Ebu Ubeyde’den Direniş Ekseni’ne teşekkür

img
Ebu Ubeyde’den Direniş Ekseni’ne teşekkür YDH

İzzeddin el-Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde, dün gece yaptığı açıklamada Direniş Ekseni güçlerine teşekkür etti.




YDH- Filistin halkına, Filistinli savaşçılara, onlara destek veren diğer savaşçılara ve dünyadaki tüm özgür insanlara selam göndererek sözlerine başlayan Ebu Ubeyde, yapmış olduğu konuşmada şunları söyledi:

“Aksa Tufanı Savaşı’nın kırk sekizinci gününde Allah’ın inayeti ve yardımıyla mücahitlerimiz zalim düşmanın acımasız saldırılarına karşı bulundukları her yerden karşı koymaya devam ediyor. 

Kara harekâtının başlamasından buyana yüce Allah’ın yardımıyla Siyonistlere ait 335 askeri aracı imha ettik. Bunları tanksavarlarla veya fedai eylemlerle vurduk. Sadece son 72 saatte Litvam, Cibaliya, Beyt Hanun, Şeyh Rıdvan ve Zeytun bölgelerinde 33 askeri araç vuruldu. Bunların sonucunda askeri araçların bazıları tamamen bazıları da kısmen tahrip edildi. Hedef alınan araçlar personel taşıyıcı araçlar, tanklar, buldozerler ve kepçelerden oluşmaktaydı.”

Ebu Ubeyde bu genel bilgilendirme sonrası, yakın zamanda gerçekleşen operasyonları ayrıntılarıyla tek tek anlattı. 

Daha sonra, savaşın 48. gününe gelindiğini ve bu yüzden de özellikle bazı hususları tekrar etmek istediğini belirterek şunları söyledi:

“Birincisi: Mücahitlerimizin savaş meydanındaki kahramanlığı dünyadaki her özgür insan için bir iftihardır. Herhangi bir dini değeri ve savaş ahlakını tanımayan, hiçbir ayırım yapmadan saldıran bir güçle savaşıyoruz. Öyle bir güç ki, rastgele öldürmek dışında hiçbir şey bilmiyor. Düşman hızlı bir şekilde zafer ilan etme peşindedir. Böyle bir planı olduğu için kara harekâtını hiçbir ayırım gözetmeden her şeyi yıkma, yakma ve öldürme temelinde sürdürüyor. 

Tüm vahşetiyle sivillere yönelik uyguladığı ve tüm dünyanın izlediği katliamlar da bunun örneğidir. Onun bu (katliam) projesini başarısızlığa uğrattık ve Allah’ın yardımıyla uğratmaya devam edeceğiz. Mücahitlerimiz mevzilerinde kararlılık içinde nöbetlerine devam etmekte. Mücahitlerimiz bu hızlı zafer planını da darmadağın etti ve etmeye devam ediyor. Kimi mücahidimiz 30 günden beri mevzilerde hazır beklemekteler. İşte bunun için mücahitlerimiz, her an, her yerde düşmanın beklemediği yerde ve şekilde karşısına çıkmaktadır.   

İkincisi: Düşman gerçek kayıplarını gizlemeye devam ediyor.  Onun gizlediğini biz biliyor ve görüyoruz. Askerlerinin değil canlarını, cesetlerini bile kurtarmakta zorlandıklarına sahada tanık oluyoruz. Savaştaki işaretler gösteriyor ki, düşman bu savaşa hazır değil ve akıbetlerinin farkında değil. Mücahitlerimizin sahadaki gözlemi de yine düşman askerlerinin, istemeden dahil edildikleri bu savaşa hazır olmadıklarını gösteriyor.  

Üçüncüsü: Düşman, savaşı uzatmak istemesinin sebebi, birtakım askeri hedefler değil, halkımızı topluca cezalandırmak istemesinden kaynaklanıyor. Öyleyse biz her ne olursa olsun ve savaş ne kadar sürerse sürsün Allah’ın izniyle düşmanla savaşmaya hazır olduğumuzu yineliyoruz. 

Düşmanımıza ve arkasında durup vehim ve hayal içinde direnişimizin kırılmasını umanlara düşen şey kendilerini boşa kandırmamalarıdır. Biz hak talep ediyoruz ve özgürlük savaşçılarıyız. Olmayan serapları aramak yerine halkımızın haklarını gasp etmekten vazgeçsin. Çocuklarımıza, halkımız ve mukaddesatımıza yönelik saldırılarını sonlandırsın.  

