Haaretz'den Zvi Bar'el, rejim güçlerinin Mısır topraklarına saldırması halinde Mısır ve İsrail arasında askeri çatışma potansiyelinin altını çiziyor.
YDH- İsrail'in Rafah geçişinin kontrolünü ele geçirerek uluslararası hukuk çerçevesinde Gazze'nin işgalcisi statüsünü daha da sağlamlaştırdığını yazan İsrail gazetesi Haaretz'den Zvi Bar'el'in, ''Taking Control of the Rafah Crossing Means That Israel Is Once Again Occupying Gaza'' başlıklı makalesi, İsrail'in Mısır topraklarına saldırması halinde Mısır ve İsrail arasında askeri çatışma potansiyelinin altını çiziyor ve aynı zamanda da, Philadelphi Koridoru'nun Hamas'a silah ulaşmasını engellemedeki stratejik önemi vurgulanırken, bölgedeki hassas güç dengesine ve istenmeyen tırmanma potansiyeline işaret ediyor.
***
Mısır Dışişleri Bakanlığı, İsrail oredusunun Refah'taki operasyonunu ve Refah geçişini ele geçirmesini şiddetle kınadı ve bunu “riskli bir tırmanma” olarak nitelendirdi. Bu eylem, devam eden ateşkes müzakerelerini tehlikeye attığı ve özellikle insani yardıma muhtaç olan ve tıbbi yardım arayan sayısız Filistinlinin hayatını riske attığı için eleştirildi.
Mısır, İsrail'in Refah'a girme planından haberdar edildi; ancak ölçülü ve diplomatik tepki büyük bir öfkeyi ve bu hareketin sadece rehinelerin serbest bırakılmasına ilişkin görüşmeleri sabote etmekle kalmayıp, İsrail'in Refah'taki eylemi genişleterek yüz binlerce Gazzeliyi sınırı geçerek Mısır'a gitmeye zorlayacağı korkusunu da beraberinde getirdi.
Mısır'daki başka görüşler de daha iddialı bir tepki verilmesi çağrısında bulunuyor. Eski yüksek öğretim bakanı ve Kahire Üniversitesi rektörü olarak görev yapmış önemli bir isim olan Dr. Müfit Şihab Çarşamba günü Suudi el-Arabiya kanalına verdiği röportajda Mısır ordusunun İsrail'in eylemine “Mısır sınırları dışında gerçekleştiği için” karşılık vermediğini vurguladı.
Ancak "İsrail'in Mısır toprakları içinde bir saldırı düzenlemesi halinde Kahire buna karşılık vermek zorunda kalacak ve İsrail'le askeri bir çatışmaya girebilecektir.” dedi.
İsrail'in sınırı ihlal etme gibi bir planı yok ancak iki ülkenin kuvvetlerinin birbirine yakın olması, istemeden de olsa askeri bir çatışma yaşanması ve bunun sonucunda gerilimin tırmanması ihtimalini arttırıyor.
Bu arada Mısır, Camp David anlaşmaları uyarınca askerden arındırılması gereken bölgedeki önemli askeri varlığının yasal sonuçlarını inceliyor. Mısır, Camp David anlaşmalarının ihlalini kamuoyu önünde tartışmaktan kaçındı, bunun nedeni kısmen Katar'ın katılımının azalmasının ardından Mısır'ın birincil arabulucu rolünü üstlendiği devam eden müzakereleri sekteye uğratabilecek olmasıydı.
Geçtiğimiz birkaç yıl içinde Mısır, Sina bölgesinde gelişmiş silahlarla donatılmış önemli miktarda askeri güç konuşlandırmak ve hatta hava kuvvetlerini kullanmak için İsrail'den izin istedi ve aldı.
Bu stratejik hamle, Mısır'ın İslamcı terörist gruplara karşı sürdürdüğü mücadele kapsamında gerçekleştirilmiştir. Bu dönemde Mısır'dan gelen açıklamalar, İsrail askeri güçlerinin Mısır'daki çatışmalara aktif katılımına ışık tutarken, teröristlerin kalelerinin tespit edilip ortadan kaldırılmasını büyük ölçüde kolaylaştıran güçlü bir istihbarat işbirliğinin de ortaya çıkmasını sağladı.
Aynı zamanda İsrail'in Refah sınır kapısının Filistin bölümüne hakim olması Mısır'ın Hamas üzerindeki birincil etkisini önemli ölçüde azalttı. Çatışmadan önce, sınırsız mal ve insan dolaşımına olanak sağlayan geçiş, Hamas'a Gazze sakinlerinin yaşamlarını yönetmek için güçlü bir araç sağlıyordu.
Dahası, her giriş ve çıkış izninden alınan “komisyonlar” sayesinde kazançlı bir gelir kapısı işlevi görüyordu. Mısır'ın geçidi kapatma kabiliyeti Hamas'ın İsrail'e karşı davranışları üzerinde önemli bir etkiye sahipti.
