''Toplu tecavüz'' iddialarının asılsızlığı ifşa edildi

img
''Toplu tecavüz'' iddialarının asılsızlığı ifşa edildi YDH

Bağımsız medya kuruluşlarının “soruşturma” olarak adlandırılan raporları incelemesi ve toplu tecavüz iddialarını destekleyecek hiçbir kanıt bulunmadığı sonucuna varmasıyla anlatı çökertildi.




YDH- İran merkezli Press TV'den Meryem Karagözlü, ''Exposed: How Israeli ‘watchdog’ behind Oct. 7 ‘mass rape’ lie ate its words'' başlıklı makalesinde, Batı medyasının, Hamas direnişçilerine yönelik düzmece tecavüz iddialarını desteklemek için büyük oranda haber ürettiğini ancak sonunda bütün bu haberlerin temelsiz ve delilden yoksun olduğunun ortaya çıktğını işliyor.

 

***

İsrail kuruluşu iddiaları doğrulayamadığı gerekçesiyle 7 Ekim sırasında “cinsel şiddet” yaşandığına ilişkin raporunu geri çekti. Bu geri çekilme, New York Times'ın güvenilmez kaynaklar ve kayda değer kanıt yokluğu nedeniyle çürüttüğü makalenin ardından geldi. Hamas direnişçilerine yönelik itibarsız iddialar, uygun teyitleme ve güvenilir kaynaklar olmaksızın yayılmış, bütün bu iftira ve karalama kampanyası da kanıttan yoksun kalmıştı. İlerleyen süreçte asılsız iddialar teker teker çürütüldü. 

Physicians for Human Rights Israel (PHRI) kısa bir süre önce yaptığı açıklamada, Kasım 2023'te yayınladıkları cinsel şiddetle ilgili sözde belgenin kesin bir sonuca varmadığını itiraf etti. 

Batı medyasının büyük ilgisini çeken bu belge, Aksa Tufanı Operasyonu sırasında Hamas direnişçilerine yönelik sahte tecavüz iddialarına kanıt olarak kullanılmıştı.

 

Geçtiğimiz yıl 7 Ekim'de meydana gelen olayların ardından İsrailli grup tarafından dile getirilen ve birçok Batılı medya kuruluşu tarafından geniş bir şekilde haberleştirilen bu iddianın asılsız olduğu sonunda kanıtlandı.

 

PHRI, belgenin amacının sadece bu acil mesele hakkında “farkındalık yaratmak” olduğunu açıkladı. 

Grup, yaptığı açıklamada, “Kasım ayında pozisyon belgesinin yayınlanmasını takip eden aylarda yürütülen kapsamlı soruşturmalarda, belgede atıfta bulunulan bazı tanıklıklar tartışmalı hale geldi ya da doğrulanamaz bulundu ve gelecekte daha fazlası benzer incelemelerle karşı karşıya kalabilir” dedi.

PHRI, “Bu ifadelerin görüş belgesinde yer almasından üzüntü duyuyoruz.” diye ekledi. 

Belgenin “birincil amacının” konunun kapsamlı bir şekilde soruşturulmasını “savunmak” olduğu ve raporun iddiaları “doğrulamak” ya da “itibarsızlaştırmak” anlamına gelmediği belirtildi.

Açıklamada, “Odak noktamız konu hakkında farkındalık yaratmak, resmi bir soruşturmayı savunmak ve potansiyel mağdurların travmalarının içeriğine uygun profesyonel bakım almalarını sağlamak için acil eylem için baskı yapmaktı” denildi.

Geçtiğimiz yıl 7 Ekim'de meydana gelen olayların ardından İsrailli grup tarafından dile getirilen ve birçok Batılı medya kuruluşu tarafından geniş bir şekilde haberleştirilen bu iddianın asılsız olduğu sonunda kanıtlandı.

Anlatı nasıl itibarsızlaştırıldı?

İsrail hükümetinin Gazze'de devam eden ve kuşatma altındaki bölgede 35 binden fazla Filistinlinin trajik bir şekilde hayatını kaybetmesine neden olan askeri harekâtının ortasında, 7 Ekim'de Hamas savaşçılarını toplu tecavüz ve cinsel şiddet uygulamakla suçlayan asılsız iddialar ortaya atılmıştı. İddialar, Filistin direnişini kötülemek ve şeytanlaştırmak amacıyla sosyal medya platformlarında ve Batılı medya kuruluşlarında temel doğruluk kontrolü yapılmadan dolaşıma sokuldu.

28 Aralık'ta New York Times sözde bir araştırma yayınladı ve bunu diğer medya raporları, yüzlerce haber ve İsrailli kaynaklara ve aynı İsrailli gruba atıfta bulunan röportajlar takip ederek okuyucuları Hamas'ın “tecavüzü bir savaş silahı olarak kullandığına” ikna etti.

Ancak NYT ve diğer ana akım Batı medyası tarafından aktarılan hikâye kısa sürede dağıldı ve sistematik sorunları ortaya çıkardı. Bağımsız medya kuruluşları “soruşturma” olarak adlandırılan raporları incelemeye başladı ve sonunda “toplu tecavüzün gerçekleştiğine dair hiçbir kanıt olmadığı” sonucuna vardı.

The Electronic Intifada, NYT'nin haberini çürüten raporunda, “New York Times'ın makalesi, İsrail'in Gazze'deki soykırımını meşrulaştırmayı ya da dikkatleri başka yöne çekmeyi amaçlayan duygusal açıdan manipülatif bir sahtekârlıktır” dedi.

