İl-20 ve gelişmeler; Günün trafiği ve Rusya’dan görüşler

img
İl-20 ve gelişmeler; Günün trafiği ve Rusya’dan görüşler YDH

Rusya’nın Akdeniz’den gelen bir saldırıyı teknik olarak öngörmeyip İsrail’in özel iletişim kanalından önceden haber vermesinin beklenmiş olması, Rusya’da da tartışılıyor.




YDH-Hazal Yalın,* İsrail’in bir Rus uçağının düşmesine de neden olan Suriye saldırısının Rusya kamuoyunda nasıl değerlendirildiğini YDH için yazdı.

***

Putin’in dün Macaristan başbakanı Orban ile yaptığı görüşme sırasında İl-20’nin düşürülmesiyle ilgili yaptığı açıklamalar, bir kez daha Su-24 hadisesini hatırlattı. 

Putin o zaman da bir günlük sessizliğin ardından Fransa devlet başkanı François Hollande ile basın toplantısı sırasında çok sert ifadelerle Erdoğan hükümetini suçlamış ve hemen arkasından hızla yaptırımlar başlamıştı.

Ne var ki benzerlik sadece, Putin’in açıklamalarının yabancı bir ülkenin devlet başkanının yanında olmasıyla sınırlı. Rusya ve İsrail arasında Suriye meselesinin yanı sıra Rusya vatandaşlarının İsrail’e girişlerinde engeller çıkartılması gibi tali konularda da anlaşmazlıklar olmasına rağmen, Rusya’nın İsrail’e en azından açıktan yaptırım uygulamayacağı görünüyor.

Uzun bir günün trafiği

Dünkü açıklama trafiğini tekrar hatırlatalım:

Uçağın İsrail uçaklarından açılan ateşle mi, Fransız Auvergnefırkateyninin füze saldırısıyla mı, yoksa CNN’in “bir Amerikalı yetkiliye” dayandırarak verdiği haberde olduğu gibi Suriye hava savunma sisteminin ateşiyle mi düştüğü henüz netlik kazanmamışken ilk açıklama Rusya Savunma bakanlığı tarafından gece saatlerinde yapıldı. 

Bakanlık bu açıklamasında, “içinde 15 askeri personel bulunan İl-20uçağının, bu gece İsrail’in 4 F-16 ile yaptığı füze saldırısı sırasında Akdeniz üzerinde düştüğünü” teyit ediyor, aynı sırada Fransa’nın Auvergne fırkateyninden roketli saldırı yaptığı bildiriliyordu.

Rusya’nın RİA haber ajansı hadiseden birkaç saat sonra İsrail ordu kaynaklarına ulaştı ve ordu sözcüsü kadın çalışandan bilgi istediğini, bu görevlinin ise âmirlerine danıştıktan sonra “yurtdışına yorum vermiyoruz”dediğini aktardı. Bu olay, şüphelerin İsrail’e yoğunlaşmasına yol açtı.

İkinci açıklama sabah saatlerinde Fransız Savunma Bakanlığı’ndan geldi. Bakanlık bu açıklamada, “Fransız silahlı kuvvetleri, bu saldırıya herhangi bir şekilde katıldığını reddeder” ifadesini kullanıyordu. 

Bakanlık böylece, anlaşılan, İsrail ile ortak, planlı bir saldırıya giriştiklerini inkâr edip İl-20 hadisesinde sorumluluktan sıyrılmaya çalışıyordu.

Kısa bir süre sonra Rusya Savunma Bakanlığı sözcüsü Konaşenkov, Moskova’daki operasyon merkezinde basın toplantısı yaparak, hadisenin gelişimiyle ilgili ayrıntılı sayılabilecek bilgiler verdi.

Buna göre İsrail, Rusya ile beş yıldır işletilen tehlikeli yakınlaşmaların önlenmesi sözleşmesini ihlal etmiş, dünkü saldırıdan sadece bir dakika önce Rus tarafına bilgi vermişti.

Üstelik bununla da kalmayıp saldırıya katılan dört F-16, Suriye hava savunma sisteminin böylece kendilerini hedef almayacağı düşüncesiyle, bu sırada 5 km irtifada inişe geçmiş bulunan İl-20’yi kendilerine kalkan yapmışlardı.

