YDH Muhabiri Hasan Sivri, Şam kırsalındaki Adra’ya düzenlenen saldırının sebeplerini ve bölgedeki son durumu yazdı.
Suriye savaşında, son dönemlerde Şam kırsalında yaşanan çatışmalar krizin belki de en sert çatışmalarıydı.
Çatışmaların, Suriye'nin orta kesimlerinde şiddetlenmesinin belli başlı sebepleri var. Şam'ın kuzeydoğusunda bulunan Adra'ya saldırının ve ardından bölgede meydana gelen çatışmaların en önemli sebebi ise: Kalamun Savaşı.
Kalamun, Suriye'nin kuzeyinde, Humus ile Şam'ı birbirine bağlayan bir hat üzerinde ve Lübnan sınırına yakın bir bölgede yer alıyor.
Muhaliflerin, Kusayr yenilgisinden sonra orta kesimlerde başlayan gerilemelerine, sınır kentlerinde silahlı gruplar arasında başlayan çatışmalar eşlik etti. Bu çatışmalar, zaten dağınık olan silahlı muhalefetin daha çok parçalanmasına ve dağılmaya doğru gitmesine neden oldu.
Öte yandan ilk planda ‘kuzey Suriye'de Emirlik’ kurmayı amaçlayan Ebu Bekir Bağdadi liderliğindeki Irak-Şam İslam Devleti, Özgür Suriye Ordusu ve Nusra dahil olmak üzere diğer silahlı İslami gruplarla hegemonya savaşına girdi.
Yaz boyunca süren bu çatışmalar, daha çok dağılan silahlı grupların, orta kesimlerde ciddi gerilemeler yaşamasına neden olurken, Suriye ordusu ve aynı safta hareket eden Suriye Ulusal Savunma Güçlerinin -Kimyasal saldırı ve sonrasındaki süreçte duraklamalar olsa da- stratejik ilerleyişler elde etmelerini sağladı.
Bunun ardından orta kesimlerde, silahlıların elinde geriye bir tek Kalamun ve Doğu Guta kaldı.
Kalamun operasyonu, en kuzeyinde yer alan ‘Kara’ beldesinin, ordu tarafından alınmasıyla başladı. Ardından ilerlemeler hızlı gelişti ve güneye doğru sırasıyla Deyr Atiyye ve en son el-Nabk Suriye ordusunun kontrolüne geçti.
Suriye sorununa siyasi çözüm bulunmasını öngören Cenevre-2 konferansının artık kesinlik kazanması ve silahlı muhaliflerin Kalamun'u kaybetme ihtimali, Körfez ülkeleri başta olmak üzere bölge ülkelerini tedirgin etmişti.
Bu sebeple Kalamun'daki ilerlemelere cevap niteliğinde olması amacıyla, hızlı bir şekilde yardım toplandı, koordinasyon sağlandı ve Doğu Guta baskını düzenlendi; fakat silahlı gruplar istedikleri sonucu elde edemeyip çok sayıda kayıp verdiler.
Bu sırada Yabrud'da bulunan, Aramilerin yaşadığı Malula ve Deyr Atiyye'de bir hastane silahlı gruplar tarafından basılmıştı. Deyr Atiyye'de doktorlar katledildi Malula'da ise kiliseler ateşe verildi ve 12 rahibe kaçırıldı.
Adra'da neler oldu, neler oluyor?
Silahlı gruplar bu baskınlar ile ordunun Kalamun'daki ilerlemesini durdurmak istiyor. En son Nabk'ın alınması ve Kalamun hattı üzerindeki son belde olan Yabrud'da çatışmaların başlaması ile beraber Nusra ve İslam Tugayları, Suriye'nin kuzeydoğusunda bulunan Adra'ya bir baskın gerçekleştirdi.
Kara'nın ordunun eline geçmesinden sonra araları bozulan Nusra ve İslam Tugayı, biner kişilik gruplarla ortak operasyona çıkmıştı.
