YDH- Yakındoğu Haber Suriye Temsilcisi Mehmet Serim, İsrail’in Suriye saldırısının çok özel ayrıntılarını yazdı.
İsrail ocak ayında saldırı düzenlediği Jimraya bilimsel araştırmalar merkezini bir kez daha vurdu.
5 Mayıs tarihinde gece saat 02’ye 10 – 20 kala yapılan saldırı öncekine göre[1] çok daha geniş kapsamlı oldu.
İsrail iki gece önce Şam sivil havaalanını vurdu
3 Mayıs cuma günü dünya basını İsrail’in Suriye’yi vurduğu haberini geçti. Bu haber doğrulanamadı. Suriye makamları açıklama yapmaktan kaçındı. İsrail tarafı yarım ağızla “evet” dedi, haberin asıl kaynağı ABD idi.
Peki İsrail perşembeyi cumaya bağlayan gece Suriye’yi vurdu mu vurmadı mı?
Cuma günü Suriye ve Arap basınında geçen haberlerde “Şam sivil havaalanına atılan iki havan sonucu yakıt deposunda yangın çıktı, park halindeki bir kargo uçağı ise isabet aldı.” deniliyordu.
Simdi ilk defa YDH okuyucularının duyacağı bir bilgiyi aktaralım: Aslında saldırı İsrail tarafından geçekleştirilmişti. 2 havan mermisi değil 5 füze atıldı. füzeler piste rastlamadı. İsabet alan uçak ise 4-5 yıldır terk edilmiş park halinde, kullanılamaz bir uçaktı. Israil’in attığı füzeler alanda 4-5 metrelik dev çukurlar açtı.
Bu saldırı sonrası ise militanlar havaalanına saldırmış ve alana giden yol kısmen ve zaman zaman kapanmıştı.
Cumartesiyi pazara bağlayan gece ise İsrail’in iki gün içindeki ikinci saldırısı gerçekleşti.
Saldırı bu kez daha önce vurulan Jimraya bilimsel araştırmalar merkezine yönelikti ancak daha geniş bir saldırıydı.
Bu da İsrail’in kullandığı füzelerden kaynaklanıyordu. Saldırı sırasında şehrin yaklaşık 10 km dışında bile sarsıntı hissedildi. Manzara korkunçtu. “Kasyun dağı yanıyordu.” Füzelerin neden olduğu yangın ufuk çizgisinde yaklaşık 1,5 – 2 km’lik bir alana yayılan alevlere ve patlamalara neden oldu. İsrail’in bu saldırıda daha küçük parçalara ayrılarak geniş bir alanda etkili olan füzeler kullandığı belirtiliyor. Bir başka iddia ise İsrail’in seyreltilmiş uranyum kullandığı.[2]
İsrail’in vurduğu bilimsel araştırmalar merkezi Suriye’nin en önemli araştırma merkezlerinden birisi. Suriye yönetimi burada tarımsal, sınai araştırmalar yapıldığını söylese de askeri teknolojik araştırmalar da yapıldığı ortada. Dolayısıyla İsrail’in bu merkezi seçmesi tesadüf değil.
Ancak İsrail’in kimyasal gerekçesi de gerçekçi sayılamaz. Çünkü Suriye yönetimi daha birinci saldırıdan önce bu merkezi büyük oranda boşaltmıştı. İkincisi Suriye yönetimi bütün dünyanın gözü üzerindeyken İsrail’den neredeyse çıplak gözle görülebilen bir tepedeki merkezde kimyasal araştırması ya da depolaması yapacak kadar çaylak değil.
İsrail’in bu saldırısında meşhur 4. Tümen, 104, 105, 114 adları ile anılan birliklere ait bazı binalar da isabet aldı.
İsrail nereyi vurdu?
Israil’in Scud füzelerinin bulunduğu depoyu, kimyasal tesisini / deposunu vurduğu öne sürüldü. Buralarda gerçekten ne bulunduğu büyük bir sır. Ancak Suriye göz önünde açık hedef olan bir mekanda Scud füzesi tutmaz. Kesin olarak bildiğimiz İsrail’in bir mermi deposunu vurduğu.
ÖSO Askeri Konsey Sözcüsü Kasım Sadettin ise İsrail’in saldırıyı gelişmiş füzeler ile yaptığını, 10 uçağın katıldığı saldırının yaklaşık 10 dakika sürdüğünü anlattı.
Sadettin, saldırıda Cumhuriyet Muhafızlarına bağlı 104 ve 105’nci birliklerin yanı sıra Scud füzeleri ve Hizbullah’a gönderilmek üzere hazırlanan İran füzelerinin bulunduğu mekânların hedef alındığını anlattı. Sadettin 4. Tümene bağlı mühimmat depolarının vurulduğunu, saldırı sırasında orta ve büyük ölçekli yaklaşık 40 patlama meydana geldiğini, büyük patlamaların 4 büyüklüğü dolayında sarsıntı yarattığını da belirtti.