Konaşenkov’un açıklamasında “kasıtlı bir provokasyon” ifadesi dikkat çekiyor ve “Rusya’nın, İsrail’in eylemini düşmanca olarak değerlendirdiği ve buna denk cevabi eylemlere girişme hakkını saklı tuttuğu”vurgulanıyordu. 

Bununla birlikte “İsrail ordusunun sorumsuzca davrandığı” ve “Rus-İsrail ortaklığının ruhuna uygun davranmadığı” da belirtiliyordu ki, anlaşılan bu, Rusya’nın gerilimi yükseltip yükseltmemeye İsrail’in tavrına göre karar vereceğini gösteriyordu.

Konaşenkov’un basın toplantısından kısa bir süre sonra Şoygu da Liebermann ile telefon görüşmesi yaptığını duyurdu ve bu görüşmenin oldukça sert görünen içeriğini açıkladı. Şoygu burada, “Rus uçağının düşürülmesinin suçunun bütünüyle İsrail’e ait olduğunu” söylemişti.

Putin’in Peskov aracılığıyla yaptığı açıklama bunu takip etti; ne var ki bu ilk açıklamada sadece hayatlarını kaybeden askeri personelin ailelerine başsağlığı dileniyordu.

Günün ilerleyen saatlerinde İsrail’in Moskova’daki elçi yardımcısı (elçi başka bir yerdeydi) Karen Cohen-Gat Rusya dışişlerine çağrıldı. Gazetecilerin çıkışta “Görüşmede tazminat ödenmesi ele alındı mı?” sorusuna karşılık “Yorum yok” cevabı verdi. (Verilen cevaptan ziyade sorunun kendisine dikkat çekmek gerekiyor.) Aşağı yukarı aynı dakikalarda İsrail ordusu da, “Rusya ile aralarında çatışmayı önleme sistemi olduğunu, bu sistemin yıllardır olduğu gibi dün gece de kullanıldığını” iddia etti.

Bu arada Netanyahu ile Putin arasında telefon görüşmesi yapılacağı belli oldu. Gerek İsrail’in, gerek Rusya’nın açıklamalarında, görüşmeyi Netanyahu’nun istediği anlaşılıyordu. 

Aynı dakikalarda “İsrail hükümetinden bir yetkilinin” “İsrail’in Rusya ordu ve hükümetiyle İl-20’nin düşürülmesiyle ilgili devamlı temas halinde olduğunu ve soruşturmanın her aşamasında bilgi vereceğini” söylemesi, Netanyahu’nun ne diyeceğini işaret ediyordu.

Putin ise nihayet akşam saatlerine doğru Orban ile yaptığı görüşmenin ardından basın toplantısında olaya değindi. 

Bu açıklamada üç nokta öne çıktı. İlki, İl-20 hadisesinin Su-24 ile karşılaştırılmaması gerektiği vurgusuydu. Putin şu ifadeleri kullanıyordu: 

“O zaman Türk avcı uçağı bizim uçağımızı kasten düşürmüştü. Burada ise daha ziyade bir dizi tesadüfi trajik olaylar zinciri var, zira İsrail uçağı bizim uçağımızı vurmadı.” 

İkincisi ve bu ilki kadar dikkat çekmeyen, ne var ki en az onun kadar önem taşıyan diğer bir vurgu ise, hadiseyi İsrail tarafından yapılan bir provokasyon olarak tarif eden Savunma Bakanlığı açıklamasının kendi onayıyla yapıldığını belirtmesiydi. 

Üçüncü nokta ise şu sözlerde yatıyordu: “Cevabi eylemlere gelince, bunlar her şeyden önce Suriye Arap Cumhuriyeti’ndeki askeri personelimizin, askeri tesislerimizin güvenliğinin sağlanması için tamamlayıcı tedbirler olacak. Bunlar ayrıca herkesin derhal fark edeceği adımlar olacak.”

Aynı sıralarda Şoygu, bir kez daha kameraların karşısına geçip Liebermann’la görüşmesine değiniyordu: “Bugün İsrailli meslektaşlarımıza, şahsen de ben İsrail savunma bakanına, benzer eylemleri, benzer adımları cevapsız bırakmayacağımızı beyan ettik.” 

Şoygu bu konuşmasında İl-20’nin görevine varıncaya kadar (İdlib deeskalasyon (çatışmasızlık) bölgesinde keşiften dönüyordu) epey ayrıntılı bilgiler verdi. 