Siyonistlerin şimdi kabul ettiği ateşkesi kara saldırısından önce biz önermiştik

Dördüncüsü: Düşmanın kabul ettiği ateşkes, Siyonistlerin kara harekâtından da önce bizim önerdiğimiz ateşkesti. Fakat düşman kabul etmiyordu. Çünkü kendisi tutukluları zorla kurtarabileceğine inanıyordu. Bizler ise daha önceden söyledik, şimdi de söylüyoruz: Düşman esirlerini kurtarmanın tek yolu esir takasıdır. Düşmanın bu kara harekâtında sadece katliam, yıkım elde etmiş ve hem kendi askerlerinden, hem elimizdeki esirlerinden daha çok kişiyi öldürmüştür.”   

Beşincisi: İşgal altındaki Batı Şeria’daki halkımızı selamlıyoruz. Onlar gaspçı düşmanla saldırmakta öndeler. Ve ümmetimizin kuvvetlerini selamlıyoruz. Onlar halkımızı ve mücahitlerimizi desteklemek için sahada birçok cepheden doğrudan ve düşmana acı veren fiili bir şekilde harekete geçtiler. 

Yemen

Özellikle Yemen’deki kardeşlerimizi zikretmek istiyoruz. Yemen Araplığın ve İslam’ın Yemen’idir. Halkımızın haykırışları ve direnişimizin nidaları onları harekete geçirdi.Araplık bilinci ve vadettikleri ayaklanışlarıyla ayaklandılar! Coğrafi zincirleri kırarak Gazze’ye yardım ettiler ve ısrarla cesaretle etmeye devam edecekler. 

Lübnan

Aynı şekilde Lübnan’daki kardeşlerimiz de öyle. Onlar da eylemlerini gittikçe tırmandırıyorlar. Kuzey cephesinden işgalciyi muhasara ediyorlar. Onu şaşkına çevirip kalelerini (güvenli mevzilerini) yıkıyorlar. 

Irak

Özgür Irak’taki kardeşlerimiz, tüm cephelerinde ümmetin düşmanını vurmak, onun direncini kırmak ve ona acı vermek için çaba sarf ediyorlar ve etmeye devam edecekler. O halde biz de bu cepheleri selamlıyoruz. Ki onlar sözlü dayanışmaktan öteye geçtiler ve harekete geçmek dışında her şeyi reddettiler! 

Batı Şeria

Batı Şeria’nın her yerindeki kahramanlarımızdan ve direniş cephelerinden düşmanla çatışmayı tırmandırmaya çağırıyoruz. Düşmanla çatışmayı Filistin’in tarihi sınırları içindeki tüm bölgelere taşımalarını çağırıyoruz. 

Ürdün

Özellikle Ürdün’deki kardeşlerimizi, toplu kitlesel ve direnişçi her türlü eylemleri yükseltmeye davet ediyoruz. Siz Ürdün’deki halkımız! İşgalcinin kâbususunuz. Düşman sizin hareket etmenizden korkuyor, sizi davanızdan izole etmek için çalışıyor ve buna ilgisiz kalmanızı temenni ediyor.” 

Dünya özgürlükçüleri

Dünyanın tüm özgür insanlarını düşmanı ve onun maslahatının olduğu her yerde onu sıkıştıramaya davet ediyoruz. 

Son olarak mübarek halkımız, buradan, izzetli Gazze’den bu destansı sebat ve kararlılığınızdan dolayı sizi selamlıyoruz. Bu, dünyadaki her özgür insan için bir model oluşturan bir sebat ve kararlılıktır. Aynı zamanda halkımızın davasına olan derin inancını yansıtıyor. Tüm elem ve acılara rağmen, Siyonist-Nazi saldırılarına ve kıyımlarına rağmen daha önce yaşanmamış bir sebat gösteriyorsunuz kutsal topraklarınızda. Halkımızın bir parçası olarak biz de halkımızın acısını paylaşıyoruz. Biz sizinleyiz ve sizdeniz. Şerefimiz, namusumuz için savaşıyoruz. Tüm kitaplarda melun olan ve özgür tüm topraklardan kovulmuş olan bu düşmana karşı savaşıyoruz. Öyleyse diyoruz ki; “Her zorlukla birlikte bir kolaylık vardır”, “Allah’ın yardımı yakın değil mi.”