İsrail medyası: Kamuoyu savaşı tercih ediyor

img
İsrail medyası: Kamuoyu savaşı tercih ediyor YDH

İsrail medyası, Hamas'la olası bir esir takası anlaşması hakkında İsrail kamuoyundaki görüşün değişmeye başladığını açıkladı.




YDH- The Jerusalem Post’ta yer alan bir habere göre, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun, Hamas'ı "hayalperest" olmakla suçlamasından bir gün sonra, yani perşembe günü, Hamas ve İsrail arasında esirlerin takasına yönelik görüşmeler durdu.

Gazete, Netanyahu’nun Kahire'ye giden İsrail heyetine gelecekteki görüşmelere katılmama talimatı verdiğini bildirdi.

The Jerusalem Post, Hamas’ın 7 Ekim’deki operasyonda 257 İsrailliyi esir aldığını iddia etti.

The Jerusalem Post’a göre, o tarihten bu yana 123 esir serbest bırakıldı. Bunların çoğu Hamas'la yapılan esir anlaşmasının bir parçası olarak serbest bırakılırken, üçü askeri operasyonlar sırasında serbest bırakıldı.

Geriye kalan esirlerin akıbetinin ise belirsiz olduğunu söyleyen gazete, İsrail istihbaratının en az 30 esirin öldüğüne inandığını, rehinelerden herhangi birinin durumuyla ilgili bir teyit olmadığını bildirdi.

The Jerusalem Post ayrıca, halen Gazze'de bulunan 134 esirden dördünün mevcut savaştan yıllar önce kaçırıldığını belirtti.

Hamas'ın 2014 yılında bir askeri operasyonda öldürülen Hadar Goldin ve Oron Shaul adlı iki İsrail askerinin cesetlerini elinde tuttuğuna inanıldığını söyleyen gazete, ayrıca Avera Mengistu ve Hisham al-Sayed adlı iki kişinin de Gazze Şeridi'ne “yanlışlıkla” girdikleri için orada tutulduğunu iddia etti.

The Jerusalem Post gazetesi, 7 Ekim’den bu yana esirlerin ailelerinin medyada çıkan her habere kilitlenmiş durumda olduklarını söyledi.

Gazete, bu haberlerin, anlaşmanın yakın olduğuna dair iyimserlik ile taraflar arasındaki uçurumun kapatılamayacak kadar büyük olduğuna dair kötümserlik arasında gidip geldiğini bildirdi.

Mevcut uluslararası çabanın, taraflar arasındaki görüşmelere ev sahipliği yapan Mısır, ABD ve Hamas'a yakınlığıyla bilinen Katar tarafından yürütüldüğünü belirten The Jerusalem Post,  bu müzakerelerin İsrail'deki söylemi değiştirdiğini söyledi.

The Jerusalem Post, “Savaşın başlangıcında rehinelerin serbest bırakılmasının önceliği konusunda geniş bir mutabakat varmış gibi görünürken, İsrail'i rehinelerin serbest bırakılması için ödeyeceği bedeli dikkatle değerlendirmeye çağıran seslerin sayısı giderek artıyor.” dedi.

Rehinelerin geri getirilmesi 'ikinci plana atıldı'

Bar-Ilan Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden Profesör Motti Neiger’ın görüşüne yer veren gazete şunları aktardı: "Başlangıçta savaşın her iki hedefi konusunda da kamuoyunda bir mutabakat vardı. Fakat savaşın birkaç aydan daha uzun süreceği anlaşıldıkça, rehinelerin serbest bırakılması hedefinin ikinci plana düştüğü de anlaşılıyor."

Müzakerelerin çıkmaza girdiği haberleri medyada yer alırken, esirlerin yakınları ise Tel Aviv'deki ordu ve Savunma Bakanlığı önünde gösterilerine devam ediyor.

The Jerusalem Post, savaşın başlamasından yaklaşık iki ay sonra gerçekleşen ilk esir takasının ülkede geniş bir mutabakatla karşılandığını belirtti.

Neiger'e göre, İsrail rejimi, esirleri kurtarmak ve Hamas'ı devirmek gibi iki hedefe kilitlenmiş durumda ve kamuoyuna karşı şeffaf değil.

Gazete, Neiger’ın The Media Line'a verdiği demeci şöyle aktardı: "Bu hedefler muhtemelen hiçbir zaman paralel olarak var olamadı. Bu, bir yanılsama yarattı, çünkü liderlik her iki hedefe de tutunmaya çalışıyor, aslında desteklemedikleri halde birbirlerini desteklediklerini söylüyorlar."