Şoygu ayrıca, Suriye hava savunma sisteminin eyleminin meşruiyetini tartışma konusu yapmıyor ve İl-20’nin “Suriye hava savunma sisteminin İsrail hava saldırısına karşı cevabi eyleminin sonucu olarak vurulduğunun” altını çiziyordu. Şoygu, İsrail’i eylemlerinin olası sonuçlarıyla ilgili muhtelif kanallardan defalarca uyardıklarını da belirtiyordu.

Netanyahu’nun Putin ile yaptığı telefon görüşmesine kadar İsrail tarafından sorumluluğu Suriye’ye yıkmaya yönelik tek ciddi açıklama gün ortasında Savunma Bakanlığı tarafından yapılmıştı ve bakanlık, hadiseden ve hayatını kaybedenlerden ötürü “üzüntülerini” bildirirken, suçun İran ve Hizbullah’taolduğunu ileri sürüyordu. 

Bakanlık açıklamasında, Lazkiye’de saldırı düzenledikleri tesisin İran ve Hizbullah’a bırakıldığı, burasının “Yahudi devleti için ölümcül bir tehlike teşkil ettiği” iddia ediliyordu.

Netanyahu ile Putin arasındaki telefon görüşmesinin ardından İsrail başbakanlık ofisinin yaptığı açıklamada ise, Netanyahu’nun olaydan Suriye’yi sorumlu tuttuğunu, Suriye’deki İran ve Hizbullah varlığına karşı adım atmaya devam edeceklerini ve en önemlisi “İl-20 hadisesiyle ilgili bütün verileri Rusya’ya teslim etmeye hazır olduğunu” söylediği yazılıydı. 

Daha geç saatte gelen Kremlin açıklaması ise biraz daha farklıydı. Buna göre İsrail tarafı, “trajedinin özenli soruşturulması için İsrail hava kuvvetlerinin o gün Suriye hava sahasındaki faaliyetleriyle ilgili ayrıntılı bilgi sunmaya söz” vermiş ve bu bilgileri “önümüzdeki günlerde İsrail genelkurmay başkanının Moskova’ya götüreceğini” söylemişti. 

Putin ise “İsrail hava kuvvetlerinin buna benzer operasyonlarının Suriye’nin egemenliğini ihlal ettiğini”hatırlatmış ve “söz konusu olayda tehlikeli durumların önlenmesine yönelik Rus-İsrail uzlaşmasının gözetilmediğini, bunun sonucu olarak Rus uçağının Suriye hava savunmasının ateşi altında kaldığını” belirtmişti. 

Ancak son cümletuhaf bir şekilde yumuşak görünüyordu ve gerilimi tırmandırmama veya bunu kamuoyu karşısında yapmama tavrını gösteriyordu: “Rusya başkanı, İsrail tarafını bundan böyle benzer durumlara izin vermemeye çağırdı.”

Kommersant, İzvestiya, Gazeta.ru, Russkaya Vesna ve Vzglyad. Rusya basınında yorumlar

Kommersant’taki haber-yorumda, İsrail hükümetinin, İsrail’in Suriye’ye yapacağı saldırılara Moskova’nın daha sert yaklaşacağından tedirgin olduğu vurgulanmış. 

Ayrıca Konaşenkov’un açıklamasında çok dikkat çekmemiş olan bir başka noktaya daha vurgu yapılıyor: 

“İsrail uçakları böylelikle bu bölgede bulunangemilerve uçaklar için kasıtlı olarak tehlikeli bir durum yaratmıştır.” Kommersant’ın görüştüğü “durumu yakından bilen biri,” Rusya’nın “gerekli cevap” vermekten neyi kastettiği sorusuna “İsrail uçaklarına saldırı düzenlemenin söz konusu olmadığı”cevabını veriyor ve ekliyor: 

“Daha ziyade, daha önce İsrail’e yardıma hazır oldukları meselelerde gelecekte kesinlikle hareketsiz kalacakları anlamına geliyor.” Bu kişiye göre Rusya, İsrail ile İran ve Hizbullah konusunu görüşmeyi reddedebilir.

Kommersant ayrıca Duma ve senatoda İsrail’in eyleminin “saldırganlık” olarak nitelendiğini ve kimi parlamenterlerin diplomatik ilişkileri kesme, hatta saldırı düzenlemeçağrısı yaptıklarını belirtiyor.