Mısır ve Hamas arasındaki koordinasyon, geçidin Mısır tarafını kontrol eden Mısır istihbarat yetkililerine de büyük kazançlar sağladı. Mısır'dan ayrılmak isteyen bölge sakinleri, Mısırlı yetkililere ve özellikle de Cumhurbaşkanı Sisi'ye sadık İbrahim Arjani'nin sahibi olduğu Mısırlı Halaa şirketine “geçiş ücreti” olarak 5 bin ila 10 bin dolar gibi yüksek miktarlarda para ödemek zorunda kaldı.
Arjani, Gazze'den Mısır'a insan taşımacılığı ve şeride mal getiren nakliye kamyonlarını işletme imtiyazını aldı. Savaşın başlangıcından bu yana şirket hizmetlerinin fiyatını önemli ölçüde arttırdı.
Ortadoğu ile ilgilenen bir İngiliz sitesi olan Middle East Eye'a göre, şirket hizmetleri karşılığında yaklaşık 120 milyon dolar kazandı. Refah sınır kapısından geçen yardım kargolarının bundan sonra nasıl düzenleneceği ve özellikle de yaralı ve hastaların Gazze'den Mısır'a geçişinin nasıl olacağı belli değil.
Refah sınır kapısı, İsrail'in burayı ele geçirmesinin ardından Mısır'ın Hamas üzerindeki baskı unsuru olma gücünü yitirdi; ancak bu hamle İsrail'i Gazze Şeridi'ndeki sivil yaşamın en azından bir kısmının yönetiminden doğrudan sorumlu hale getirdi.
Salı günü Beyaz Saray Ulusal Güvenlik İletişim Danışmanı John Kirby, İsrail'in Refah'taki operasyonunun ölçek, kapsam ve süre bakımından sınırlı olduğunu ve “Hamas'ın Gazze'ye silah ve fon kaçırma kabiliyetini kesmek için tasarlandığını” söyledi.
Ancak Kirby'nin açıklamasını İsrail'in hedeflerinden ayıran taktiksel bir boşluk var. İsrail, geçişi yöneten kurum için üzerinde anlaşmaya varılmış bir alternatif bulunmadıkça, Philadelphi Koridoru'nun doğu kısmını ele geçirmeden Refah geçişini izole bir bölge olarak kontrol edemez.
Mısır'a “sınır muhafızı” olarak güvenmeyen İsrail, haklı olarak Filadelfiya Koridoru'nun kontrolünü Hamas'a silah geçişini engellemek için kritik bir hamle olarak görüyor. Ancak savaşın başından beri Refah sınır kapısının kendisi bu tehdidin bir parçası olmadı çünkü buradan geçen her kamyon şeride girmeden önce İsrail ordusu tarafından dikkatle denetleniyor.
Mısır birkaç hafta önce geçişin Gazze tarafını Filistin Yönetimi'nin yönetmesine izin vermeyi ya da 2005 yılında imzalanan ve Gazzeli yetkililer ile yabancı müfettişlerin geçişi yönetmesini, İsrail'in ise insan ve mal geçişine izin verme ya da vermeme yetkisine sahip olmasını öngören anlaşmayı yeniden yürürlüğe koymayı önerdi.
Ancak İsrail, Filistin Yönetimi'ne Gazze'de bir dayanak noktası sağlayacak her türlü öneriye karşı çıkıyor; üstelik Filistin Yönetimi'nin Gazze'ye müdahil olmasını bir Filistin devletinin tanınmasına yol açacak geniş bir diplomatik hamleye bağlıyor.
Yaniv Kubovich bu hafta Mısır, İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri'nin, askeri eylemler sona erdikten sonra, muhtemelen Amerikalı olacak silahlı bir sivil şirketin, kamyonların denetlenmesi de dahil olmak üzere geçitten geçişi denetlemesi konusunda anlaştığını bildirdi.
Bu yeni bir fikir değil, özel güvenlik şirketleri zaten Gazze Şeridi'nde faaliyet gösteriyor ve yardım kuruluşlarına koruma sağlıyor.
Bu hizmetin bedelini de çoktan ödediler. Nisan ayında İngiliz güvenlik şirketi Solace Global'in üç çalışanı İsrail'in World Central Kitchen yardım çalışanlarının aracına düzenlediği hava saldırısında öldürüldü.
Bu tür güvenlik şirketleri düzinelerce ülkede, birçoğu Afganistan ve Irak'ta bu tür şirketleri işleten ABD gibi yerel ya da yabancı hükümetlerin taşeronu olarak istihdam ediliyor.
Sorun şu ki, özel bir güvenlik şirketi istihdam etmenin büyük maliyetinin ötesinde, resmi işvereninin İsrail mi yoksa ABD mi olacağı belli değil. Bu önemli bir konu çünkü Refah geçişinin işletilmesinden resmi olarak kimin sorumlu olduğunu, operasyon politikasını kimin şekillendireceğini ve daha da önemlisi Hamas saldırısı ya da Gazze sakinleriyle çatışma durumunda şirketin angajman kurallarının ne olacağını belirleyecek.
Görünen o ki bu meseleye üzerinde mutabık kalınan bir çözüm bulunana kadar İsrail, Gazze'nin işgalcisi statüsünü, uluslararası hukuka göre bu statünün tüm sonuçlarıyla birlikte genişletiyor ve tesis ediyor.
Çeviri: YDH