Sizin için ülkenizin füze yapması ne kadar önemli?” şeklindeki 7. Sorusuna verilen cevaplar şöyle: Çok önemli: %73; Kısmen önemli: %21; Çok önemli değil: 1, Kesinlikle hiç önemli değil: 2.
Anketin bir önceki soruyu şerh eder nitelikte olan 8. sorusu şöyle: “Bildiğiniz gibi BM Güvenlik Konseyi, İran’dan nükleer silah taşıyabilen füze geliştirmemesini istedi. Çünkü bu BM kararlarına ve nükleer anlaşmanın ruhuna aykırıdır. Geçtiğimiz yıllarda Devrim Muhafızları ordusu çok sayıda füze test etti. ABD ve bazı Avrupa ülkeleri İran’dan füze denemelerini BM Güvenlik Konseyi’nin talebi doğrultusunda durdurmasını istedi ve İran’ı yeni yaptırımlarla tehdit etti. İran ise bu füzelerden hiçbirinin özel olarak nükleer başlık taşıması için tasarlanmadığını belirterek füze denemelerini durdurmadı. Bu durumu dikkate aldığınızda sizce İran nasıl bir tavır almalıdır?”
A) İran, balistik füze denemelerine devam etmeli ve bu meselenin müzakere edilebilecek bir konu olmadığında ısrar etmelidir: Haziran 2017’de %54; Ocak 2018’de: %56
B) İran füze denemelerine devam etmeli; ama füzelerin nükleer başlık taşıması için geliştirilmediği konusunda güven vermeye çalışmalı ve müzakere teklif etmeli: Haziran 2017’de %31; Ocak 2018’de: %28.
C) İran, füzelerinin nükleer başlık taşıması için yapılmadığı konusunda güven oluşuncaya kadar balistik füze denemelerini durdurmalı: Haziran 2017’de %12; Ocak 2018’de: %10.
Füze geliştirme programı konusunda ‘A’ seçeneğinin İslam Devrimi Lideri ile Devrim Muhafızları Ordusu’nun, ‘B’ seçeneğinin hükümetin, ‘C’ seçeneğinin ise rejimle sorunu olanların tezi olduğunu hatırlatalım.
Anketin Hizbullah’a, Haşd Şabi’ye ve Suriye ordusuna yapılan yardımlara halkın nasıl baktığını ölçmeye yönelik 9. sorusu şöyle: “Sizce İran, terörist gruplarla mücadele eden gruplara desteğini azaltmalı mı artırmalı mı aynı düzeyde mi tutmalı?”
Arttırmalı diyenler: Mart 2016’da: 62, Haziran 2016’da: %59, Eylül 2016’da: %56, Haziran 2017’de: 67, Ocak 2018’de 54.
Azaltmalı diyenler: Mart 2016’da: %13, Haziran 2016’da: %8, Eylül 2016’da: %9, Haziran 2017’de: 6, Ocak 2018’de 10.
Aynı düzeyde tutmalı diyenler: Mart 2016’da: %19, Haziran 2016’da: %29, Eylül 2016’da: %29, Haziran 2017’de: 22, Ocak 2018’de %31.
Bu soruyla ilgili olarak Ocak 2018 itibariyle “artırmalı” diyenlerin sayısındaki azalma ile “azaltılmalı” diyenlerin sayısındaki artmanın IŞİD’in Irak ve Suriye’deki toprak hakimiyetinin sona ermesiyle ilgili olduğu düşünülebilir.
Anketin 10. sorusu İran’ın hem uluslararası alanda hem de İslam dünyasında en çok yalnızlaşmasına sebep olan Tahran’ın Suriye politikasına halkın desteğinin devam edip etmediğini ölçüyor.
Soru şöyle: “İran ve Rusya, Suriye’de IŞİD’e karşı zafer kazanıldığını açıkladı. Sizce İran, Beşşar Esed hükümetine verdiği askeri desteğe son mu vermeli?, Askeri desteği azaltmalı mı? Suriye hükümeti tüm topraklarına yeniden hakim oluncaya kadar askeri desteğini sürdürmeli mi?”
Son vermeli diyenler: %14
Yardımlar azaltılmalı diyenler: %30
Suriye hükümeti tüm topraklarına yeniden hakim oluncaya kadar destek sürdürmeli diyenler: %48
Son olarak anketin 11. sorusu da şöyle: “Yemen tutumu konusunda aşağıdakilerden hangisi sizin görüşünüze yakın?”
İran, Husilere muhaliflerini yenmesi için yardım etmelidir: %46.
İran kendini Yemen’deki iç çatışmaların içine sokmamalıdır: %41.
Sonuç
Maryland Üniversitesinin İran’da yaptığı ankete dair bu veriler, özetle şu üç noktayı gösteriyor:
Hem Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin hem de ABD Başkanı Donald Trump’ın yılbaşında yapılan gösterilerin mahiyetiyle ilgili söyledikleri, bir durum tespiti değil, siyasal manipülasyondan ibaret.
İran halkı, ekonomiyle ilgili konuları ve yolsuzlukları öncelikli sorun olarak görüyor. Ekonomik durumun kötü olmasını dış sebeplere bağlamıyor, sorunun hükümetin başarısızlığından ve yolsuzluklardan kaynaklandığını düşünüyor.
Siyasi rejiminin değişmesini istemediği gibi, ekonomik yaptırımlara sebep olmasına rağmen ‘siyasi rejimin’ dış politika ve ulusal güvenlik tercihlerini güçlü bir şekilde destekliyor.
[1] BBC. 30 Aralık 2017. 5 soruda İran'da hükümet karşıtı gösteriler http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-42522004
[2] YDH. 8 Ocak 2018. Ruhani: Kimse eleştirilmez değildir http://ydh.com.tr/HD15527_ruhani--kimse-elestirilmez-degildir.html
[3] Tasnim, 3 Şubat 2018. https://www.tasnimnews.com/fa/news/1396/11/14/1645853/%D9
[4] Yazının uzamaması için bu soruya “değişmedi” ve “fikrim yok” şeklinde cevap verenlerin oranları nakledilmedi. Ayrıca okunma kolaylığı için küsurlu rakamlar yazılmadı.
[5] Yazının uzamaması için “fikrim yok” seçeneğine dair oranlara yer verilmedi.
[6]Yazının daha fazla uzamaması için “kısmen katılıyorum”, “kısmen karşıyım” ve “fikrim yok” seçenekleri yazıya alınmadı.