Kommersant, çok sayıda İsrailli yetkiliyle görüşmek istediklerini, ancak bunların da muhtelif gerekçelerle yorum vermekten kaçındıklarını da vurguluyor. Gazetenin haberinde, İsrail ordusundan yapılan açıklamada Suriye hava savunma kuvvetlerinin, İsrail F-16’ları saldırıdan dönmekte iken ağır ve hedef gözetmeksizin ateş açtıklarının belirtildiği vurgulanırken, gazetenin askeri bir kaynağının bunun doğru olabileceği iddiası dile getiriliyor:

 “Suriye kuvvetlerinin atış isabetinin daha yüksek olması arzu edilirdi.” (Suriye’nin elindeki hava savunma sistemlerinin 60’lı yıllardan kalma S-200’ler olduğunu hatırlatmak gerek.)

Gazete, Lazkiye’ye yapılan saldırının sıra dışı bir eylem olduğuna dikkat çekerken, İsrail ordusunun eylül ayı başında düzenlediği bir brifingde 2017 başından beri Suriye’deki 202 hedefe 800 füze ve top saldırısı düzenlediklerini söylediği hatırlatılıyor ve şöyle devam ediyor: 

“Rusya bugüne kadar bu duruma esas itibariyle gözlerini kapadı. Bu siyaset Arap dünyasında çoklarının arasında şüphe doğurmaktaydı, ancak gene de, Rusya’nın Suriye’de kendi oyununu oynadığı düşünülüyordu. 

Ancak uçağın düşürülmesinden sonra Arap sosyal sitelerindeki birçok kullanıcı, Rusya’nın İsraillilere sert bir cevap vereceği beklentilerini ifade ettiler. Arap dünyasındaki tanınmış gazetecilerden biri olan Sami Kleyb ise, bu durumla ilgili Kommersant’a şu yorumu yaptı:

“Rusya’nın askeri bir hatadan ötürü askeri cepheleşmeye girişmesi ihtimali neredeyse yok. Ama Moskova’nın çıkarları açısından İsrail’le görüşmelerde büyük bir siyasi kararlılık gösterilmeli, uyarıda bulunulmalı ve resmi bir özür alınmalı.”

Kommersant yorumunu şu sözlerle bitiriyor: “Bu saldırıdan sonra İsraillilerin önünde, İsrail’in eylemlerine Rusya’nın böyle sakince bakmaya devam edip etmeyeceği sorusu var. İsrail gazetesi Haaretz’e göre, Rusya sert bir tavır göstermeye karar verirse, Suriye hava sahasındaki İsrail’in hareket serbestliğini sınırlar: ‘Bu, İsrail için önemli bir mesele, zira İranlılar bizim hava kuvvetlerimizin verdiği her arayı Lübnan’a silah kaçakçılığını artırmak ve Suriye’deki askeri varlığını desteklemek için kullanmayı hedefleyeceklerdir.’”

İzvestiya’nın yorumunda, Duma Savunma Komitesi Başkanı V. Şamanov’un “Rusya’nın Batı koalisyonundaki ülkeler ve İsrail’le iletişimini iyileştirmesi gerektiği” sözleri dikkat çekiyor. Senato savunma ve güvenlik komitesi üyesi Klintseviç ise, Rusya hava kuvvetlerinin havadan gelen tehditlere karşı kuvvetlendirilmesini gerektiğini söylüyor. 

Anlaşıldığı kadarıyla Rusya’nın Akdeniz’den gelen bir saldırıyı teknik olarak öngörmeyip İsrail’in özel iletişim kanalından önceden haber vermesinin beklenmiş olması, Rusya’da da tartışılıyor. 

Rusya basınında sık sık görüşlerine başvurulan, İsrail’in “Nativ” istihbarat servisi eski başkanı Yakob Kedmi de bu görüşü destekliyor. 

İzvestiya’nın görüşüne başvurduğu hava savunma sistemleri eski komutanı tümgeneral Aleksandr Gorkov, hatanın nasıl meydana geldiğini açıklıyor: 

“F-16 grubu, Rus uçağına olabilecek en yakın mesafeye gelmiş. Hava savunma sistemi yer belirleyicilerinde bütün uçaklar tek bir kalın zincir olarak görünmüş. Suriye S-200’ü ateş açtığında avcı uçakları roket uyarısını almışlar ve dağılmışlar, ateş hattında ise manevra kabiliyeti daha az ve daha görünür durumda bir tek İl-20 kalmış.”Aynı şeye askeri meselelerde daha uzman görünen Gazeta.ru da dikkat çekiyor.

