Filistin ile İsrail rejimi arasındaki savaş 100.gününü doldururken, Filistinlilerin elindeki rehinelerin yakınları İsrail rejimi hükümetini ve ordusunu suçluyor.
YDH- Haaretz sitesinde yer alan habere göre, 7 Ekim’de gerçekleşen Aksa Tufanı operasyonunda işgal altındaki Filistin topraklarından Gazze’ye getirilen İsrail rejimi ordusu askerlerinden ve diğer yerleşimcilerden oluşan rehinelerin kurtarılması için Filistinlilerle acilen müzakere talep eden rehine yakınları on binlerce kişinin katıldığı bir gösteri gerçekleştirdi.
Göstericiler Tel-Aviv’in merkezindeki meydana “Rehineler Meydanı” adını vererek, 24 saat süren bir eylem sergilediler. Gün içinde yüzlerce kişiden on binlerce kişiye kadar ulaşan kalabalığa daha evvel serbest bırakılan bazı rehineler, İsrail rejimi cumhurbaşkanı, muhalefet lideri Yair Lapid ve Amerika’nın Tel-Aviv elçisinin hitap ettiği görüldü.
Rehinelerden Omri Miran’ın eşi Lishi Miran yaptığı konuşmada hükümete seslenerek. “Hangi zaferden bahsediyorsunuz? Bizi terk ettiniz, bir evimiz yok ve sevdiklerimiz elimizden alındı”, dedi.
Bilindiği üzere, 7 Ekim’de gerçekleştirilen Aksa Tufanı operasyonu ile çok sayıda asker ve yerleşimci rehin alınmış ve bunların bir kısmı yapılan anlaşma neticesinde İsrail rejimi hapishanelerinde tutulan Filistinliler karşılığında serbest bırakılmıştı.
İsrail rejimi Gazze’ye yönelik saldırılarına başlarken rehineleri kurtarmayı saldırının amaçları arasında ilan etmiş olmasına rağmen İsrail kamuoyu bugüne kadar bu amacın gerçekleşmediğini düşünüyor.
İsrailli asker ve yerleşimcilerden oluşan rehinelerin bazılarının İsrail rejimi ordusunun Gazze’ye yönelik saldırılarında hayatını kaybetmesi ve üç rehinenin de doğrudan İsrail rejimi ordusu tarafından öldürülmesi rehine yakınlarının İsrail ordusunun gerçek niyetini sorgulamalarına yol açmış ve rehine yakınları, rehinelerin Filistinliler tarafından değil İsrail ordusunun saldırıları sebebiyle öldürülmesinden korktuklarını açıklamışlardı.
Filistinlilerin elindeki rehinelerin tam sayısı bilinmiyor. Filistinliler Gazze'ye yönelik saldırılar tümüyle sona ermeden rehinelere ilişkin bir müzakerenin başlamayacağını vurguluyor.
