“Filistin davasını ihmal etmekten korktuğumuz kadar hiçbir tarafın tepkisinden de korkmuyoruz.” diyen Muhammed Abdusselam, uluslararası deniz yollarının da güvenli olduğunu söyledi.
YDH- Yemen Ulusal Müzakere Heyeti Başkanı Muhammed Abdusselam, Kızıldeniz ve Arap Denizi’ndeki uluslararası koridorların güvenli ve istikrarlı olduğunu ve Kızıldeniz'den her gün yüzlerce geminin geçtiğini belirtti.
El-Mesire’nin haberine göre, Euronews’e konuşan Abdusselam, ABD’nin Kızıldeniz'de deniz koalisyonu ilanını yorumlayarak, Kızıldeniz'deki Amerikan koalisyonunun yalnızca İsrail’i koruyacağını belirtti.
“Bu koalisyon, dünyaya Kızıldeniz ve Umman Denizi'nde tehlike olduğu algısını yaymayı başaramadı.” diyen Abdusselam sözlerine şöyle devam etti:
"Sanaa, yalnızca İsrail gemilerinin, İsrail’e giden gemilerin veya bu rejimle ilişkisi olan gemilerin hedef alındığını, dünyanın geri kalan gemilerinin istisnasız hedef alınmadığını açıkça duyurdu. Her gün yüzlerce geminin Kızıldeniz ve Umman Denizi'nden geçmesi gerçeğinin de gösterdiği gibi, uluslararası hatlar güvenli ve istikrarlıdır.”
İspanya, Fransa ve İtalya gibi bazı ülkelerin Amerikan koalisyonundan çekilmesiyle ilgili olarak Abdusselam, “Bu koalisyonda yaşanan kafa karışıklığı ve etkileşim eksikliği, ne ahlaki ne de hukuki açıdan kabul edilebilir bir meşruiyet eksikliğinin sonucudur. Bu ülkeler, gemilerinin Kızıldeniz'i her gün geçtiğini biliyor. Yemen Donanması tüm gemilerle günlük olarak iletişim halinde.” dedi.
Yemenli yetkili açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Amerika'nın bazı şirketlere Kızıldeniz'den geçmemeleri yönünde baskı yapma girişimi, dünyadaki bazı ülkelere bu ittifaka girmeleri ve İsrail’i korumaları için şantaj yapma girişimidir. Kızıldeniz güvende ve İsrail gemileri dışındaki gemiler için Bab’ul Mendeb de güvende.
Kızıldeniz'de bulunmadığını teyit eden birçok ülkeyle temaslarımız var. Bu koalisyon içerisinde adı geçen ülkeler var ki, iki denizde sadece kendi gemileriyle bir tür koordinasyon koruma görevi yapan bazı savaş gemileriyle iletişim ve koordinasyon sağlamak amacıyla bulunacaklarını bize bildirdiler.
Yemen'deki liderlik ve Yemen halkı, bu milletin dini, ahlaki, insani, vatansever ve milli ilkelerine dayanarak Siyonist rejimi denizden kuşatma adımını attı. Sanaa bunun sonuçlarının olduğunun farkında. Ancak en tehlikeli sonuç Filistin davasının göz ardı edilmesidir.
Filistin davasını ihmal etmekten korktuğumuz kadar hiçbir tarafın tepkisinden de korkmuyoruz.
Yemen kuşatmasının düşman rejim üzerindeki etkileri, Amerika'nın açıklamaları ve İsrail liderlerinin açıklamalarıyla görülmeye başlandı. Düşman rejiminde tüketim malzemeleri azalmaya başladı ve fiyatlarda artış var. Buna, yüksek ulaşım maliyeti, deniz sigortası ve gemilerin Ümit Burnu'ndan geçişi de ekleniyor.
Yemen baskısının etkilerini bizimle yaptığımız görüşmelerde, Yemen'in taleplerine karşılık Gazze Şeridi'ne yardım götürülmesinin mümkün olduğuna dair bize gönderilen mesajlarda hissediyoruz. Umman'daki kardeşler Filistin'e yardım götürmek ve bir tür insani çözüm bulmak için çabaladılar.
Yemen, tam zafer elde edilene ve Gazze Şeridi'ndeki ablukanın sona erdirilmesi hedeflerine ulaşılana kadar bu savaşta Filistin halkının yanında yer alacaktır. Sanaa'nın rolü Aksa Tufanı Savaşı’yla sınırlı kalmayacak, Yemen sonuna kadar Filistin davasının yanında yer alacak.”