Gazete ayrıca, Rusya Soruşturma Komitesinin (SK) İl-20 hadisesiyle ilgili adli soruşturma açtığını da duyuruyor. Buna göre olayın meydana geldiği yerde Savunma Bakanlığı temsilcileriyle birlikte Rusya SK dedektifleri ve kriminalistleri de çalışıyor.

Gazeta.ru, İl-20’de 15 askeri personelin bulunmasını değerlendiriyor ve bir keşif uçağı için bu sayının normal olduğunu açıklıyor. Gazeta.ru’ya göre İl-20’nin muadili sayılabilecek Amerikan RC-135 keşif uçağında 3-4 pilot ve 12-16 operatör bulunuyor.

Russkaya Vesna, İsrail basınından haberlere yer vermiş. Haaretz’de yayınlanan bir makaleye göre “bu hadise kısmen, İsrail tarafının kasten geç bilgi vermesi yüzünden provoke edilmiş olabilir.” 

Gazeteye göre İsrail’in her halükârda yakın gelecekte Suriye’deki hava faaliyetlerini sınırlaması gerekecek. Jerusalem Post ise, Moskova’nın üslubundaki sertleşmeye dikkat çekiyor. Jerusalem Post’a göre İsrail hava kuvvetlerinin Suriye hava savunmasını şaşırtmak için bilerek böyle bir askeri “kurnazlığa” başvurmuş oldukları iddiası, Rusya’ya olaydan sadece bir dakika önce haber verildiğine göre anlamsız değil. 

Gazeteye göre bu trajedi İsrail için büyük bir problem teşkil edecek ve Rusya, hadisenin bir hata değil, İsrail’in Suriye’deki hava saldırılarının doğrudan bir sonucu olduğunu “kavratacak”. Russkaya Vesna, Yediot Ahronot gazetesinin görüşlerine de yer veriyor; bu gazeteye göre İsrail’in kasten böyle bir provokasyona giriştiği iddiasını temelsiz ve olaydan ötürü Suriye’yi suçlamak gerekiyor. Gazete, İsrail’in bölgedeki hava hareketlerini güçleştirecek S-300 sistemleriyle ilgili söylentileri ise tehlikeli olarak niteliyor.

Vzglyadise daha doğrudan bir makale yayınlamış. “İsrail hava kuvvetlerinin, Suriye’de İl-20’nin düşmesiyle 15 Rus askeri personelinin hayatına mal olan provokasyonu Rusya-İsrail ilişkilerinde karşılığını bulmadan duramaz. 

Özellikle de İsrail’in Suriye’deki faaliyetlerini ilgilendirdiği ölçüde,” sözleriyle başlayan makale, Pyotr Akopovimzasını taşıyor. Akopov’un bölgeyle ilgili daha önce de dikkat çekici gözlemleri olduğunu hatırlatmakta fayda var. Akopov, İsrail ordusunun ve Netanyahu’nun ofisinin açıklamalarını hatırlatarak, “Yani İsrail kendi sorumluluğunu kabul etmeyi, hatta olaydan ötürü özür dilemeyi reddediyor,”diyor. Duma ve senatoda İsrail’le diplomatik ilişkileri kesmeye varan öneriler yapıldığına değinen Akopov, “Rusya, İsrail’le ilişkileri koparmayacak, ama İl-20’nin düşürülmesinin sonuçları muhakkak olacak,”diye ekliyor ve soruyor: “Rusya’nın İsrail’den ne ihtiyacı var, İsrail’in Rusya’dan ne ihtiyacı var?”

İsrail’in SSCB ve Rusya ile ilişkilerini kısaca özetleyen Akopov, son yıllarda Netanyahu’nun Washington’dan çok Moskova’ya gelip gittiğini hatırlatıyor. Ancak bunun ABD ile “yıkılmaz bir blok” teşkil etmekten vazgeçmek anlamına gelmediğini vurguluyor. 

