Gazze için işgal stratejisi: salamı dilimleme

img
Gazze için işgal stratejisi: salamı dilimleme YDH

İsrail'in Gazze'ye yönelik tam bir askeri abluka uygulayarak bölgenin geleceği üzerinde tam kontrol sahibi olmasını sağlayacak kilit stratejik hedefine zemin hazırladığı gerçeğinin peşini bırakmamalıyız.




YDH- İngiliz siyasi analist Tom Fowdy'nin el-Meyadin'de ''Israel's salami-slicing occupational strategy for Gaza'' başlığıyla yayınlanan makalesi, işgal altındaki Batı Şeria'da gözlemlenene benzer şekilde, uzun vadeli bir işgal stratejisine ve statükoyu kademeli olarak değiştirerek Filistinli nüfusu yerinden eden “salamı-dilimleme” adlı işgalci yaklaşımını işliyor. 

***

İsrail, Tel Aviv'in saldırılarının yol açtığı yıkımdan kaçan çok sayıda mülteciye ev sahipliği yapan Gazze'nin Refah bölgesini uluslararası görüşü hiçe sayarak işgal etmeyi planlıyor.

İsrail İşgal Güçleri harekâta hazırlık olarak sınırı işgal etmiş ve kapatmış durumda. Askeri operasyonlarının gelecekteki sonuçları ne olursa olsun, bu eylem şu ana kadar gerçekleştirdikleri en etkili eylem olarak öne çıkıyor.

Tüm sınır noktalarının kapatılması yoluyla İsrail rejimi tarafından Gazze üzerinde tam bir fiili askeri ve işgalci kontrolün tesis edilmesi önemli bir gelişmedir.

ABD tarafından inşa edilen geçici iskelenin inşası, Gazze'ye giren tüm malların yalnızca İsrail'in denetimi altındaki deniz geçitlerinden kontrol edilmesi amacına hizmet ediyor. 

Bu hamle, “İsrail'in” Gazze şeridine yönelik askeri kuşatma ve ambargosunu sağlamlaştırarak kapsamlı bir stratejiye işaret etmektedir.

Bu son gelişme, Netanyahu'nun çatışmanın ardından bölgeyi denetleyecek “yeni güvenlik çerçevesi” ya da daha basit bir ifadeyle, geri dönüşü olmayan resmi bir işgal olarak adlandırdığı şeyin ilk aşamasını sağlamlaştırıyor.

İsrail, zorunlu güvenlik gerekçelerini öne sürerek bu stratejik ilerlemeden hiçbir koşulda vazgeçmeyecektir. Yarın tüm çatışmalara ve bombardımanlara son verecek bir ateşkes gerçekleşse bile, İsrail rejimi Hamas'la önceki statükoya dönmeyi reddettiğini açıkça belirtmiş olarak bölge üzerinde otorite kurmaya devam edecektir.

Bunu analiz ederken artık kısa vadeli sonuçlardan ziyade uzun vadeli sonuçlara bakmalıyız. Uluslararası hukuka göre yasadışı olan Gazze Şeridi üzerindeki kalıcı askeri işgali sürdürürken, hükümetindeki sertlik yanlılarının baskısına boyun eğen ve destek kazanmaya ihtiyaç duyan Benjamin Netanyahu'nun, işgal altındaki Batı Şeria'da görüldüğü gibi, işgale karşı “salamı-dilimleme” yaklaşımını benimsemesi beklenmelidir.

Salami-dilimleme, statükonun aşamalı hamlelerle kademeli olarak değiştirildiği, ancak bunun açıkça kabul edilmediği bir siyasi stratejiyi ifade eder.

Salam sosisinden her ince dilim aldığınızda, bir önceki aşamayla nispeten aynı görünür, ancak zamanla dilimler toplanır ve salam gittikçe küçülür. 

İşgal altındaki Batı Şeria'da İsrail'in salam dilimlemesi, Filistinli nüfusun topraklarından ince ve aşamalı bir şekilde sürülmesine ve dünyanın büyük ölçüde görmezden geldiği bir hızda gerçekleşen yerleşimcilerin yavaş ilerlemesine tanık oldu.

Bir Filistinlinin suç işlediğine kanaat getirilirse, evi yıkılıyor ve toprak daha sonra İsrailli yerleşimcilere veriliyor. Dolayısıyla, işgal altındaki Batı Şeria'da statüko yavaş yavaş İsrail askeri kontrolü altına giriyor.

Netanyahu'nun Gazze Şeridi için de aynı modeli benimsemesini beklemeliyiz. Topraktaki nüfus yavaş yavaş yerinden edilecek ve yerleşimciler yeniden yerleştirilecektir. Bu varsayımsal ya da spekülatif bir durum değil, zira insanlar bunu yapmak için şimdiden sıraya girmiş durumda.

BBC'nin bir makalesinde belirttiği gibi, “İsrail'in yerleşimci hareketinin büyükannesi 78 yaşındaki Daniella Weiss'a sorun, elinde Gazze'ye hemen taşınmaya hazır 500 ailelik bir liste olduğunu söylüyor.”

Makale, yerleşimcilerin ve sertlik yanlılarının, İsrail'in bir ihanet ve stratejik hata olarak algılanan 2005'teki çekilmesini tersine çevirme çabalarını vurguluyor.

Bu, şüphesiz Gazzelilerin ve Filistinlilerin direnişini zayıflatacak ve süreci hızlandırmak için bir bahane sağlayacaktır. İsrail'in Gazze'yi ayrım gözetmeksizin bombalaması, bölgeyi Gazzeliler için yaşanmaz hale getirmeyi amaçladığından kasıtlı görünmektedir.

Batı Şeria'da devam eden gelişmeler göz önüne alındığında Batı'dan kayda değer bir muhalefet gelmemesi şaşırtıcı değil. Netanyahu bu durumu siyasi ömrü için hayati önemde görüyor.

Böylece Gazze'nin ayrı ve egemen bir siyasi varlık olarak nihai sonunu görüyoruz. Refah savaşı sırasında vahşet, şiddet ve sivillerin öldürülmesinin devam etmesini bekleyebilirken, İsrail'in en önemli stratejik hedefi olan Gazze'nin %100 askeri ablukasını gerçekleştirmeye çalıştığı, böylece Gazze'nin geleceğini tek başına kontrol etmesine zemin hazırladığı ve dolayısıyla Gazze'yi aşamalı olarak işgal edilmiş ve yerleşilmiş bir bölgeye dönüştürdüğü gerçeğinden uzaklaşmamalıyız.

Çeviri: YDH