Rusya ve İran, durumlarına uyacak şekilde özgün caydırıcılık yolları inşa ettiler.
YDH- Amerika’dan yayın yapan Moon of Alabama sitesi, Amerika ve müttefiklerinin İran ve Rusya karşısındaki başarısızlıklarını yazdı.
***
Rusya ve İran, son birkaç on yılda ABD ve müttefiklerinden gelen ve giderek artan tehditlere karşı kendilerini korumak için ihtiyaç duydukları aygıtları geliştirmek durumunda kaldılar.
İki ülke de durumlarına uyacak şekilde özgün caydırıcılık yolları inşa ettiler.
Ne ABD ne de müttefikleri bu gelişmelere kendi stratejileri veya askeri aygıtlarını karşı etkide bulunacak nitelikte geliştiremediler.
Sadece son dönemde ABD hakiki duruma uyandı. Petrol ihraç kapasitesinin yarısını kaybeden Suudi Arabistan da sonunda uyanmış olabilir. ABD'nin pek çok müttefiki hala uyumakta.
NATO Doğu Avrupa'ya doğru genişlediğinde ve ABD Anti-Balistik Füze anlaşmasını terk ettiğinde Rusya, ABD'yi kendisine saldırmaktan caydırmak için karşı önlemler geliştireceğini duyurmuştu.
On yıl sonra Rusya bu sözünü yerine getirdi.
Rusya ABD'nin kurduğu balistik füze savunmasını yenebilecek bir dizi yeni silah geliştirdi.
Aynı zamanda kendi hava ve füze savunmasına olduğu kadar radar ile elektronik karşı önlemlerine de önem verdi. O kadar ki bir Amerikalı general bu durumu 'acı verici' diye niteledi.
Bütün bunlar Putin'in Trump'a Rus hipersonik füzeleri önererek 'trollemesini' mümkün kıldı. Daha önce analizini yaptığımız üzere:
Trump ABD'nin kendi hipersonik silahlarını yaptığını iddia ederken yanılıyor. ABD bazı gelişmeler kaydetmiş olsa da hiç birisi 2022'den önce ve belki de daha da sonrasına kadar hazır olmayacak.
Hipersonik silahlar Sovyet/Rus buluşu. Rusya'nın şimdi sahip olup hizmete sundukları üçüncü nesil. ABD'nin bu tarz geliştirdiği füzeler Rusya'nınkilerin en az iki nesil geride.
Rusya radarının hayalet uçağını 'görebildiği', 1999'da Yugoslavya ordu birliğinin ABD'ye ait ‘F-117 Gece Şahini’ hayalet uçağını vurmasından bu yana biliniyor.
Rusya'nın hava ve füze savunması Suriye'de insansız hava araçları kadar güdümlü füzeli saldırıları da yenebileceğini kanıtladı. Suudi Arabistan'daki ABD yapımı hava ve füze savunması ise Husi güçlerinin kendisine karşı ilkel füzelerini bile vurmakta başarısız.
Türk ve İranlı mevkidaşlarıyla Ankara'daki basın toplantısı sırasında Putin, Suudi Arabistan'ı da Trump'a yaptığının benzeri bir öneriyle 'trolledi':
Soru: Rusya, Suudi Arabistan'a yardım edecek yahut altyapısını güçlendirmesine destek olacak mı?
Putin: Suudi Arabistan’a yardım konusuna gelince, Kur’an-ı Kerim’de nefsi müdafaa dışında herhangi bir şiddet türünün kabul edilemez olduğu belirtiliyor. Bu nedenle kendi halkını, kendi ülkesini koruması için Suudi Arabistan yönetimine gerekli yardımı yapmaya hazırız, Suudi Arabistan’ın siyasi yönetiminin tek yapması gereken ise, zamanında Rusya’dan S-300 sistemlerini satın alan İran yönetimi ya da en yeni S-400 Triumph sistemlerini satın alan Cumhurbaşkanı (Erdoğan) gibi devlet olarak bilge bir karar alması. Bu sistemler Suudi Arabistan’ın altyapısına ait her türlü tesisi güvenilir bir biçimde koruma sunar.
Ruhani: Peki o zaman S-300 mü yoksa S-400 mü almaları daha iyi olur?
Putin: Karar vermek onlara kalmış.
Erdoğan, Ruhani ve Putin bu teati üzerinden gülüştüler.
ABD silahları almak zorunda olan ABD müttefikleri tıpkı ABD'nin kendisininkine benzer bir savunma yatırım stratejisi izlediler.
Çoğunlukla saldırı savaşları için kullanılan savaş sistemleri satın aldılar; fakat düşmanları karşılık vermeye yönelik yetkinliğe erişmişken, savunma silahları sistemlerine yatırım yapmadılar.
Bu yüzden Suudi Arabistan'ın 350'den fazla modern savaş uçağı var fakat sadece tarihi 1970'lere uzanan ve göreceli olarak pek az orta ve uzun menzilli hava savunma sistemlerine sahip.
Suudi hava savunması sadece belli ekonomik ve sosyal merkezleri koruyabilir. Sınırlarının çoğu ve askeri üsleri korunmasız.