İsrail’in Suriye’deki hava saldırılarına değinen yazar şöyle diyor: “Şüphesiz böyle bir şeye ancak, Suriye hükümetinin kendi ülke toprakları ve sınırları üzerinde kontrolünün bulunmadığı genel bir kaos ortamında tahammül edilebilir; ve yine şüphesiz, Suriye devleti yeniden tesis edilir edilmez İsrail’in ya saldırgan hareketlerinden vazgeçmesi gerekecek, ya da cevabi saldırılarla karşılaşacak.”

“Ama, İsrail’in Suriye’yi vurmasına imkân sağlayan bir faktör daha var ki, en önemlisi bu. Rusya, İsrail’in eylemlerine tahammül etmek zorunda, çünkü Suriye’de Esad karşıtı güçlerin dağıtılması yönündeki operasyonlarımızın başarısı, ancak ilgili üç başlıca dış gücün menfaatlerini dikkate alarak ve bunlarla koordinasyon içinde mümkün. 

Yani Türkiye, İran ve İsrail. Rusya bunların menfaatlerini dengeliyor, çünkü bizim operasyonlarımız son derece sınırlı kuvvetlerle, esas itibariyle de hava kuvvetleriyle yürüyor; Suriye’de (varlıkları durumunda Türkiye ve İsrail’in iddialarını görmezden gelmeyi gerektirecek) geniş çaplı ordu birlikleri yerleştirmeye de kesinlikle niyetli değiliz.”

“Ama Rusya’nın, İsrail’in Suriye topraklarındaki şu ya da bu hedefe saldırılarına ancak şimdilik, geçici olarak izin vermiş olması, Tel Aviv’de geçici bir istisna değil, bir zaruret olarak anlaşılmış,”diyen Akopov, son F-16 saldırısının ve İl-20 provokasyonunun bunun sonucu olduğunu belirtiyor ve İsrail’in saldırıları mazur göstermeye yönelik açıklamalarının onu kesinlikle haklı çıkarmayacağına dikkat çekiyor. 

Zira Rusya, Hizbullah’ı terör örgütü saymıyor; Hizbullah, Lübnan nüfusunun yüzde 40’ının çıkarlarını temsil eden, Lübnan Şiilerinin (esas itibariyle devlet içinde devlet olan) siyasi ve askeri örgütü. Hizbullah birliklerinin Suriye’de tamamen yasal olarak bulunduklarını vurgulayan yazar, “Levant”ın Suriye ve Lübnan olarak bölünmesinin de fazlasıyla konvansiyonel olduğunu belirtiyor. Akopov, “Hizbullah, İsrail için bir tehdit mi?” diye sorduktan sonra şu cevabı veriyor: “Ancak İsrail’in Hizbullah, yani (son defa 2006’da saldırdığı) Lübnan için bir tehdit olması ölçüsünde, Hizbullah da İsrail için bir tehdit.”

İsrail’in güçlü komşulara ihtiyacı yok,” sözleriyle devam eden makale, onun komşularını zayıf düşürmek için her şeyi yaptığını belirtiyor: “Suriye’deki savaş İsrail için kârlıydı, çünkü Filistin topraklarını gasp ettiği, doğu Kudüs’ü işgal ettiği için ona affetmeyen Araplar kendilerini yok etmekle meşguldüler.”

Makale şu sözlerle sona eriyor:

“Ama savaş, Rusya sayesinde sona yaklaşıyor; İsrail’in de barışa benzer bir şey şansını hakikaten korumak istiyorsa, komşu ülkelerin toprak bütünlüğü ve egemenliğini gözetmek zorunda olduğu fikrine alışması gerekiyor. Ve başlangıç olarak da İsrail sınırından beş yüz kilometre uzaktaki, Suriye’nin deniz kıyısı vilayeti Lazkiye’deki hedeflere saldırı düzenlemeyi bırakmak zorunda. Kaldı ki, Rusya’nın Himeymim askeri üssü de burada — Vladimir Putin, buranın savunması için ‘herkesin fark edeceği’ tedbirlerin alınacağına söz verdi.”

 

*Hazal Yalın. Çoğunluğu klasik Rus edebiyatından kırka yakın çevirisi var. Aralarında Tolstoy, Dostoyevski, Saltıkov-Şçedrin, Gogol, Turgenyev, Puşkin, Zamyatin, Kuprin, Gonçarov, Leskov, Grin, Zoşçenko, Strugatski Kardeşler gibi yazarların bulunduğu çeviriler, Kitap, İthaki, Helikopter, Remzi gibi yayınevlerinde yayınlanıyor