Siyonist rejim, 7 Ekim'den bu yana işlediği suçlar nedeniyle büyük darbeler aldı, başta müttefik ülkelerin kamuoyunun İsrail'e olan tahammülü tükeniyor.
YDH - Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere yönelik devam eden soykırımı her gün ifşa edilen İsrail, kamuoyu savaşını kaybediyor ve en büyük müttefiki ABD'deki kamuoyunun Siyonist rejime olan desteği aşınıyor
Gallup tarafından mart ayında gerçekleştirilen bir kamuoyu yoklamasına göre ABD'de halkın yüzde 55'i İsrail'in Gazze'deki soykırım harekatını onaylamıyor. Bur rakam Kasım 2023'te yüzde 45'ti ve onay oranı da yüzde 50'den yüzde 36'ya geriledi.
Ancak yukarıda bahsi geçen anketin sonuçları sadece internette yayımlanan rakamlardan ibaret değil. Aslında bu rakamlar rejimin sekiz aydır devam eden savaştaki diplomatik, hukuki ve askeri başarısızlığına işaret ediyor.
Rejimin 7 Ekim'den bu yana sivilleri, okulları, hastaneleri ve yardım çalışanlarını hedef almak ve Gazze'ye yardım akışını engellemek de dahil olmak üzere gerçekleştirdiği eylemler ve sayısız ihlaller geri tepti.
Amerikalı teknoloji tekeli Meta'nın Facebook ve Instagram'da İsrail işgal güçleri tarafından işlenen katliamları ifşa eden Filistin yanlısı içeriği sansürleme girişimlerine rağmen rejimin suçlarını ve Gazze'deki Filistin halkının çektiği acıları belgeleyen görüntüler sosyal medya platformlarını yaygın bir şekilde paylaşılıyor.
Gazze'den gelen görüntüler, başta gençler olmak üzere Batı'nın geniş bir kesiminde farkındalığın yayılmasına katkıda bulundu.
Bu farkındalık, devam eden soykırıma ve Batı'nın rejime verdiği askeri, diplomatik ve mali desteğe son verilmesi çağrısında bulunarak, ABD ve Avrupa üniversitelerini şaşkına çeviren Filistin yanlısı öğrenci protestoları ve kamplarının dünya çapında büyük bir dalgayla patlak vermesiyle sonuçlandı.
Bu savaşla birlikte ortaya çıkan şiddetin boyutu Norveç, İrlanda ve İspanya'nın bir Filistin devletini resmen tanımasını beraberinde getirdi.
Mart ayında Demokrat Senato Çoğunluk Lideri Chuck Schumer, İsrail yönetiminin Gazze savaşını yürütüş biçimine tepki göstererek rejimin erken seçimlere gitmesi çağrısında bulundu.
Anlatı savaşında Batı medya makinesi de durumu İsrail'in lehine çevirmekte başarılı olamadı.
New York Times'ın Filistin direnişini şeytanlaştırmak amacıyla yayımladığı ve 7 Ekim'deki Aksa Tufanı operasyonu sırasında direniş örgütlerinin İsrailli kadınlara cinsel saldırıda bulunduğunu, bebekleri öldürdüğünü ve kafalarını kestiğini iddia eden yalan haberler bizzat İsrail medyası tarafından çürütültü.
Buna ek olarak, bağışçıların BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı'na (UNRWA) çok ihtiyaç duyduğu fonlar, rejimin ajans personelinin Hamas'la ilişkisine dair kanıt sunamamasının ardından kısmen iade edildi.
Uluslararası alanda ise İsrail, Gazze'de ateşkes çağrısında bulunan BM Güvenlik Konseyi kararını görmezden geldi ve Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) güneydeki Refah kentine yönelik saldırıları durdurma ve Gazze'deki soykırım eylemlerini önlemek için elinden geleni yapma emrine karşı gelerek, uluslararası ve insani hukuku hiçe saydı.
İsrail'in Gazze'ye yönelik soykırım savaşının devam etmesinin ardından, Güney Afrika tarafından UAD nezdinde İsrail aleyhine açılan davaya şu ana kadar on ülke katıldı.
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) en üst düzey savcısı, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ve Güvenlik Bakanı Yoav Gallant hakkında, işgal güçleri tarafından Gazze'de işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle yakalama kararı çıkarılması talebinde bulundu.
Askeri açıdan, rejimin direnişin elindeki esirleri geri almak ve Hamas'ı 'ortadan kaldırmak' gibi gerçeklerden kopuk hedefleri de dahil olmak üzere savaşta ilan ettiği hedeflere ulaşamaması, esirlerin ailelerinin sabrının tükenmesi ve Netanyahu hükümetinin devam eden başarısızlıkları nedeniyle istifasını istemesiyle birlikte İsrail'in iç cephesine büyük zarar verdi.
Direniş örgütleri, savaşçılarının askeri hedeflere yönelik operasyonlar gerçekleştirdiği ve işgal ordusunun direnişi yok ettiğini iddia ettiği yerlerden İsrail yerleşimlerine roket fırlattığı görüntüleri kamuoyuyla paylaştı.
İşgal altındaki Filistin'in kuzey cephesinde, Hizbullah'ın İsrail hedeflerine ve yerleşimlerine karşı başlattığı yoğunlaştırılmış operasyonlar, rejimin güvenlik doktrinini çökertti.
Hizbullah'ın Gazze'ye destek amacıyla 8 Ekim 2023'te operasyonlarına başlamasından bu yana 60 binnden fazla İsrailli, direnişin hedeflindeki yerleşimlerden tahliye edildi ve Tel Hay Akademik Koleji tarafından yakın zamanda yapılan kamuoyu yoklaması, bu yerleşimcilerin yüzde 40'ının savaş bittikten sonra bile bölgeye geri dönmemeyi düşünmediğini gösterdi.
Hizbullah'ın ağır roket ve insansız hava aracı saldırıları, işgal rejimi ve ordusundan bazılarını çatışmanın uzatılmasını ve Lübnan'a savaş açılmasını savunmaya itti.
Ancak İsrailli uzmanlar, rejimin Hizbullah'ı yenme ve yüz binlerce füze ve insansız hava aracını imha etme kabiliyetinden yoksun olduğu uyarısında bulunarak, İsrail hava savunmasının Hizbullah'ın insansız hava araçlarını ve roketlerini tespit etme ve önleme konusundaki başarısızlığı nedeniyle olası bir savaşın ilk günden kaybedileceği uyarısını yaptı.
Siyonist rejim, şu anda yalnızlaşmış ve köşeye sıkışmış durumda, suçlamaları çürütüldü ve Gazze'de yürüttüğü soykırım savaşını sona erdirmek, işgal güçlerini bölgeden çekmek ve Filistin direnişi ile bir esir takası anlaşması için görüşmelere oturmak dışında bir çıkış stratejisi bulunmuyor.