İsrail medyası, Siyonist yerleşimcilerin Kudüs’te düzenledikleri “bayrak yürüyüşü” adlı ırkçı gösteriyle ilgili ilginç değerlendirmelerde bulundu.
YDH- 1948’de işgal edilen topraklarda yaşana Filistinlilerin yayın organı olan Arab 48 adlı haber ajansı, İbranice yayın yapan medyadaki İsrailli analistlerin dün Kudüs’te yapılan “bayrak yürüyüşü” adlı ırkçı gösteriyle ilgili değerlendirmelerini derledi. Haberde şu ifadelere yer verildi:
“İsrailli analistler, işgal altındaki Kudüs’te dün yaşanan gelişmelerin hiçbir şekilde İsrail’in Kudüs’teki egemenliğini göstermediğini söyledi. İsrailli analistlere göre de dün yaşananlar, güvenlik güçlerinin yerleşimcilerle birlikte yer aldığı kışkırtıcı bir gösteriden ibaretti. Bu, İsrail polisinin ve güvenlik güçlerinin sayesinde yapılan bir yürüyüştü. Güvenlik şemsiyesi olmaksızın hiçbir yerleşimci hele de İsrail bayraklarıyla o güzergahta yürüme cesareti gösteremezdi ve gösteremiyor.”
“Bayrak Yürüyüşü” Kudüs’ün tek parça halinde İsrail egemenliğinde olmadığını gösterdi
Yediot Aharonot muhabiri Amihay Atali, şöyle dedi: “Jarusalem, gerçekte tak parça değil. Sadece başında kippa olanlar (Yahudi erkeklerin dini bir sembol olarak başlarına taktıkları takke) bunun kutlamasını yapıyor. İzin verirseniz onlara bir bakalım: Onlar normal bir günde tek başlarına Kudüs’ü ele geçiren paraşütçülerin güzergahından Agusta ve Viktoria’dan Bab el-Isbat’a ve tapınak dağına (Mescid-i Aksa) yürümeye cesaret edemezler. Hatta dünyadaki hiçbir Yahudi bu iişi yapmaya cesaret edemez. Bu güzergahtan İsrail bayrağıyla yürümek kesin olarak intihardır.”
“Baydak Yürüyüşünün hiçbir değeri yok”
İsrailli Gazeteci Amihay Atali, ırkçı İsrail rejimi silahlı güçlerinin himayesi altında yapılan kışkırtıcı gösteriyle ilgili sözlerine şöyle devam etti:
“Bayrak yürüyüşünün hiçbir değeri yok. Dün gece bayraklar toplandıktan sonra hiç kimse tek başına buna benzer bir yürüyüşü yapmayı düşünmedi. Kendimize yalan söylemekten vazgeçmeliyiz. Naftali Bennet döneminde Kudüs’te bizim için herhangi bir hakimiyet oluşmuş değil. Netanyahu, Olmert, Şaron gibi ondan önceki başbakanlar döneminde de Kudüs’te bizim için bir hakimiyet söz konusu değildi. Karar verme cesareti olmayan liderler sebebiyle Kudüs hiçbir zaman tek parça olmadı.”
Haaretz gazetesi askeri analisti Amos Harel de “Bayrak Yürüyüşü” ile ilgili olarak şunları söyledi:
“Dün aşırı sağcı aktivistlerin tüm çabalarına rağmen Kudüs’ün kadim bölgesindeki bayrak yürüyüşü İsrail’le Filistinliler arasında hala bir savaş alevlendirmedi. Bunun yerine biz bir grup ırkçı tezahüre ve Yahudilerle Araplar arasında şiddete ve genel kamuoyundaki tiksinti duygusuna şahit olduk. Geçen yıl yapılan bayrak yürüyüşü ile bu yıl yapılan yürüyüş arasındaki tek fark, Hamas’ın Mescid-i Aksa’yı savunmak için füzelerle cevap vermemesi oldu. Nitekim İsrail askeri istihbaratı, son dönemde yaptığı değerlendirmeye göre Hamas şu dönemde Gazze’de doğrudan bir askeri çatışma istemiyor. Şu an Gazze’de yeniden yapılanma göreceli olarak gelişirken Hamas için yeni bir askeri çatışmaya girmek kolay değil. Büyük bir ihtimalle Mısırlı istihbaratçıların arabuluculuk çabaları, sonuç verdi. Hamas, kendini tutmaya devam ederek onun mükafatını kazanmayı bekliyor.”
Irkçı gösteriye Naftali Bennett neden destek verdi?
Amos Harel, ırkçı İsrail rejimi başbakanı Naftali Bennett’in “Bayrak Yürüyüşü” adlı bu kışkırtıcı gösteriye neden destek verdiği konusunda da şunları söyledi.
“Netanyahu hükümeti, geçen yıl Hamas’ın füze saldırısı yapacağına ihtimal verdiği için bayrak yürüyüşünün güzergahını değiştirdi. Ama Bennett hükümeti bu yıl farklı bir tavır sergiledi ve bize “hakimiyet”ten “ulusalcılıktan” ve “ebedi başkent”ten bahsetti. Ancak gerçek şu ki bu tamamen iç politikaya yönelik. Başbakan, özellikle de kendi partisindeki sağcıların yoğun baskısı altında. Onun yürüyüş güzergahını değiştirmesi ve katılımcıların sayısını sınırlandırması, onun koalisyonunda başka bir krize neden olabilir ve meclisteki çoğunluğunu kaybedebilirdi.”