Sadettin Kudseyya taraflarında meskun bölgeye de füze düşmüş olabileceğini ifade etti.[3]
Tavuk çiftliği de vuruldu
Saldırı sonrası yayımlanan görüntülere dikkat ettiniz mi? Arada bir duvarlarda tavuklar görülüyor. Yerde ise onlarca tavuk telef olmuş halde yatıyor. Bunun sebebi şu: İsrail’in kimyasal araştırma yapıldığını iddia ettiği yerlerden birisi bu tavuk çiftliğiydi.
Çiftlik 4. Tümenin et ihtiyacının bir kısmını karşılamak üzere kurulmuştu. Ancak bilimsel araştırmalar merkezinin hemen yanında yer alması ve büyük bir laboratuvar görüntüsü vermesi tavukların canına mal oldu. Yine de kendisini kurtarabilen birkaç tavuk bu kadar ciddi bir saldırının görüntülerinde boy gösterdi. Yani İsrail Scud / kimyasal deposu ya da laboratuvarı diye tavuk çiftliğini de vurmuştu!
Uçak düşürüldü mü
Olay sonrası ilk yayılan haberlerde, iki İsrail uçağının düşürüldüğü öne sürüldü.
Bu konudaki senaryolar ise şöyle sıralanıyor:
-İki uçak düşürüldü iki pilot yakalandı.
-İki uçak düşürüldü birisi insansız casus uçağıydı, iki pilot yakalandı.
-Uçaklardan birisi saldırı sırasında düşürüldü büyük patlamalar bu nedenle oldu.
Israil medyası iki uçak ile irtibatın kesildiği haberlerini geçince uçak düşürüldüğü iddiaları daha da güçlendi.
Suriye Enformasyon Bakanı İmran el-Zubi ise kabinenin olağanüstü toplantısından sonra yaptığı açıklamada konu ile ilgili soruya “bilgimiz yok” cevabini vermek ile yetindi.
Gerçeğe en yakın senaryo en az bir uçağın düşürüldüğü seklinde. Ancak bu bilgi teyit edilebilmiş değil. Görgü tanıklarına dayanıyor. Birbirinden farklı iki kaynak “uçağın düşürüldüğünü gördüklerini” aktardı.
Uçak düşürüldü senaryolarını boşa çıkartacak bir iddia da var. o da İsrail uçaklarının Suriye hava sahasına girmeden Lübnan veya Akdeniz üzerinden füze fırlattığı.. Hemen her gün Lübnan hava sahasını ihlal eden İsrail uçaklarının ihlal sayısı ve Lübnan üzerinde kalma suresi son günlerde anormal derecede artmıştı.
Bu senaryo Suriye’nin hava savunmasının İsrail uçaklarına neden engel olamadığını da açıklayabilir. Suriye radarları uçakları tespit etmiş olsa bile kendi hava sahasında olmadığı için vuramazdı. Saldırı yapıldıktan sonra ise iş işten geçmişti.
Kaç asker öldü
Saldırı sonrası onlarca ambulans ile yaralılar hastanelere taşındı. Patlama görüntülerine, yayıldığı alana bakılacak olursa ölen askerlerin sayısı dünya basınının iddia ettiği kadar (300’e yakın) olabilir. Hedefler önceden tedbir alınıp boşaltılmış da olabilir.
Ancak vurulan birlikleri göz önüne aldığımız zaman sayının yüksek olabileceği mantıklı görünüyor. Suriyeli yetkililer açıklama yapmadığı sürece gerçeği öğrenemeyeceğiz.
İsrail-muhalif koalisyonu
Muhaliflerin Şam yakınlarındaki Merj el Sultan hava üssüne yaptığı saldırıyı hatırlıyoruz. Bu saldırı sonrası Suriye hava savunmasının “körleştirildiği” ve İsrail’in bu nedenle Şam’a kadar ulaşabilip merkezi vurduğu iddia edilmişti. Israil’in saldırısı sonrası çatışmalar Şam çevresinde çok arttı. Muhalifler eş zamanlı giriş yapmak üzere hazırlanmıştı.
Bu saldırıda da aynı durum yaşandı. Saldırı sonrası Şam’daki hemen bütün askeri noktalara eş zamanlı saldırılar düzenlendi. Dera taraflarında ise sınırda birkaç noktadan girmeye çalıştılar ve çatışmalar yaşandı.
Burada iki ihtimal var: Ya gerçekten saldırılar İsrail ile koordineli yapılıyor ve saldırı bir işaret olarak algılanıyor. Ya da saldırı haberi duyulunca muhalifler uygun ortamın oluştuğunu düşünüp harekete geçiyor.