The Jerusalem Post, 7 Ekim’de esir alınan Eitan Mor’un babası Tzvika’un, oğlunu serbest bırakacak herhangi bir anlaşmaya karşı çıktığını iddia etti.

Gazeteye göre, Tzvika, binlerce mahkûmun serbest bırakılması, İsrail'in savaşı durdurması ve ordunun, Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesini içeren Hamas'ın taleplerini çok yüksek buluyor.

'Bedeli İsrail değil Hamas ödemeli'

The Jerusalem Post, herhangi bir anlaşmaya karşı olan Tikva Forumu'nu kuran Tzvika Mor’un The Media Line'a verdiği demece de yer verdi.

Söz konusu demeçte Tzvika Mor şunları söylüyor: "Bedel ödeyen İsrail değil, Hamas olmalı. İsrail vatandaşları zaten yeterince bedel ödedi. Bir terör örgütüne teslim olarak güvenliğimizi riske atmayacağız. Diğer düşmanlarımız gözünde kendimizi zayıf gösteremeyiz. Böyle yaparsak, serbest bırakılacak binlerce terörist ve zaten serbest olanlar, saldırılar gerçekleştirmeye teşvik edilecek."

Gazete, Mor’un yalnız olmadığını, son zamanlarda yapılan anketlerin de İsraillilerin giderek, müzakere edilen mevcut şartlarda bir rehine anlaşmasına karşı olduklarını gösterdiğini belirtti.

Geçtiğimiz çarşamba günü Jewish People Policy Institute tarafından yapılan bir anketin sonuçlarına yer veren gazete, İsraillilerin %40'ının Hamas'ın devrilmesini isterken, esirlerin kurtarılmasına öncelik verenlerin oranınınsa %32 olduğunu bildirdi.

The Jerusalem Post ayrıca, İsrail Demokrasi Enstitüsü (IDI) tarafından ocak ayı sonunda yapılan bir anketin sonuçlarını da aktardı.

Bu ankete göre, İsrailli Yahudilerin %60'ının, tüm Filistinli tutukluların serbest bırakılması ve Gazze'deki çatışmaların durdurulması karşılığında rehinelerin serbest bırakılmasını sağlayacak bir anlaşmaya karşı oldukları görülüyor.

Tzvika Mor da The Media Line'a verdiği demeçte şunu iddia ediyor: "Oğlum da benimle aynı görüşte. Bu, onun yetiştirilme tarzı. Rehineler ancak düşman yenilgiye uğratıldıktan sonra serbest bırakılmalı."

Herkesin Tzvika Mor gibi düşünmediğini söyleyen The Jerusalem Post, 80 yaşındaki rehine Yoram Metzger'in gelini Ayala Metzger’in, Netanyahu'ya yönelik eleştirisini yayımladı.  

Ayala Metzger, İsrail'in kamu yayın kurumu Kan radyosuna verdiği röportajda, Netanyahu’yu şu cümlelerle eleştiriyor: "Ona inanmıyorum. Bence iktidarda kalabilmek için savaşı uzatmak istiyor. Bir şeyler kokuyor. Bu tamamen çılgınlık; rehinelerin değerini Filistinli tutukluların sayısıyla tartışmak nasıl normal kabul edilebilir?"

The Jerusalem Post, haberin devamında, ailelerin çoğunun, sevdiklerine karşılık tüm Filistinli mahkumların serbest bırakılması çağrısında bulunduğunu ve İsrail'in, Hamas'ı devirmekle böyle bir anlaşma tamamlandıktan sonra ilgilenebileceğini söylediğini bildirdi.

Gazete bu paralelde Metzger’in, "Biz daha akıllıyız. Hamas'la hesaplaşmayı daha sonra yapabiliriz." sözünü aktardı.

Oğlu Hadar'ın cesedi 2014 yılından bu yana Hamas’ın elinde olan Leah Goldin'in açıklaması da gazete şu şekilde yer aldı: "Eğer İsrail Hadar ve Oron'un serbest bırakılması konusunda ısrarcı olsaydı bunların hiçbiri yaşanmazdı, ben böyle düşünüyorum ve insanlar da bana böyle söyledi."

Goldin’in, suçu Netanyahu da dahil olmak üzere birçoğu bugün hâlâ karar verici pozisyonda olan İsrail'in mevcut liderliğine yüklediğini söyleyen The Jerusalem Post, onun eleştirilerine de yer verdi.

Goldin şunları söylüyor: "Bu başarısızlığı onlar yarattı ve şu anda hâlâ kararları onlar veriyor. Neden uluslararası insancıl hukuku kullanmıyorlar? Neden 9 yılı aşkın süredir bu gerçekleşmedi? Hamas neden eşit muamele görüyor?"