Buna rağmen o dönem,The New Yorker, New York Times, Associated Press ve The Nation, 7 Ekim'de PRI'nin Kasım ayı ''farkındalık yaratma'' belgesini “tecavüz ve cinsel şiddetin” kanıtı olarak ele almıştı.

Ancak PHRI'nin raporu, diğer benzer raporlar gibi, herhangi bir orijinal rapordan yoksundu ve aynı zamanda doğrulanmamış medya iddialarına dayanıyordu.

Ayrıca herhangi bir adli kanıt, hayatta kalanların ifadeleri ya da video kanıtı da içermiyordu.

Mart ayında PHRI etik ve politika direktörü Hadas Ziv de birlikte kaleme aldığı araştırma belgesinde çok sayıda sorun olduğunu kabul etti.

Ziv, kaynaklarla ilgili güvenilirlik sorunları olduğunu ve mevcut tüm kanıtları gözden geçirmediğini kabul etti.

Ayrıca raporda yer alan çok sayıda kaynağın, Batı medyasının yanıltıcı bir şekilde kar amacı gütmeyen bir “acil müdahale ekibi” olarak tanımladığı, skandallarla dolu aşırılıkçı Siyonist bir grup olan ZAKA da dahil olmak üzere vahşet hikayeleri uydurduğundan “habersiz” olduğunu söyledi.

Aslında ZAKA ve liderleri, en önemlisi de Yossi Landau, 7 Ekim'le ilgili olarak, kafası kesilen bebekler, birbirine bağlanarak vurulan ve yakılan çocuklar ve karnından cenini çıkarılan hamile bir kadın gibi uydurma hikayeler de dahil olmak üzere vahşet propagandası yaparken yakalandı.

Landau, “ZAKA gönüllülerinin güvenilmez olduğunu bilmiyordum.Ama belki de hikayeyi olduğu gibi anlatan insanlara güveniyorum ve önünü arkasını araştırmıyorum,” dedi.

Reuters, CNN, The New York Times, BBC, The Guardian, NBC, Politico, The Wall Street Journal ve The Washington Post gibi diğer medya kuruluşları da ZAKA gönüllülerinin geçmiş skandallarına ya da mevcut tartışmalarına hiç değinmeden haberi yaydı.

Yapılan incelemeler PHRI'nin gazetesinde ve diğer medya kuruluşlarında adı geçen ve tecavüz ya da cinsel şiddet izleri taşıyan cesetler gördüklerini iddia eden kaynakların hiçbirinin bu tür değerlendirmeler yapmak üzere profesyonel olarak eğitilmediğini ve neredeyse tamamının bu hikayeleri uydurduğunu ortaya koydu.

PHRI raporu ayrıca, tecavüz gördüğünü iddia eden Raz Cohen de dahil olmak üzere bazı kaynaklarının İsrail ordusuyla bağlantılı olduğunu belirtti.

Ayrıca Cohen'in hikayesinin birçok kez değiştiği gerçeğini de göz ardı etmişti.

Görev tamamlandı

PHRI'nin raporunu geri çekmesiyle birlikte gözlemciler, aynı sahte iddiaları yayan ana akım medya ve Siyonist kuruluşların artık dayanacak bir şeyleri kalmadığına inanıyor.

Intercept'in Washington DC büro şefi Ryan Grim, geçen hafta X'te yazdığı bir yazıda, “PHRI şimdi raporunu büyük ölçüde geri çekiyor, hiçbir sonuca varmadığını ve sadece bir soruşturmayı savunduğunu belirtiyor ve hatalı ve güvenilmez bilgilerin dahil edilmesinden pişmanlık duyuyor” dedi.

“Önümüzdeki aylarda ve yıllarda da benzer açıklamalar duymaya devam edeceğiz - konu hakkında güvenle konuşulabildiğinde ve amacı korkunç bir şekilde tamamlandığında” diye ekledi.

Hak örgütleri de İsrail rejiminin Hamas tarafından işlenen cinsel şiddete ilişkin itibarsız raporları çoktan “istismar ettiği” ve Filistinlilere yönelik soykırımcı savaş kampanyasını meşrulaştırmak ve Gazze'deki 2,3 milyon sivil nüfusu insanlıktan çıkarmak için bir propaganda aracı olarak “silah olarak kullandığı” konusunda uyarıda bulunuyor.   

Anti-emperyalist ve anti-kolonyalist perspektiflere sahip feminist akademisyenler ve hukuk uzmanlarından oluşan Filistin için Feminist Dayanışma Uluslararası Kolektifi konuyla ilgili açıklama yaptı.

Akademisyen ve hukukçular, İsrail'in Batı medyasının Hamas'a karşı yürüttüğü kampanyayı Filistinli erkekleri insanlıktan çıkarmak için düzenlediğini ileri sürdü.

Feminist kolektif, İsrail'in, ana akım medyadaki önyargılı tasvirlerin aksine, Filistinlilerin olumsuz çevrimiçi görüntülerini paylaşarak anlatıyı kontrol etmeyi amaçladığını savunuyor.

Filistin için Feminist Dayanışma Uluslararası Kolektifi konuyla ilgili şöyle söyledi:

“Sistematik ve vahşi tecavüz suçlaması sadece Filistin direnişini şeytanlaştırmak için değil, genel olarak Filistinli erkekleri insanlıktan çıkarmak için kullanılan bir araçtır. Filistin direnişinin sömürgecilik karşıtı bir kurtuluş hareketi olarak değil de terörist-tecavüzcü benzetmesiyle çerçevelenmesi, Filistinlilerin uluslararası hukuk çerçevesinde işgale karşı silahlı direniş hakkını da ortadan kaldırmaktadır.”

***

Çeviri: YDH