Birinci ihtimal daha olası görünüyor. Çünkü birçok noktaya aynı anda saldırı yapılması koordinasyon gerektirir. Özellikle bugünlerde Suriye ordusunun birçok merkezde daha üstün olduğu düşünülürse muhaliflerin İsrail saldırısı haberini alır almaz toparlanıp askeri noktalara saldırması pek mümkün değil gibi.
Neden sadece bilimsel araştırma merkezi vuruldu
Israil Şam’ın ta içlerine kadar girebildiği bu saldırılarında neden merkezin (kus uçuşu) 5 km kadar yakınında bulunan başkanlık sarayını ya da Mezze havaalanını vurmadı?
Israil bunu yapamaz. Çünkü merkezi vururken gerekçesi “kimyasal.” Eğer başka bir yeri vurursa bu doğrudan savaş ilanı olurdu. Bu durumda Suriye’nin “cevap verme hakkımız saklı..” gibi cümlelerle yetinmesi imkânsızdı. Israil bunu çok iyi biliyor. Ve eğer böyle bir durum olsaydı İsrail ABD ya da Batının kendisine bahşettiği “saldırı meşruiyetini” kaybederdi.
Bu nedenle üzerinde “en iyi bahane ittifakı sağlanan” kimyasal bahanesi ile sadece kimyasalı çağrıştıracak bir merkez vuruldu.
Suriye ne yapacak?
Jimraya’daki merkeze yapılan ilk saldırı sonrası Suriye’nin İsrail’e kendi yöntemleri ile cevap vereceği açıklanmıştı. Suriye cumhurbaşkanı Beşşar Esad da daha sonraki röportajlarından birinde cevabın verildiği imasında bulundu.
Yine ilk kez burada kuvvetli bir iddiayı yazalım: Suriye ilk saldırıdan birkaç gün sonra İsrail’deki bir elektronik haberleşme merkezini imha etti. Ne Suriye ne de İsrail basını bu olayı gündeme getirmedi. Sanırız Esad’ın kendinden emin şekilde imada bulunmasının nedeni bu saldırıydı.
Bu kez de öyle olabilir mi?
Suriye son saldırı sonrası daha net açıklamalar yaptı. Bunlardan ilki Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal el-Mikdat’in “bu saldırı savaş ilanıdır” sözüydü. Enformasyon Bakanı İmran el-Zubi de basın açıklamasında “saldırının bütün seçenekleri gündeme getirdiğini” söylemekle yetindi.
Ardından Suriye ordusu, savunma birliklerine “herhangi bir saldırı durumunda üst kademelerden talimat beklemeksizin derhal cevap verme” emrini verdi. Suriye’nin füzelerini İsrail’e doğru çevirdiği bildirildi. Olası bir saldırıda ilk hedefin Hayfa olduğu belirtiliyor.
Suriye’nin “İsrail’e karşı eylem yapacak Filistinli gruplara engel olmayacağı” haberi de bu “kararlılığa” eklenebilir. Suriye bu kararla basta Ahmed Cibril grubu olmak üzere Filistinli gruplara “İsrail’e Golan’da saldırın” isteğinde bulunmuş oldu.
Suriye’nin ülkenin her tarafında savaş sürerken İsrail’e cephe açıp açmayacağı ise tartışma konusu. Ancak Suriye, askeri gücünden bahsederken sadece kara gücünü kastetmiyor. Elindeki füze gücüne güveniyor. Dolayısıyla “Suriye bu durumda İsrail’e saldıramaz” görüşü çok da geçerli gibi durmuyor.
Nitekim pazartesiyi salıya bağlayan gece Golan’a düşen iki füze sonrası İsrail’in “anlayışlı bir yaklaşım” ile yaptığı açıklama İsrail’in tedirginliğini gösteriyor.
İsrail daha önce Golan’a füze düştüğü zaman derhal karşılık vermiş ve iki Suriye askeri kulübesini vurmuştu. Ardından yapılan açıklamada bu tür durumlarda derhal karşılık verileceği ifade edilmişti.
Ancak daha iki gün önce Şam’ı vuran İsrail’in ordu sözcüsü “beklenmedik şekilde yumuşak bir açıklama” yaptı. Sözcü durumun Suriye’deki karışıklıktan kaynaklandığını belirterek muhaliflerin de füze atmış olabileceğini ima etti.
Füzeler yanlışlıkla düşmüş de olabilir, ancak kasten atılmış olma ihtimali daha yüksek. Muhalifler tansiyonun yükseldiği ve “ellerin tetikte olduğu bu ortamda” İsrail’in Suriye’ye cevap vermesi ve ardından işin daha da büyümesini amaçlamış olabilir.
[1]Önceki saldırının ayrıntıları icin bkz: http://www.ydh.com.tr/HD11448_bir-saldirinin-anatomisi.html
[2]http://haber.sol.org.tr/dunyadan/israil-suriyede-seyreltilmis-uranyum-mu-kullandi-haberi-72554
[3] http://www.arabi-press.com/?page=article&id=70955