Nusra Cephesi: El-Kaide'ye bağlı. İslam Tugayı: Artık, sahadaki tüm gruplar tarafından da bilindiği üzere, çok sayıda Suudi militana sahip ve doğrudan Suudi İstihbaratı Başkanı Bender Bin Sultan’ın kontrolünde.
Ordunun bulunmadığı, sadece bir karakolun olduğu Adra'ya baskın, sabaha karşı saat 5 sıralarında başladı. Öncelikle, Suriye'de işe sabah erken saatlerde başladıkları bilinen açık bir fırına saldırıldı, tonlarca un çuvalları kaçırıldı ve karşı koyan fırın işçileri de katledildi. Adra'nın ilk kurbanları fırın işçileriydi.
Ardından devlet kurumları ve hükümet binaları işgal edilip görevlilerin ve memurların bir kısmı infaz edildi. Sokaklarda, iç organları görünecek şekilde vahşice katledilmiş cesetlerin olduğu söylenenler arasında.
Yüz bine yakın mültecinin bulunduğu Adra'da, Yarmuk kampından göç eden Filistinli mülteciler de var. Silahlı gruplar beldede bulunan Filistin Kurtuluş Ordusu ile de çatıştı ve yaşları 19-24 arasında değişen, sonradan isimleri de öğrenilen 5 FKÖ'lü militanı öldürdü.
Rastgele olmak üzere evlere girip sivillerin kaçırıldıkları da aktaran bilgiler arasında. Kaçırılanlar arasında mezhep ayrımı yapmaksızın, infazlar gerçekleştiren silahlı radikal militanların, yüzleri maskeli halde, beldede azınlık olarak yaşayan Alevi ve Hıristiyanların evlerini soruşturduğu açıklandı.
Suriye resmi yetkilileri katliamın boyutunun büyük olduğunu; ancak abluka altında olan bölgeden ayrıntılı bilgi almakta zorlanıldıklarını belirtiyor. Bilgiler şimdilik daha çok görgü tanıklarından ve saha muhabirlerinden elde ediliyor.
Şam FM, ulaşabildiği kadarıyla katledilen ve kaçırılan insanların isim listesini yayımlamaya başladı. Listede aralarında çocuk ve kadınların olduğu siviller, doktorlar, işçiler ve mühendisler...var.
Suriye ordusunun başlattığı operasyon ile kurtarılan rehineler olsa da radikal militanların elinde halen rehineler mevcut. Şam FM'in saha muhabiri, Guta'ya kaçırılan kadın rehineler olduğunu bildirdi.
Bölgeden gelen video ve görüntüler, vahşi katliamların gerçekleştirildiğini gösteriyor. Muhalifler, daha önce ordunun bulunmadığı beldeyi, kurtardıklarını ve kontrolü sağladıklarını dillendirirken, katliam için de, beldeye daha dün akşam giriş yapan orduyu suçluyor.
Ordu güçleri ile beraber hareket eden ve ilerleyen basın organlarına ve Rusya el-Yovm televizyonuna göre silahlı radikal militanlar, sivil halktan 80 kişiyi idam etti. Katliamın boyutları, ordu güçleri ilerledikçe daha çok ortaya çıkıyor. Ayrıca belde içinden dışarı ulaşabilenlerin aktardıkları vahşet hikayeleri var.
El Meyadin televizyonunun saha muhabirine göre Suriye ordusu Adra'nın yaklaşık yüzde 30'unu ele geçirmiş durumda. Nusra ve İslam Tugayında, 50'ye yakın kayıptan bahsediliyor.
Adra'da halen Suriye ordusu ve Suriye Ulusal Savunma Güçleri ile el-Kaide'ye bağlı Nusra Cephesi örgütü ve binlerce Suudi militanın yer aldığı İslam Tugayı ile çatışmaların devam ettiği bildiriliyor.