Stratejik SAM varlığı topraklarının geniş bölümünü korunmasız bırakıyor. Bu bölgeleri savunmak için savaş uçakları devreye sokulabilecekken, yabancı bir saldırgan karşısında sayısız zaafiyet ortaya çıkıyor.
Daha da ötesi var olan koruma tek yönlü. ABD yapımı PAC-2 ve PAC-3 sistemleri ancak bir yarım daireyi koruyabilecek nitelikte.
Bu sistemler sektör savunması yapıyor, radarları dönemiyor. Sadece 120 derecelik bir yayı görebiliyor.
Suudilerin durumunda bu radarlar doğuya, sadece en olası saldırı ekseni olarak görülen İran'a yönelmiş durumda.
Bu da Abkayk'taki ham petrol işleme tesisini başka herhangi bir yönden gelebilecek bütün saldırılara karşı tamamıyla savunmasız kılıyor.
Ne Suudi Arabistan ne de ABD saldırının hakikaten nereden geldiğini biliyorlar.
Rusya'nın Suriye'deki Hmeymim üssüne yönelik ABD'nin yönelttiği İHA'lı saldırılardaki deneyimi, kısa menzilli hava savunması ve elektronik karşı önlemlerin ağır İHA ve güdümlü füzeli saldırılarda en iyi savunma önlemleri olduğunu gösterdi.
Suudi Arabistan'ın ise İHA'lara yahut güdümlü füzelere karşı kısa menzilli hava savunması yok.
Çünkü ABD'nin böylesi sistemleri yok. Ayrıca sofistike elektronik karşı önlemleri de yok çünkü ABD bunları tedarik edemiyor.
Suudilerin ihtiyaç duydukları Rusya'nın Pantsir-S1 kısa menzilli hava savunması ve Krasukha-4 elektronik savaş sistemi.
Ruslar bunlardan en azından ilkini sunabilir. Fakat ABD Suudilerin bunları satın almasına izin verir mi?
Suudi Arabistan, ABD gibi karşıtlarını asla ciddiye almadı. Yemen'i paramparça edecek şekildi bombaladı ve asla yanıt verileceğini beklemedi.
Uzun süre ABD'nin İran'a karşı savaş yürüteceğine güvendi ve kendisini İran'ın karşı harekatından korumak için pek az önlem aldı.
Ağustos ayında Yemen'den gelen uzun menzilli saldırıdan sonra Husilerin füzelerinin menzillerinin geliştirilmiş olduğu bir uyarıydı. Suudi Arabistan bu uyarıyı görmezden geldi ve petrol gelirinin yarısının geldiği Abkayk'ı korumak için hiçbir önlem almadı.
Buna karşılık İran tıpkı Rusya'nın yaptığı gibi silahlarını asimetrik stratejide geliştirdi.
İran'ın modern bir hava gücü yok. İhtiyacı da yok çünkü saldırgan değil.
ABD ve Suudi Arabistan'ı, Ortadoğu'daki hasımlarını caydırmak için uzun süredir başka yollar buldu.
Geniş miktarda orta menzilli balistik füzeleri ve kısa ve orta menzilli İHA'larla güdümlü füzeleri var.
2000 kilometre menzilinde herhangi bir ekonomik ve askeri hedefi vurabilir.
Aynı zamanda kendi hava savunmasını yakın zamanda yaptığı gibi pahalı ABD İHA'larını vurabilecek şekilde yaptı.
Devrim Muhafızları'nın Hava-Uzay Kuvvetleri Komutanı General Amir Ali Hacızade, bunun nasıl yapıldığını açıklamıştı.
İran diğer ülkelerde kendisine dost nüfus grupları ile ilişkiler geliştirdi, gerekli savunma önlemleri için onları eğitip, ekipman sağladı.
Bunlar Lübnan'da Hizbullah, Suriye'de çeşitli gruplar, Irak'ta Haşdi Şaabi, Yemen'de Husiler ve Gazze'de İslami Cihad.
Bu grupların hiçbirisi tam olarak İran'ın vekil güçleri değil. Kendi yerel politik düzlemleri var ve büyük ortak İran ile anlaşmazlığa düştükleri zamanlar var. Fakat bir ihtiyaç doğduğunda İran'ın yararına harekete geçmeye de istekliler.
İran kendi kullandıklarından farklılaşacak şekilde müttefikleri için bir dizi silah sistemleri geliştirdi.
Bu durum ortaklarının da kendi silahlarını inşa etmelerini mümkün kılıyor. Yemen'deki Husilerin kullandıkları İHA'lar ve güdümlü füzeler İran'ın kendi güçleri için kullandıklarından farklı.
Böylelikle İran Abkayk'a yönelik olan gibi bir saldırı olduğunda ikna edici inkara başvurabilir.
İran Yemen'deki müttefiklerine 1500 kilometre menzilli İHA'lar sağladığı gibi Lübnan, Suriye ve Irak ile başka yerlerdekilere de benzeri erişimi sağladı.
Suudiler uzun müddet İran'ın karşı stratejisini değerlendirmekte başarısız oldular, tıpkı ABD'nin Rusya'nınkini değerlendirmekte başarısız olduğu gibi.
İki ülke de agresif stratejilerini değiştirmek zorunda kalacak. İkisi de hakiki savunma aygıtlarını yeniden geliştirmek zorunda kalacak.
Çeviri: YDH